HABER MERKEZİ- Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) ve Avrupa Efrîn’i Sahiplenme Platformun öncülüğünde 11 Mart 2018 tarihinde Hollanda’da, Efrin’e yönelik girişilen işgal ve katliamlarına yönelik Partiler, Demokratik Örgütler, Basın temsilcileri, Hukukcular, Avrupa Milletvekilleri, yazar-araştırmacı ve sanatçıların katılımıyla toplantı gerçekleştirildi.
“Helwesta Netewî Ji Bo Berxwedana Efrînê” sloganıyla yapılan toplantı Efrin şehitleri şahsında tüm şehitler adına yapılan saygı duruşuyla başladı.
Toplantı açılış konuşmasını KNK Konseyi üyesi Zübeyir Aydar yaptı. Aydar konuşmasında,
“Efrin direnişini büyük bedeller ödenerek çağın direnişi haline gelmiştir. Bu bu direniş Kürtlerin onur ve namus sorunudur.” “51 gündür yaptıkları eylemlerle direnişin bir parçası olmaya devam eden Kürtler ve Kürtlerin dostları, sol sosyalist tüm kurum ve şahsiyetlere teşekkür ediyoruz.”Diyerek toplantıya katılan kurum ve partilerin isimlerini sayarak selamladı.
Avrupa Partizan’ın da katıldığı toplantıda, 500’ün üzerinde katılımcı vardı. Özellikle toplantıda KCK, KDP, YNK, GORAN ve PYD temsilcilerin konuşmalarında Efrin direnişi Kürt partilerin birleşmesine vesile olmasına vurgu yapıldı.
Toplantıya katılan Salih Müslim bir konuşma gerçekleştirdi. Müslim “Efrin’deki direniş onurlu ve şerefli bir mücadeledir. Bu nedenle bizde onurumuz için direniyoruz.” Demesiyle tüm katılımcılar ayaga kalkarak “Biji Berxwedana Efrin” sloganlarıyla Müslim’i alkışladılar.
Ardından Efrin komutanlığıyla bir telefon baglantısı kurularak, Efrin’deki gelişmeler hakkında bilgi alındı. Komutan “Türk devletinin Efrîn’e yönelik işgal saldırısı 51’nci gününündeyiz ve buna karşı YPJ, YPG ve Efrîn halkının direnişi can bedeli sürüyor. Herkes bilmeli ki bu yürütülen mücadele insanlık mücadelesidir.” Telefon baglantısı sonrasında yapılan konuşmaların ardından, toplantının sonuç deklarasyonu okunarak onaylandı.
Deklarasyonda öne çıkarılan ana hususlar;
SÖMÜRGECİ GÜÇLERE KARŞI ULUSAL BİRLİĞİ SAĞLAMALIYIZ!
Deklarasyonu okuyan Zübeyir Aydar, “Türk devleti 51 gün önce Efrîn’e saldırdı. Türk devleti Kürtlerin kendi toprakları üzerinde özgürce yaşamasını istemiyor, niyeti Kürtlerin esir ve ülkelerinin de sömürge altında olmasıdır. Türk devleti Kürtlerin varlığı ile Kürdistan’a karşı. Bu niyetini zaten gizlemiyor, askeri saldırılarıyla bu niyetini açıkça sergiliyor. Kerkük, Xaneqîn, Şengal ve diğer birçok ilçenin Irak’ın eline geçmesinde Türk devleti Bağdat hükümetini destekledi. DAİŞ’in Kürdistan’a yönelik saldırılarında, özellikle de Kobanê’ye yönelik işgal girişiminde Türk devleti belirleyici bir rol oynadı, DAİŞ’e tam destek verdi. Türk devleti Batı Kürdistan’daki kantonlar ile Kuzey Suriye Federasyonu’na karşı baştan beri saldırı pozisyonu içinde oldu. Ayrıca Güney Kürdistan’da onlarca askeri karargah ile istihbarat merkezlerini kurdu, bunları halkımızın kazanımlarına karşı kullanıyor. Son olarak da Efrîn’e saldırdı, şu anda sınır hattındaki birçok köy işgal edilmiş durumda ve aralıksız bir şekilde Efrîn bombalanıyor. Şimdiye kadar çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere yüzlerce sivil katledildi, yüzlercesi de yaralandı.”
“Bizler Hollanda’da toplanan Kürdistanlı onlarca parti, örgüt ve kurum ile sanatçılar, aydınlar, akademisyenler ve gazeteciler olarak Efrîn direnişine sahip çıkılması için çağrı yapıyoruz” denildi. Ayrıca deklarasyonda; “Efrîn savunmasında büyük bedeller ödendi ve hala ödeniyor bu nedenle bütün Kürt ve Kürdistanlıların yüreğinin Efrîn için atmalıdır.” “Efrîn bu zor günlerinde ulusundan sadece bir şey istiyor, o da birliktir. Kürt ve Kürdistanlılar Efrîn’in isteğini ve ricasını yerine getirmeli ve birlik içerisinde Efrîn’in yardımına koşmalıdır”
Deklarasyonun karar ve çağrı bülümünde ise;
- Kürdistanlıların kendi aralarında birlik olmaması Kürdistan’ın kazanımlarını koruyan savunma hattını zayıflatıyor, düşman cephesinin önünü açıyor. Bu durum son olarak Kerkük, Xaneqîn ve Şengal’de görüldü. Fakat Kobanê’nin savunması ile zaferinde görüldüğü gibi ulusal birlik düşmanın saldırıları kırar, ulusal kazanımların önünü açar. Bu yüzden ulusal birlik hayati bir mevzudur ve Efrîn’in kaderinde bunun gerçekleşmesi gerekiyor. Bu büyük hedef için Efrîn’e Sahip Çıkma Platformu bugün Kürdistanlı yeni dinamiklerin katılımıyla genişledi, Kürdistanlı güçler hiçbir zaman olmadığı kadar şimdi birbirine daha yakınlar.
- Efrîn’i savunma hareketi için Kürdistan ve diasporanın meydanlarında güçlü ve koordineli bir dayanışma sergilenmeli, Kobanê’yi savunma ruhuyla Türk devletinin Efrîn’e yönelik işgalinde sesini Efrîn’in sesine katmalı. Bu amaçla bağlantılı olarak hem ülkede ve hem de yurt dışında ulusal-milli esaslı güçlü bir diplomasi yürütülmeli.
- Türk devletinin Efrîn’e yönelik saldırılarının son bulması ve BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye için aldığı ateşkes kararının uygulanmasına büyük önem verilmeli.
- BM kararına sahip çıkmalı, Suriye’deki ateşkes kararının pratikte uygulanması ve sonuç alınması için konuya büyük önem göstermeli, ciddiye almalı.
- ABD, NATO, Avrupa Birliği, DAİŞ ile Mücadele Koalisyonu aktif şekilde Efrîn sorununu ele almalı, Türk devletine en kısa sürede Efrîn’den çıkması için baskı yapmalı.
- Rusya’nın Efrîn tutumunu kınıyoruz ve bir önce siyasetini değiştirmeli, Suriye havasını Türk devletinin savaş uçaklarına kapatmalı ve Efrîn’e yönelik saldırının son bulmasını sağlamalı.
- Suriye devleti Türk devletinin Efrîn’deki işgaline karşı rahatsızlığını daha yüksek sesle dile getirmeli ve Efrîn Kantonu ile bir anlaşma yapmalı, Efrîn’in savunmasında Efrîn halkının ve asayiş güçlerinin yanında yer almalı.
- Arap Devletleri Birliği Türk devletinin Efrîn ve Suriye’ye yönelik saldırı ile işgalini kınamalı, Türkiye’nin Suriye’nin sınırlarından çıkması için pratik tedbirler almalı.
- Türk devleti bu saldırgan ve savaş yanlısı pratiğiyle DAİŞ’e karşı verilen mücadeleyi zayıflatıyor, Ortadoğu’nun istikrarını ile güvenliğini ateşe atıyor. Dünya Türkiye’nin bu savaş yanlısı tutumu karşısında güçlü bir pozisyon almalı ve birlik içinde bu vahşi devletin önüne geçmeli.
- BM Cizre ve Kuzey Kürdistan’ın diğer kentlerindeki katliamları karşısında sessiz kaldı, bu yüzden Türk devleti rahatça Efrîn’e saldırıyor. Cizre’yi yerle bir eden özel askeri birlikler aynı şeyi bir kez daha yapmak için Efrîn’e gönderildi. Bu yüzden BM aktif şekilde Efrîn sorununu ele almalı. Efrîn’in yeni bir Cizre olmaması için Türk devletinin saldırı ve işgaline karşısında sonuç alıcı kararlar almalı.
- Burada hazır bulunan temsilciler olarak Efrîn için ulusal ve milli tutumumuzu bir kez daha tekrarlıyor ve şunu söylüyoruz: “Efrîn Kürdistan’dır, Efrîn’in savunması bütün Kürdistan’ın savunmasıdır, bütün imkanlarımızla Efrîn direnişine sahip çıkacağız. Bizler aynı tutumu bütün Kürdistanlı parti, örgüt, kurum ve şahsiyet ile bütün Kürdistan halkından istiyoruz.
- Kürt halkının dostlarına, bütün demokratik ve vicdan sahibi dünyaya şu çağrıyı yapıyoruz: “Sizler şimdiye kadar iyi bir tutum içinde oldunuz, beklentimiz bu tavrınızı sürdürmeniz ve daha güçlü sergilemeniz. Efrîn halkının sizin desteğine ihtiyacı var.
12 Madde halinde sıralan çağrı ve karar katılımcılar tarafından onaylandı.
Deklarasyon sonrası bir katılımcının ulusal seferberlik ilanı yapalım önerisi üzerine yapılan tartışmalar sonrası,
ULUSAL SEFERBERLİK ÇAĞRISI
Çağrı; 12 Mart 2018 tarihinden itibaren Avrupa’da yaşayan Kürtler, Kürdistanlı Partiler ve dostları olarak ULUSAL SEFERBERLİK temelinde Efrin için direnelim, Efrin için gece ve gündüz günün yirmi dört saati eylemde, çalışmalarda sokaklarda olalım. Efrin onurumuzdur onurumuzu asla çiğnetmeyelim. Avrupa halklarını uyandırmak ve desteğini almak, Avrupa devletlerinin Türk devletine verdiği desteği çekmeleri için demokratik meşru eylemlerimizle direnişimizi büyütelim. Şeklinde ifadelendirilerek, seferberlik çağrısı onaylanarak kamuoyuna ilan edildi.
Yeni dönem planlamalar ve çalışmaların sunumu yapıldıktan sonra toplantı bitirildi.