HABER MERKEZİ – Musa Anter’in 1943 yılında İstanbul’daki Dicle Talebe Yurdu Müdürlüğü yaptığı sırada kendisini karakola çağıran siyasi şubede görevli polislerden, Kürtçe ıslık çaldığı gerekçesiyle dayak yemesi olayının benzeri Diyarbakır’da yaşandı. Dicle Üniversitesi’nde okuyan öğrenciler 20 Mart 2017’de üniversite kampüsü içerisinde ‘Çerxa Şoreşê’ marşını ıslık ile çaldıkları için gözaltına alınarak darp edildi. Daha sonra haklarında 8 yıldan 27.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
HERŞEY POLİS KAMERASINDA
Polisin olay anına ilişkin çektiği ve dava dosyasına giren görüntülerde polis bir ağacın altında Kürtçe marşı ıslıkla çalan öğrencinin yanına geliyor. Bundan rahatsız olan öğrenci uzaklaşıyor. Polis kamerasına yansıyan diğer görüntüde ise Dicle Üniversite Hukuk Fakültesi 4. Sınıf öğrencisi Suat Mustafa Şenci’nin ıslık çalarak fakültenin bahçesinde gezdiği görülüyor. Elinde telsiz olan bir sivil polis yanına gelerek ona bir şeyler söyledikten sonra kolundan tutuyor. Buna tepki gösteren Şenci ise kollarını polisten kurtarmaya çalıştığı sırada polis elleriyle iterek, çevredeki polislere “Al al. Alın şunu” diyerek gözaltına alınması talimatını veriyor.
DARP EDİLDİLER
Görüntünün devamında olayı seyreden öğrenciler polislere tepki gösteriyor. Polisler bu öğrencilere de müdahale ediyor. Şenci’nin etrafını saran polisler, bir süre yakasından tuttuktan sonra onu tekme ve yumruklarla darp ediyor. Polisler, buna tepki gösteren öğrencileri de aynı şekilde darp ediyor. Polisler öğrencileri yüz üstü yere yatırarak ters şekilde kelepçeliyor. Bir süre sonra olay yerine gelen çevik kuvvet çevrede bulunan öğrencilere müdahale ediyor. Bir polis çevrede toplanan öğrencilere, “Dağılın. Dağıtın şunları ya” diyerek emir veriyor. Ellerinde kalkan ve cop olan iki polis bir kadın öğrencinin üzerine yürüyor.
27,5 YILA KADAR HAPİS İSTENİYOR
Darp edilen üniversite öğrencileri Hüseyin Kaya ve Suat Mustafa Şenci ile olaya tepki gösteren 15 üniversite öğrencisi aynı şekilde darp edilerek gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğrenciler, 3 gün sonra serbest bırakıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Kürtçe ıslık çalan 2 öğrenci ve polis müdahalesine tepki gösteren 10 öğrenci hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak iddianame hazırladı. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, ‘örgüt propagandası yapmak’, ‘Silahlı örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’, ‘Görevi yaptırmamak için direnme’ ve ‘2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna muhalefet’ etmek ile suçlanan 12 öğrencinin 8 yıldan 27.5 yıla kadar hapis ile cezalandırılmaları istendi. İddianamede, 8 polis şikâyetçi olarak yer alırken, 5 öğrenci hakkında ise takipsizlik kararı verildi.
İDDİANAMEDE, ”KÜRTÇE MARŞI İSLIKLA SESLENDİRDİ’ DENİLDİ
İddianamede, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi önünde Aydın-Der (Aydın Erdem Özgür Öğrenci Derneği) organizesinde; ders boykotu ve izinsiz gösteri yapılacağı yönünde yapılan ihbar üzerine polislerin olay yerine geldiği ileri sürüldü. İddianamenin devamında, olaya ilişkin kamera kayıtları, görüntü tespit tutanakları incelendiğinde; “Olayda görevli polis memurlarının izinsiz toplanan grubu dağıtmak istediği şüpheliler Suat Mustafa Şenci, Hüseyin Kaya, A.T., N.G. isimli şahısların polise karşı fiziki müdahalede bulundukları. Özellikle şüpheli Suat Mustafa Şenci’nin ‘devrim çarkı’ olarak tespit edilen örgüt propagandası niteliğindeki marşı ıslık çalarak seslendirmesi ve polise karşı direnmesi üzerine diğer şüphelilerinde direnmeye başladıklarının görüldüğü” iddiasına yer verildi. İddianamede, aralarında ‘Kürtçe ıslık çalan’ öğrencilerin bulunduğu 12 öğrencinin ‘Silahlı örgüt adına suç işledikleri’ savunuldu.
SAVCI: KÜRTÇE ISLIK ÇALMAK SURETİYLE ÖRGÜT PROPAGANDASI YAPTILAR
Savcı, Kürtçe aslık çalan öğrenciler Hüseyin Kaya, Suat Mustafa Şenci için iddianamede şu değerlendirmede bulundu: “Olay günü gerilla marşı olarak adlandırılan içerisinde örgüt propagandası mahiyetinde cebir, şiddet, tehdit çağrılarının bulunduğu marşı ıslık çalmak suretiyle seslendirerek örgüt propagandası suçunu işlediklerine dair haklarında kamu davasının açılmasını gerektirir yeterli delile bağlı yeterli şüphe bulunduğu anlaşılmakla, delillerin takdiri ve değerlendirilmesi mahkemenize ait olmak üzere, şüphelilerin yargılamalarının yapılarak eylemlerine uyan yukarıdaki sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmaları…”
‘Kürtçe ıslık çaldığı’ için gözaltına alınan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Suat Mustafa Şenci ve Veterinerlik Fakültesi öğrencisi Hüseyin Kaya iddianameye yansıyan ifadelerinde üzerlerine atılı suçlamaları reddetti. Mustafa Şenci ifadesinde, olay yerinden geçtiği sırada ıslık çaldığını belirterek, “Polis memurlarının yüzüne karşı tahrik edici bir şekilde herhangi bir örgüt marşını ıslık olarak çalmadığını, Halil (Xelîl) Xemgin isimli Kürt sanatçının bir şarkısını ıslık olarak söylediğini, bu grubu herhangi bir şekilde sözle ve hareketle provoke etmediğini” söyledi.
Kürtçe ıslık çaldığı için gözaltına alınan Hüseyin Kaya ise ifadesinde hiç bir suçu olmamasına rağmen polislerin kollarından tutarak kendisini gözaltına almak istediğini ifade ederek, polislerin kendisine vurarak ekip aracına bindirdiklerini, hiçbir polis memuruna vurmadığını, olayla bağlantısının bulunmadığını dair ifadesini yer verildi.
POLİSLER ÖĞRENCİLERDEN ŞİKÂYETÇİ OLDU
Polislerin müşteki sıfatıyla alınan ifadelerinde özetle Suat Mustafa Şenci ve Hüseyin Kaya’nın ‘ıslık çalarak Devrim Çarkı isimli marşı seslendirmeye başladıklarını’ söyledi. Polisler, “Kürtçe ıslık çalan Şenci’nin uyarıldığını, kimlik tespiti yapılmak istendiğinde direnmeye başladığını, görevli polis memurlarını iterek ve darp ederek görevlerini yapmalarına engel olduğunu, bunu gören kalabalık öğrenci grubunun kendilerine saldırmaya başladıklarını, yakalamaya çalıştıkları bu kişilerin aktif direnç göstererek, kendilerine fiziki müdahalede bulunduklarını” iddia etti. İddianamede, müşteki polislere ait adli raporlar incelendiğinde beyanları ile uyumlu darp cebir izlerinin bulunduğunun anlaşıldığı belirtildi.
Savcı, öğrencilerin iddianame belirtilen sevk maddelerince cezalandırılmasını talep etti. Davanın ilk duruşması Haziran ayında Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
(Mezopotamya Ajansı)