NATO Genel Sekreteri’nin son Kabil ziyaretinde kukla hükümetle yaptığı basın toplantısında:
“Askerlerimizin Afganistan’dan çekilmesi için zaman belirlemedik. İhtiyaç oldukça burada kalacağız. Taliban insanları öldürmeyi bırakıp, Afganistan hükümeti ile müzakerelere başlayana kadar en iyisi bu” diye açıklamalarda bulundu.
Yukarıdaki açıklama yapılırken, Amerikan hükümetini temsil eden Zalmay Khalilzad, Taliban Katar Bürosu ile müzakereleri sürdürüyor ve iki tarafta diyaloğun sürdürülmesi için sorumluluk üstleniyordu. Bu taraflar arasındaki ilk görüşme değildi.
2010 yılından itibaren, Afganistan’da savaşın sonlandırılıp barışın tesisini de içeren, pek çok konu hakkında pek çok müzakere turu gerçekleştirildi. Bu müzakereleri 8 yıl boyunca kapalı kapılar ardında yapılanlardan farklı kılan, kamuoyuna açılmasıydı.
Buna karşın 10 Asya hükümetinin Taliban’ın, Afganistan Yüksek Barış Kurulu’nun ve ABD hükümetini temsilen Moskova’da ikamet eden bir diplomatın katılımıyla, Rusya’nın ev sahipliğinde Barış Konferans’ı yapıldı.
Afganistan Yüksek Barış Kurulu, kukla rejim tarafından, emperyalist koruyucularına hizmet etmek için yaratılmış bir oluşumdur. Bu grup, Moskova’da yapılan konferansta, kukla rejiminin çıkarlarını temsil etmektedir. Bundan dolayı, Taliban’ın kukla rejimle bire bir görüşmeye olan itirazı, açıkça törpülenmiştir. Bundan sonra, Taliban ile kukla rejim arasında direk görüşmeler yakın gelecekte olacaktır.
Buna paralel, Moskova’da yapılan konferansa ABD’nin düşük düzeyli katılımına rağmen, ABD’nin bu görüşmelerden kaçamayacağı görülmektedir. Amerika’nın, Moskova Barış Konferansı’na katılmama pozisyonu esneyerek kısa süre sonra da gözlemci olarak katılmaya dönüşmüştür. Amerika’nın Afganistan’daki savaş ve barış konusundaki tekelci varlığındaki esnemesi, Amerika’nın etkisinin zayıflamasına örnek teşkil etmektedir. Kukla Afgan rejimine, Taliban’a iyi niyet göstergesi olarak başkanlık seçimlerinin ertelenmesi önerisi de Amerika’nın Afganistan’daki zayıflığının başka bir göstergesidir. Amerikan hükümetinin resmi pozisyon ihtimali olmasa da, Taliban ile direkt görüşmeler konusuna atıfta bulunmak dahi, yasadışı kukla rejimi derinleştirmekte, desteklemekte ve yaygınlaştırmaktadır. Eğer uygulanırsa, kukla rejimin yasadışılığı yoğunlaşacaktır.
Şu anki sorun, Taliban ile kukla rejim arasında ki direkt görüşmelerin başlaması değildir, ki bu görüşmelerin olması olasıdır. Tersine, müzakerelerin başlaması, savaşın sonlandırılarak yerini barışın tesisine hemen bırakmayacaktır. Rabbani-Massoud liderliğinde Afganistan İslam devleti ve Taliban arasında uzun yıllar yapılan müzakereler savaşı sonlandırmamıştı. Deneyimler, Suriye ve Yemen’de yapılan müzakerelerin, savaşı sonlandırmadığını göstermiştir.
Tam tersine barış çabaları, bugün uluslararası ve bölgesel durumla bağlantılı Afganistan’da ki nesnel ve öznel çelişkiler, emperyalistlerin ve gericilerin Afganistan’da ki çıkarlarının güvenceye alınmasında yoğunlaşmaktadır. Aynı zamanda sahte veya gerçek olsun, var olan barış çabaları büyük ve küçük güçlerin askeri bir çatışmadan kaçınması olarak nitelenmektedir.
Afganistan’ın mevcut koşullarında, uluslararası veya ülke içindeki barış çabaları, ülkedeki savaşın yoğunlaştırılması ve gelecekteki görüşmelerde ödünler koparmak için birer bahanedir. Sonuçta bunlar gelecekte olursa eğer, süreç masa altından daha fazla ödün koparmak için savaşın yoğunlaştırılmasıyla sonuçlanacaktır. Bu durum, Afganistan’da ki çatışmalara yeni bir boyut getirecektir.
Rus emperyalizminin, Moskova Barış Görüşmeleri ile Afganistan meselesine etkin olarak müdahil olması, çatışmaları azaltmak yerine durumu daha da karmaşık hale getirmektedir. Rusya, bir zamanlar Sovyet Sosyal Emperyalistlerinin Afganistan’da var olan tarihsel etkisini yeniden tesis etmek istiyor. Taliban’ın, Rus emperyalistlerinin, geçmiş işgalcilerin Afganistan iç çatışmalarına yeniden müdahil olmasındaki tarihsel sorumluluğu, kukla rejimden fazladır.
Amerikan emperyalizminin, Afganistan’daki nihai hedefi Afganistan’a ve halklarına boyun eğdirmektir. Diğer taraftan bu çabaların diğer bir amacı ise Rus emperyalizminin ve Çin sosyal emperyalizminin yayılmasının önüne geçmektir.
Amerikan emperyalizminin düşüş hattında olduğu, siyasi ve askeri müttefiklerinin aşamalı olarak uzaklaştığı ve süper gücün ittifaklara yöneldiği bir gerçeklik bulunmaktadır. Eğer, Avrupalı emperyalistler kendi Avrupa ordusunu oluşturabilse, ABD ve Rusya arasındaki emperyalist ittifak tamamlanmış olacak ve dünya daha fazla savaşlara tanık olacaktır. Bu durum, Afganistan da dahil, uluslararası ve bölgesel çatışmaları azaltmayacak tam tersine Rus emperyalistlerinin ülkedeki beklentilerinin yoğunlaşmasına ve artmasına neden olacaktır.
Bundan dolayı, Afganistan savaşı çözümden oldukça uzaktır. Ülkede “barışın ve istikrar”ın sağlanmasına daha çok yol vardır. İşgal kuvvetlerine ve onların zorbalarına karşı Taliban’nın gerici silahlı direniş tekelini kırmak, işgal güçlerine karşı alternatif devrimci, ulusal direnişi ileriye taşımak, tarihi arkaik niteliği olan bu direnişin işgalcilerce propaganda edilmesinin olanaklarını ellerinden alarak, Vietnam halkının direnişinin yarattığı etkiye benzer şekilde, Afganistan halklarının direnişinin ABD’de savaş karşıtı bir hareket yaratmasını sağlamak için mücadele etmek gibi tarihsel bir görevimiz bulunmaktadır.
*Afganistan Komünist Partisi (Maoist)’in ülkedeki emperyalist savaşa ilişkin, Sholajawid sitesinde, 19 Kasım 2018 tarihinde yayınlanan açıklaması
Kaynak: antigeitonies3.blogspot.com