“Çernobil’de ve Depremde Yitirdiklerimizi Anıyor, Mücadeleyi Büyütüyoruz!” şiarıyla Munzur Çevre Derneği (MÇD) tarafından Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde etkinlik gerçekleştirildi.
MÇD tarafından geleneksel olarak gerçekleştirilen Çernobil Faciasının yıldönümü vesilesiyle düzenlenen etkinliğin 7’ncisi Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Bu yıl 6 Şubat’ta Maraş merkez üssü olan ve 11 ili etkileyen depremlerde hayatını kaybedenlere atfedilen etkinlik yoğun katılımla gerçekleşti.
Etkinlik, programının sunuculuğunu yapan sanatçı Pınar Aydınlar’ın açılış konuşmasıyla başladı.
Aydınlar, konuşmasında MÇD’nin kurucu üyelerini anarak sömürünün ve talanın katmerleştiği alanlardan birinin doğa olduğunu belirtti. Program, Çernobil’den bugüne değin yaşanan depremlerde yitirilenlerin anılması ve saygı duruşuyla devam etti.
Saygı duruşunun ardından Pınar Aydınlar konuşmasında, Çernobil’de ve bugün ülkeyi yasa boğan bu karanlık günlerde, asıl sebebin deprem değil sistem olduğunu ve insanların bu düzen içinde katledildiğine değindi.
Konuşmanın ardından Munzur Çevre Derneği Başkanı Ali Ekber Barmağıç konuşmasını yapmak üzere sahneye davet edildi.
“YOKSULLAR ÖLÜR, ZENGİNLER PARA KAZANIR”
Barmağıç konuşmasına “Kuruluşumuzun 20. Yılında “Çernobil’de ve Depremde Yitirdiklerimizi Anıyor, Mücadeleyi Büyütüyoruz!” şiarıyla düzenlenen etkinliğe katılanları selamladı. “Bugün burada siyaset yapacağız. Çünkü Çernobil de deprem de sel de iş cinayetleri de toplumsal ve karşılaştığımız olaylardır. Ama hepsi siyasidir. Onun için burada sorunları gerçekten anlayabilmek, tartışabilmek için, işçi sınıfının çıkarları için siyaset konuşmalıyız.” dedi.
Bugün ustalardan öğrendiğimiz şekliyle yıllar öncesinde söylenenlere yeniden bakalım. Savaşlarda yoksullar ölür, zenginler para kazanır, depremde yoksullar ölür, zenginler para kazanır. Her türlü felakette gördüğümüz gibi yoksullar ölür zenginler para kazanır… Bize düşen fatura ise aç kalmak, yoksul kalmak olur. Karşı karşıya kaldığımız sorunlar siyasi iktidarın bir sonucudur.
Ekber, 30 Nisan’da gerçekleştirilecek olan Genel Kurul ve dayanışma için bütün dost kurumlara çağrı yaparak konuşmasını sonlandırdı.
Etkinlik, Ali Ekber Barmağıç’ın konuşmasının ardından sinevizyon gösterimi ile devam etti.
Sinevizyon gösteriminin ardından ezgilerini seslendirmek üzere sahneye Baran Bozyel davet edildi. Ardından Baran Bozyel yönetiminde Kayy-Der Kadın Korosu sahneye çıktı.
“ENKAZ ALTINDA DEVLET KALDI”
Müzik dinletisinin ardından depremin ikinci gününden itibaren deprem bölgesinde olan ve orada çalışmalara katılan İbrahim Eren konuşmasını yapmak üzere sahneye davet edildi. 11 ili etkileyen depremin yıkıcılığından bahseden Eren, yaşanan deprem felaketinin bir doğa olayı olduğunu geçmişten bugüne var olduğuna değindi. Ancak asıl sorunun insan-deprem ilişkisinin rant ve sömürü çerçevesinde meydana geldiğini, bir avuç sömürücü asalağın kurduğu düzende binlerce insanın enkaz altında can çekiştiğini söyledi. “Enkaz altında devlet kaldı, insan hayatının hiçbir anlamı olmadı. Bunu bize sistem gösterdi.” dedi.
Deprem bize şunu gösterdi: Devlet bir yerde yetersiz kalırsa, halk orada devletleşir. Hepimiz biliyoruz ki örgütlü olan halkın birlikte hareket ettiğinde nasıl ayakta kaldığını orada bize gösterdi. MÇD depremin ikinci gününden itibaren oradaydı. Olabildiğince, elinden geldiği kadarıyla alanda var oldu. İlk deprem bölgesine gittiğimizde her olayda orada olan devlet, burada yoktu. Devlet namına, afet yönetimi adına burada kimse yoktu. Orada insanlar ölüme terk edilmişti. Birçok köyde bizi ‘Munzurlular gelmiş’, ‘İlk siz geldiniz’ diyerek karşıladılar. Burada oluşumuzun karşılığı uzun soluklu bir ilişkinin varlığına işaret ediyor. Orada halk toplantıları gerçekleştirdik. Onlara avukatlarla beraber haklarının nasıl olduğunu bu sistemden nasıl hesap sorulması gerektiğini anlattık. Örgütlü bir toplum ve halk dayanışması gerçekliği ile enkaz altında kalan devlet için başka bir gerçek ortaya çıkıyor. Bu etkinlik dayanışma ve örgütlülük için önemli.
diyerek konuşmasını tamamladı.
Ardından Şahintepe Halk Dayanışması’ndan Özgür Uçar söz aldı. Uçar, Şahintepe’de kendi evlerini koruma refleksi olarak bir araya gelen halkın ve oluşumun en genel anlamda bir dayanışmanın parçası olduğu belirtti. Demokratik Kitle Örgütlerinin öneminden bahseden Uçar, bugün bu sorunlar etrafında oluşan hareketlerin deprem bölgelerinde de en temel insani duygularla oradakilere merhem olmak için gittiklerini belirtti. En temel insani duygularla yapılan bir karşı duruş meselesi olarak karşımıza çıktığını söyledi. “Nasıl ki bugün Samandağ’da çadırın, barınmanın en temel ihtiyaç ise rant ve sömürüyü bizim karşımıza çıkarıyorlar. ‘Geri Döneceğiz’ hareketi gibi alanlar inşa etmemiz ve onu sahiplenmemiz gerekiyor. Bunlar soyut değil! Bu sorunlar etrafından bir araya gelmeyi öğrenmeliyiz. Bunu yapmadığımız zaman hayatımızı, yaşamımızı kaybedeceğiz. Bunu yaptığımız takdirde ise biz kazanacağız!” diyerek konuşmasını bitirdi.
Şahintepe Halk Dayanışması’nın ardından Cihan Çelik sahneye çıktı. Teatra Evına Welat tarafından sahnelenen tiyatro gösteriminin ardından Pınar Aydınlar ezgileriyle sahnede yer aldı. Ardından Sinop’ta aktivist olan Adnan Çakar’ın konuşmasını gerçekleştirdi.
Programın ilerleyen saatlerinde depremin ilk gününden itibaren bölgede olan ve aynı zamanda depremzede de olan Grup İsyan Ateşi üyeleri sahneye çıktı. Deprem bölgesinde besteledikleri “Yerde Kalmaz Ahım” şarkısıyla başlayan sahneleri Arapça, Kürtçe, Zazaca ve Türkçe ezgilerle devam etti.
“Deprem Değil Sistem Öldürür!”, “Dersim’de Hes’lere, Sinop’ta Nükleere Geçit Vermeyeceğiz!” döviz ve pankartlarının yer aldığı etkinlik Nesimi Ataş’ın gırnata dinletisiyle sona erdi.
(İSTANBUL)
https://twitter.com/YDemokrasi11/status/1647281075192836098