HABER MERKEZİ- Koronavirüsle birlikte milyonlarca işçi işinden olurken ve yine milyonlarcası ise işinden olma tehlikesi altında. Kısa çalışma ödeneği, maaş desteği gibi yoksullara verilecek olan paranın tutarı ise açlık sınırının dahi altında. Maaş desteği adı altında dağıtılan bin 170 lira halk kirasını dahi karşılayamazken Nisan ayında açlık ve yoksulluk sınırı yükselmeye devam etti.
Türk-İş, nisan ayında Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 345 liradan 2 bin 374 liraya yükseldiğini açıkladı.
Türk-İş, nisan ayı açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını açıkladı. Buna göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 374 lira, yoksulluk sınırı ise 7 bin 732 lira olarak belirlendi.
Mart ayında açlık sınırı 2 bin 345 lira, yoksulluk sınırı ise 7 bin 639 lira düzeyindeydi.
Türk-İş, nisan ayında gıda fiyatlarının aylık bazda yüzde 1,23; yıllık bazda ise yüzde 12,68 arttığını duyurdu.
Türk-İş’ten yapılan açıklamda şu tespitlere yer verildi:
- Küresel salgın koronavirüs ülkemizde de olumsuz etkisini göstermektedir. Ancak yaygınlaşan işsizlik ve yetersiz gelir yoksul kesimlerin geçim koşullarını daha fazla kötüleştirmektedir.
- Koronavirüs salgını görülmeye başladığından itibaren dünyanın her yerinde ve ülkemizde de bazı önlemler alınmıştır. Alınan önlemlerin pek çok ekonomik faaliyeti durdurması, işten çıkarmaların artması, ücretsiz izine çıkarılan işçilere verilen ücret desteğinin asgari ücretin yarısı tutarında kalması, kayıtdışı istihdamın da yaygınlığıyla birlikte koronavirüsün ekonomiye etkisi, vereceği zararın özellikle düşük ücretli ve yoksul kesimlerde giderek artacağını ortaya koymaktadır.
- Bu salgın döneminde ücretlerin korunması ve ihtiyacı olanlara gelir destekleri sağlanması giderek önem kazanmaktadır. Özellikle son dönemde giderek artış gösteren gıda fiyatları ve diğer temel ihtiyaçlar için yapılması gereken harcamalar elde edilen ücret gelirleriyle karşılanamamaktadır. İşçi kesimi, 2020 yılında geçerli olacak asgari ücretin insana yakışır bir düzeyde olmadığını daha yürürlüğe girmeden dile getirmiş, ancak işveren-hükümet kesiminin kararı geçerli olmuştu. Gelinen aşamada asgari ücretin ve genel olarak ücret gelirlerinin yetersizliği görünür olmuştur.