İSTANBUL- Bartın’da gerçekleşen patlama sonrası hayatını kaybeden 41 işçi için İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla bir araya gelen siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri Kadıköy İskele Meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Bartın’daki maden katliamı için İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla bir araya gelen kitle Kadıköy İskele Meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylem öncesi polis Kadıköy’ün birçok bölgesini ablukaya aldı. Aralarında Devrimci Demokratik Sendikal Birlik’in de (DDSB) olduğu kitle polisin yoğun ablukasına rağmen basın açıklaması gerçekleştirdi.
MADENCİNİN FENERİ SÖNMEYECEK
TMMOB Maden Mühendisleri adına Mehmet Makar’ın yaptığı konuşmada “Bizim sığınağımız kader, fıtrat değildir” denilerek patlamanın kaza değil ihmaller sonucu olduğunu vurguladı. Konuşmada, “Yerin altında 300-350 katları arasında açığa çıkan gruzi patlaması sonrası kömür tozlarını tutuşturması ile 41 madenciyi kaybettik. 41 madencimizi kaybettikten sonra teknik olarak söyleyeceğimiz bir şey yok. Daha önce Soma’da, Ermenekt’e olduğu gibi madenciler katledilmeye devam ediyor. Türkiye Taşkömürü Kurumu geçmişte 50 bine yakın işçisiyle tonlarca kömür üretirken bugün 8 bin işçiyle ayakta duramıyor. Bizim sığınağımız kader, fıtrat değil, bilim ve tekniktir. 41 madencimiz için öfkemizi dindirmeyelim, madencinin feneri sönmeyecek.” dendi.
TMMOB Maden Mühendisleri adına Mehmet Makar’ın yaptığı konuşmanın ardından İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına Deniz Bakır basın açıklamasını okudu. Açıklamada patlamanın göz göre göre yaşandığı belirtilerek, “Bakanlık başta olmak üzere devlet ricalinin gösteri merkezlerinden biri olan Amasra’da gerçekleşen bu katliam göz göre göre gelmiştir. Sayıştay ve TKİ raporlarında kazı derinliğinin 300 metreyi geçmesi nedeniyle grizu riski olduğunun belirtilmesine rağmen kar uğruna üretime devam eden iktidar ve patronlar bu katliamın sorumlusudur. Hazırlanan raporlara rağmen işçinin canını patronların kasalarından daha değersiz bularak göz yuman, denetlemeyen, engellemeyen bakanlık ve siyasal iktidar bu katliamın sorumlusudur. Hazırlanan raporlara rağmen işçinin canını patronların kasalarından daha değersiz bularak göz yuman, denetlemeyen, engellemeyen bakanlık ve siyasal iktidar bu katliamın sorumlusudur. Çünkü bu memleketin normali, madencilerin kaderi haline getirilmeye çalışılan ölümlerin önlenebilir olduğunu biliyoruz, yıllardır defalarca dile getirdiğimiz, meydanlarda haykırdığımız, kader değil, fıtrat değil, kaza değil, cinayet sözü ne yazık ki 41 madencinin canıma mal olmuştur.” dedi.
DAHA FAZLA KÂR BÜYÜK KATLİAMLARA YOL AÇIYOR
Bakır, yaşanan katliamın daha fazla kâr uğruna işçiye daha dayatılan çalışma koşullarının olduğunu vurgulayarak, “Daha fazla kâr için dayatılan “üretim zorlaması” ve “verimlilik politikası” sonucunda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği önlemlerinin göz ardı edilmesi, özellikle madencilik sektöründe büyük katliamlara yol açıyor. Metan gazının patlamaya neden olacak sınır değerleri aşmasının, bunun “gözden kaçmasının” temelinde “üretim zorlaması” vardır. Kamu madenciliğinde dahi bu zihniyetin yerleşmeye başlamış olması durumun vahametini Bartın’da bir kez daha göstermiştir. İnsan yaşamı için alınması gereken, aklın ve bilimin öğrettiği önlemlerin, sadece ve sadece maliyet artmasın, işçilerin söz hakkı olmasın, kârlarımız azalmasın diye alınmadığını biliyoruz.” dedi.
ARTIK YETER!
Bakır, iş cinayetlerinin tüm iş kollarında benzer sebeblerden dolayı yaşandığına vurgu yaptı.
“Sadece madenlerde değil, tüm işkollarında işçi sağlığı ve iş güvenliği sisteminin göçük altında olduğunu yıllardır söylüyoruz. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile işçileri piyasanın insafına bırakan bu düzenin değiştirilmesi gerektiğinin yıllardır mücadelesini veriyoruz. Hayatımızı cehenneme çeviren, ölülerimizin üzerinde şatafatlı saraylar, gökdelenler, yollar, madenler inşa edenlere, her ay bir Somayı bize yaşatanlara tahammülümüz kalmadı artık. Artık yeter diyoruz. Emeğimiz, haklarımız, hayatlarımız ve geleceğimiz için yeter diyoruz. Tüm işçileri, emekçileri, kendine insanım diyen herkesi sesini sesimize, gücünü gücümüze katmaya; artık yeter insanca yaşamak istiyoruz demek için harekete geçmeye çağırıyoruz.
Herkesi daha fazla kâr için daha fazla kan dökmekten çekinmeyen bu vahşi sermaye düzenini yıkmak, emeğin ve özgürlüğün iktidarını kurmak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçlerinin basın açıklamasının ardından eylem sona erdi.