HABER MERKEZİ- Konya’nın Meram ilçesinde 12 Mayıs 2021’de Keleş ve Çalık aileleri tarafından faşist saldırıya maruz bırakılan Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin saldırının ardından gereken koruma tedbirlerinin alınmaması sonucu 30 Temmuz 2021’de Mehmet Altun tarafından katledilmesine dair süren davanın karar duruşması, Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
MÜTALAAYA EK YAPILDI
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan duruşmada, ilk olarak iddia makamına söz verildi. İddia makamı, daha önce sunduğu esasa dair mütalaasına “silahla konut dokunulmazlığını ihlal” suçunu da eklerken, mahkeme başkanı sanık müdafilerine bu nedenle ek savunma verdi.
Ardından Avukat Atilla Kart, delillerin mahkeme tarafından tartışılmadığını belirterek, “Görev ve yetkinin kötüye kullanıldığını görüyoruz” dedi.
SAVCININ TUTUKLAMA TALEBİ TUTARSIZLIK
Kart: “Biz muktedirlere karşı hukuk mücadelesi verirken, mahkeme maddi gerçeğin açığa çıkmasını fiilen engelliyor. Mahkeme taleplerimizi gerekçesiz bir biçimde reddediyor. Bu şekilde bir yargılamayı kabul etmiyoruz. 14 Kasım’da mahkemeniz hakkında suç duyurusunda bulunduk. Türkiye’de kritik davalarda adalete erişemiyoruz. Savcının azmettiriciler için tutuklama talebinde bulunmaması bir tutarsızlıktır.” dedi.
Bu sırada mahkeme başkanı,” Biz adil bir yargılama yapıyoruz” diyerek araya girdi.
70 GÜN BOYUNCA KKK’Yİ ZİYARET ETTİ
Kart, son olarak katil Altun’un 12 Mayıs-30 Temmuz arasındaki HTS kayıtlarına dikkat çekerek, Altun’un güvenlik şirketleri ve askeri personellerle yoğunlaştırdığı iletişime vurgu yaptı ve katliam planlamasının bu süreçte yapıldığını ifade etti.
Kart, ayrıca katil Altun’un HTS kayıtlarında 70 günlük süre boyunca Kara Kuvvetleri Komutanlığını ziyaret ettiği bilgisinin aldığını belirtti
“GEREKÇELER YETERSİZ”
Sonrasında söz alan Avukat Abdurrahman Karabulut, mütalaada azmettirici Keleş ve Çalık ailelerinin cezalandırılmalarına yönelik gerekçelerin eksik ve yetersiz olduğunu belirtti. Saldırı davasındaki sanıklara haksız tahrik indirimi yapıldığını hatırlatan Karabulut, 8’inci Ağır Ceza Mahkemesinin maddi olgulara değil, sanık savunmalarına inandığına vurgu yaparak, “Bugün de Altun’a meşru müdafaa verilirse şaşırmayız” dedi.
Dosyaların birleştirilmesi talebini yineleyen Karabulut, “Bu dosyaların ayrı ayrı ilerlemesi hukuki fecaattir” vurgusu yaptı. Karabulut, tetikçi Altun ile 112 arasında gerçekleşen telefon görüşmelerinin ham halinin müdahillere verilmesini ve ATK’ye gönderilmesini talep etti.
AVUKAT AKKAL: ALELACELE KAPATILMAK İSTENİYOR
Mahkeme heyetinin alelacele dosyayı kapatmak istediğini belirten Avukat Ebru Akkal da beyanların sınırlandırılmaması gerektiğini ifade etti. Akkal, “12 Mayıs saldırısı sonrası soruşturma sürecinde sanıkların kendi lehlerine tanık ayarlamaları, olay yerindeki polislerin ve soruşturma savcısının görevlerini yerine getirmemesi, bilirkişi raporları tamamlanmadan takipsizlik kararı verilmesi, Dedeoğulları ailesine koruma tedbiri uygulanmaması ve sanıklara tesis edilmesi, bu dosyadan bağımsız olarak değerlendirilemez” diye konuştu.
“İnsanlığa karşı suç” vurgusu yapan Akkal, “Bugün bir karar verecekseniz, kararlarınız ya tarihe geçecek ya da olayların üstünü kapatacak” sözlerine yer verdi.
Sonrasında söz alan avukat Özüm Vurgun, bu dosyada soykırım suçunun sabit olduğunu aktardı. 2013 yılında Paris’te 3 Kürt kadınının ve İzmir’de Deniz Poyraz’ın katledilmesini hatırlatan Vurgun, Dedeoğulları katliamını gerçekleştiren tetikçi Altun ile diğer iki katliamın sanıklarının ortak yönlerine değindi. Vurgun, 3 sanığın da MİT ile olan bağına dikkat çekti. Vurgun, ayrıca 3 katilin de katliamlardan önce otellerde tatil yaptığını söyledi.
Mehmet Sincar, Hrant Dink, Tahir Elçi, Vartinis ve Lice katliamlarını anımsatan Vurgun, “Türkiye bu katliamlarla anılıyor. Dedeoğulları davasında bu zinciri bozalım” dedi ve sonrasında tevsii tahkikat taleplerini sundu.
Sonrasında duruşmaya 14.00’e kadar ara verildi.
Aranın ardından duruşmaya gelen baro başkanları da beyanlarda bulundu. Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, “Bu ülkenin bir karşı toprağında her Kürdün özgürce yaşayabilmesini sizin vereceğiniz karar belirleyecek Kürdün de bu ülkede doğal yargıcının olduğuna inanmak istiyoruz” vurgusu yaptı.
AVUKATLAR SALONDAN ÇIKARILDI
Avukat Atilla Kart, tekrar söz aldı. Bu sırada mahkeme başkanının Kart’ın sözünü keserek, sözü sanık müdafilerine vermek istemesi sonrası avukatlar, reddi hâkim talebinde bulundu ve tevsii tahkikat talepleri için zabıt katibinden tutanak tutturulmasını talep etti. Ara kararını kuran mahkeme başkanı, taleplerin yargılamayı uzatmaya yönelik olarak değerlendirerek reddine karar verdi. Tutanak tutturmak isteyen Avukat Kart’ın mahkeme başkanı tarafından engellenmesi sonrası avukatlar, “Görevinizi kötüye kullanıyorsunuz” dedi. Avukatların yoğun itirazlarına rağmen mahkeme başkanı, sanık ve müdafilerinin söz kurmalarını istedi. Sonrasında ise müdahil avukatları ve Çetin Dedeoğulları’nı salondan dışarı çıkarttı.
Bunun üzerine dava avukatları ve duruşmaya katılan siyasetçiler, adliye önünde bir açıklama yaptı.
Sonrasında mahkeme heyeti, avukatların olmadığı boş salonda kararını açıkladı.
Mahkeme, Mehmet Altun’a 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, diğer tüm sanıklar yönünden beraat kararı verdi.
(Mezopotamya Ajansı)