HABER MERKEZİ- Münih TKP/ML davası tutsaklarından olan Dr. Banu Büyükavcı’ya yönelik Alman devletinin baskısı ve Nürnberg Yabancılar Dairesi’nin “sınır dışı” etme girişimine yönelik devrimci demokrat kurumlar tepki göstermeye ve Dr. Banu Büyükavcı ile dayanışmaya devam ediyorlar.
Daha önce AGEB, MOR-KIZIL KOLEKTİF, SKB açıklamalar yayınlanmıştı. Konuya dair bir açıklama da bugün ADHK tarafından yapılarak ”Alman Devletinin baskı ve sindirmelerine karşı, Dr. Banu Büyükavcı’nın yanındayız!” başlıklı açıklama yayınlandı.
Nürnberg’de AGEB ve Mor Kızıl Kolektifg ve Partizan’ın öncülük ettiği ”Banu ile Dayanışma Platformu” kuruldu. “Banu ile Dayanışma Platformu” önümüzdeki günlerde çalışmalarını kamuoyuna duyuracaklarını açıkladı ADHK’nın açıklaması şu şekilde:
“Almanya‘da politik faaliyet yürüten devrimci-demokrat ve sosyalist kurumların aktivistleri, devletin baskı ve sindirme politikasıyla karşı karşıyalar. Alman devleti; tozlu raflar içine unutulmuş kanunları yeniden yürürlüge koymuştur. Devrimcileri, Dünyayı değiştirme aziminde vaz geçirerek ‘uysal köle‘ haline getirme, düzen sınırları içinde tutma cabası, Alman devleti tarafından sürdürülmektedir; aydın, yazar olarak geçinen burjuvazinin uşakları üzerinde, bazende tekçi, ırkçi, faşist yasalar üzerinde siyasal ideolojik saldırılar yoğunlaşmıştır. İdeolojik olarak devrimci-demokrat ve sosyalistleri teslim alamayan devlet iktidarı, devrimci güçlere karşı 129 a-b faşist yasaları yürürlüğe koymuş, devrimcileri en ağır cezalarla yargılama üzerinde devrimci hareketi sindirmek için devrimci-demokrat ve Kürt hareketin aktivistlerini tutuklamış, yargılama mahkemelerini açmıştır.
Bu zihniyetin sonucu olarak, Almanyada, 2016 ile 2020 dönem arası 786 devrimci ve Kürt yurtseverlerin hakında 129 a-b üzeri soruşturma başlatılmıştır; halen davaları bitmeyen ve hapis cezası alan devrimcilerin olduğunu biliyoruz.
Alman hükümeti tarafından yurt dışı edilmek istenen, Dr. Banu Büyükavcı bunlardan yanlızca bir tanesidir. Alman devleti 129 b gerekçe göstererek, Banu Büyükavcı‘yı sınır dışı etme çabasındadır. Dr. Sinan Aydın ise sınır dışı etme hedefindedir. Münih davasında siyasi savunma yaparak, devrimci sosyalist mücadelede taviz vermeyen, Müslüm Elma, Erhan Aktürk, Banu Büyükavcı, Sinan Aydın, Haydar Bern, Seyit Ali Uğur, Musa Demir, Sami Solmaz, Deniz Pektaş ve Mehmet Yeşilçalı; Alman devletin mahkemelerinde baş eğmeden sosyalist mücadeleyi savunmaları, Münih mahkemesinde Alman devletini teşhir etmeleri akibinde, Alman devleti Dr. Banu Büyükavcı hakında sınır dışı karar vermiş, Musa Demir, Mehmet Yeşilçalı, Sami Solmaz’a Almanya‘ya 20 yıl giriş yasağı getirilmiştir.
Dr. Banu Büyükavcı kimdir?
Almanya’da süresiz oturma izni olan, psikiyatri, psikosomatik ve psikoterapi tıp alanında çalışmaktadır. 15 Nisan 2015 tarihinde Avrupa‘da TKP/ML örgütüne karşı geniş çaplı operasyon başlatıldı. Tarihe “Münih Komünistler Davası” olarak geçen bu dava, 5 yıl 3 ay sürdü. 28 Temmuz 2020’de dava sonuçlandı, çeşitli hapis cezalar verildi. Bu davada yargılanan Banu Büyükavcı da vardı. Devrimci-demokrat kamuoyu, Banu Büyükavcı’yı Münih mahkemesinde devrimci duruşuyla bilmektedir.
Banu Büyükavcı’nın sınır dışı edilmek istenmesi, göçmen emekçilere karşı geniş kapsamlı yapılan saldırıdır. Almanya‘da oturma ve çalışma hakkı olan emekçilerin sınır dışı edilmesi, burjuvazinin kendi yaptıkları yasaları çiğnedikleriyle ilintili durumdur. Özellikle devrimci, ilerici, yurtseverler, Alman devletin sınır dışı etme hedefi durumundalar. Türkiyede aranan, hapis cezası olanları sınır dışı etmekle tehtit edilmektedir.
Alman burjuvazisi devrimcilerden, sosyalistlerden, ilericilerden, kısacası emekten yana olanlardan korktuğu için, demokrasi cephesinde yer alan bireyleri tutuklaması, sınır dışı etmesi, hapis cezası vermesi, kurumların yasaklaması için dava açılmas, bize 1848’de Karl Marx ve Friedrich Engels‘in belirtiği, ‘Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor – Komünizm hayaleti’ belirlemesini hatırlatmaktadır. Burjuvazinin komünistlerden korkusu!
Banu Büyükavcı Sınır Dışı Edilmemeli!
Yaşasın Devrimci Dayanışma!
Alman Devletin Saldırılarına Kaşı Birlikte Mücadele Edelim!
ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)”