İdare ve Gözlem Kurulu, “pişmanlık dayatmasını” kabul etmediği için tutsak Kübra Barutçu’nun infazını 3 defa, Jiyan Arıkboğa’nın infazını ise 2 defa yaktı.
İdare Gözlem Kurulları “iyi halli olmadıkları”, “pişmanlık göstermedikleri”, “hapishane etkinliklere katılmadıkları” gibi gerekçeleri öne sürerek tutsakların tahliyelerini engelliyor. Amed Kadın Kapalı Hapishanesinde olan Jiyan Arıkboğa ve Kübra Barutçu da tahliyeleri engellenen tutsaklardan.
Jinha’dan Medine Mamedoğlu’nun haberine göre; 2018 yılında tutuklanan ve 2023 Şubat ayında tahliye edilmesi gereken jiyan Arıkboğa, pişmanlık dayatmasını kabul etmediği için infazı 6 ay ertelendi. 31 Temmuz’da infazı ikinci kez yakılan Jiyan Arıkboğa’nın tahliyesi bu defa da 4 ay ertelendi. 2016 yılının aralık ayında tutuklanan Kübra Barutçu da pişmanlık dayatmasını kabul etmediği için 2 defa infazı yakılarak tahliyesi 6 ay uzatıldı. Tahliye edilmesi beklenen Kübra Barutçu, 3’üncü kez infazı yakılarak tahliye edilmedi.
“HUKUKSUZ YERE TUTULUYOR”
Şemal Arıkboğa, İdare Gözlem Kurulunun “iyi hal” olarak verdiği rapora rağmen kardeşi Jiyan Arıkboğa’nın tahliye edilmediğini belirterek, şunları kaydetti:
“Neden tahliye etmiyorlar? Çünkü hem Kübra hem de Jiyan pişmanlık dayatmasını kabul etmemiş. İnfazlarının yakılmasına dair İnfaz Hakimliğine başvuruda bulunduk. Ancak başvurumuz reddedildi. Kardeşim 2018 yılından bu yana cezaevinde tutuluyor. Şubat ayında cezası bitmesine rağmen haksız ve hukuksuz bir yere cezaevinde tutuluyor. En son görüşüne gittiğimde, tutuklular yaşanan durumun keyfi ve kabul edilemez olduğunu ifade ettiler. Gözlem Kurullarının bilinçli politikası. Bütün tutuklulara yapıyorlar. Bu politikalar ile tutukluların iradelerini sarsmak istiyorlar.”
“BİLİNÇLİ YÜRÜTÜLEN BİR POLİTİKA”
Yaşanan durum karşısında öfke duyduklarını belirten Şemal Arıkboğa, “Aile olarak üzgünüz ama her daim hem kardeşimin hem de bütün tutukluların arkasındayız. Pişmanlık dayatması kadar anormal bir şey olamaz.” dedi. Bilinçli yürütülen bu politikaların işe yaramadığını dile getiren Şemal Arıkboğa, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu insanlar hiçbir suçu yokken cezaevine girdiler şimdi de hiçbir gerekçe gösterilmeden tahliye edilmiyorlar. Yeni İnfaz Yasası ile bütün suçlular dışarıda olacak, suçsuz insanları da bu şekilde cezaevinde tutuyorlar. Yaşanan durum hiçbir şekilde hukuki değildir. Bu şekilde tutuklulara ceza vermek istiyorlar. Tutukluların bu uygulamaya karşı iradesi, duruşu ve moralleri yüksek devam ediyor. Biz de aileleri olarak onların yanındayız.”
BAHANELER BİTMİYOR!
Son dönemlerde İdare ve Gözlem Kurulları’nın türlü bahanelerle engellediği tahliyelerin bazıları ise şunlar:
*31 yıllık tutsak Nevzat Öztürk’ün tahliyesi, “yeterince kitap okumamak” ve “elektriği tasarruflu kullanmamak” gerekçeleriyle 3 ay ertelendi.
*Bakırköy Hapishanesinde kalan Sevgi Yıldız’ın tahliyesi “temizliğine dikkat etmediği” bahanesiyle engellendi.
*Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesinde 30 yıldır tutsak olan Ramazan İldem’in tahliyesi 3 ay ertelendi.
*Farklı hapishanelerde 30 yıl 3 aydır tutulan siyasi tutsak Sinan Sütpak’ın infazı ikinci kez “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle 3 ay ertelendi.
*Yozgat 2 No’lu T Tipi Hapishanesinde bulunan ve bugün tahliye olması beklenen 30 yıllık tutsak Ali Şen’in infazı yakıldı.
*İzmir Şakran Kadın Kapalı Hapishanesinde tutsak olan ve 3 Haziran’da tahliye olması gereken Hatica Calıhan’ın tahliyesi “okuma yazma bilmiyor” bahanesiyle engellendi. Calıhan’ın ise lise mezunu olduğu öğrenildi.
KORUCUBAŞI’NIN “GELECEĞİ” DÜŞÜNÜLDÜ
ATK ile Hapishane İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla hasta tutsaklar ve infazı tamamlanan tutsakların tahliyesi engellenirken mahkeme bir çobanı öldüren korucubaşının “geleceğinden” endişe ederek tahliye etmişti.
Öte yandan tutsakların tahliyesini türlü bahanelerle sürekli engelleyen İdare ve Gözlem Kurulları, her toplantı için “huzur hakkı” adı altında ek ücret alıyor.
(HABER MERKEZİ)