Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) “Emperyalist Alman Devletinin 30 Yıldan Bu Yana Kürt Ulusal Hareketi – PKK’ye Karşı Sürdürdüğü Yasağa Karşı Çıkalım! 129 A-B Gerici Yasasına Karşı Mücadeleyi Büyütelim!” başlıklı bir açıklama yayımladı. Açıklamada Alman devletinin 129 a/b yasasıyla devrimcilere, komünistlere, muhaliflere yönelik baskı, yasak, tutuklama ve yargılamaların sistematikleştiği belirtildi.
Açıklamanın tam hali şu şekilde:
Alman devleti emperyalist tekelci sermayenin çıkarları doğrultusunda, baskıcı yasalarıyla işçi ve emekçilerin örgütlenmesini engellemeye çalışmakta, uşağı olan devletlerle kurduğu çıkar ilişkisi doğrultusunda göçmen politikasını şekillendirmektedir.
Başta Alman devleti olmak üzere AB emperyalistlerinin ‘terör, terörizmle mücadele’ adı altında ezilen halkların isyanına, devrimci mücadelesine saldırmasının ve halkın öncülerine karşı tutuklama, özgürlükleri sınırlamasının tek nedeni vardır: Burjuvazinin ve sermayenin sömürü düzenini korumak ve sürdürmek.
Alman devletinin anti faşistlere, devrimcilere, sosyalistlere ve komünistlere yönelik saldırı yasalarının tarihi çok eskidir. Tarihsel ve sınıfsal olan anti-komünist refleksiyle gerici, baskıcı yasa ve uygulamalara bugünde başvuruyor.
11 Eylül 2001 eylemleri bahane edilerek ABD emperyalistleri ‘anti-terör’ yasaları ile uluslararası ölçekte ezilen ulus ve halklara yönelik kapsamlı bir saldırı süreci başlattı. Bu saldırılara AB emperyalistleri ve Almanya’da hızla uyum sağlayarak güncellenmiş şekilde 129 a/b yasa maddelerini uygulamaya koydu. Bu yasa düzenlemesi ile göçmen kökenli ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesi yürüten muhaliflere yönelik baskı, takibat, tutuklama, yargılama ve hapis cezaları uygulamaları sistematik bir hal aldı.
Çıkartılan ‘anti-terör yasaları’ ile anti faşist, devrimci, sosyalist ve komünist kurumlar ve kişilere yönelik, bu yasalar sonucunda soruşturmalar, oturum hakları iptalleri, sınır dışılar, ev ve dernek baskınları, gözaltı ve tutuklamalar yaygınlaştırıldı.
İzinli, yasal, demokratik faaliyetler, panel, gece, tatil kampı gibi sosyal, kültürel faaliyetler, semboller dahi ‘terörist faaliyet’ kapsamına alınarak soruşturmalar açılmakta veya yasaklanabilmektedir.
İltica hakkı almış politik kişilerin özgürlükleri ve siyaset yapma hakları kısıtlanarak, başta göçmenler olmak üzere tüm ezilen emekçilere gözdağı verip, sindirilmek istenmektedir. Uluslararası ölçekte kabul edilen politik mülteci haklarına bu şekilde kapsamlı bir saldırı kampanyası başlatılmıştır. Emperyalistler çıkarları doğrultusunda uşağı olan devletlerde yürüyen ulusal ve halkın kurtuluş mücadelelerini bu şekilde özel bir baskı altına alma yöntemine başvurmuştur. Böylelikle kendi uşaklarını politik olarak bu şekilde de koruma altına alma çabasına girmiş, faşist rejimlerin politik hakları yok sayan tutumuna eşlik eden bir yönelim oluşturmuştur.
Almanya’da ‘Terör listeleri’ne alınan PKK (Kürdistan İşçi Partisi), DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi), FHKC (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi), FARC (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri), NPA (Filipinler Yeni Halk Ordusu) PKP (Peru Komünist Partisi) uzun zamandır yasaklanmıştır. 2015 yılında Avrupa çapında eş zamanlı bir operasyonla tutuklanan ve uzun yıllar yargılanan devrimci ve komünistlere yönelik açılan Münih davası ile bu halkaya TKP/ML (Türkiye Komünist Partisi/ Marksist-Leninist)’de eklenmiştir. Alman devleti bu yaklaşımı ile devrimci, ilerici, komünist örgütleri sürekli baskı ve yasaklamalarla politik çalışmalardan alı koymaya, faaliyetçileri ve taraftarları tutuklamaya yönelmektedir.
Alman emperyalist devleti, faşist Türk devleti ile olan tarihsel stratejik çıkar ilişkileri yanında savaş aygıtı NATO şemsiyesi altında büyük bir ortaklığa sahiptir. Türkiye’de Alman emperyalistlerinin yatırımları ve sermayesinin güvencesi için, bugünkü faşist Erdoğan iktidarıyla da uyumlu ilişkiler sürdürmeye devam etmektedir. Türk devletinin başta Kürt ulusuna ve çeşitli milliyetlerden halka yönelik her türlü katliam, tutuklama, izolasyon, hukuksuzluk ve hak gasplarına göz yumarak onay vermekte ve uşağının çıkarını korumaktadır. Ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesi yürüten devrimcileri Almanya’da tutuklayarak, sınırlayarak Türk egemenlerini memnun etmekte ve bunu bir pazarlık aracına da çevirmektedir.
Faşist TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berlin’i ziyaretini yerli ve göçmen tüm devrimci, demokratik güçler olarak; 30. yılında PKK yasağı ve tüm yasakların kaldırılması, 129 a/b gerici yasaya dayanarak tutuklu bulunan tüm devrimci tutsakların serbest bırakılması talebini birlikte haykıralım!
Emperyalizme, faşizme ve gericiliğe karşı devrimci mücadeleyi ve direnişi büyütelim!
Yaşasın Devrimci Dayanışma!
AVRUPA GÖÇMEN EMEKÇİLER BİRLİĞİ – AGEB
15 KASIM 2023