HABER MERKEZİ- Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, avukat Barkın Timtik ile 20 kişinin “örgüt yöneticiliği” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandığı davanın 7’nci duruşması görüldü. Çağlayan’da bulunan İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gereken dava, avukat ve izleyicilerin sayısı gözetilerek Silivri Hapishanesi Kampüsü’nde bulunan duruşma salonlarında görüldü.
ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile avukatlar Oya Arslan, Barkin Timtik ve Özgür Yılmaz bulundukları Silivri Hapishanesi’nden duruşmaya katıldı. Kozağaçlı ve beraberindekiler, mahkeme salonuna slogan atarak girdi. Bunun üzerine salonda bulunan izleyici ve avukatlar da alkışla yanıt verdi. Duruşmaya tutuksuz yargılananlar da katıldı. Duruşma, dosyaya giren belgelerin okunması ile başladı. Taleplere dair söz verilen iddia makamı, Kozağaçlı ve avukatların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
“TAHLİYE ZORUNLULUK HALİNE GELMİŞTİR”
İddia makamının talebine karşı söz alan Avukat Hasan Fehmi Demir, “Tutuklama halinin devamını istemek sağlıklı bir aklın ürünü olmaktan uzaktır. Gelinen aşamada serbest bırakılma artık gereklilikten öte zorunluluk haline gelmiştir. Sürekli aynı gerekçelerle tutuklama kararı veriliyor. Avukatlar zan altında bırakılmıştır. Çünkü hiçbir somut delil gösterilmemiştir. Gelinen aşamada bu durumların hukuki bir açıklaması yoktur.” dedi.
TAHLİYE TALEBİNDE BULUNMADI
Avukatların talebi ardından Selçuk Kozağaçlı, söz aldı. Ebru Timtik’in ölümünün üzerinden iki yıl geçtiğini anımsatan Kozağaçlı, Timtik’in mahkemenin ilgisizliğinden dolayı yaşamını yitirdiğini söyledi. 7 yıldır tutuklu olduğunu ve 10 yıldır yargılandığını belirten Kozağaçlı, tek bir kez bile tahliye talebinde bulunmadığını ve bulunmayacağını belirtti. Kozağaçlı, bir hafta sonra tutukluluk halinin 7 yılı bulacağını da paylaştı. 10 yıldır “örgüt üyesi” olup olmadığının tespit edilmediğine de işaret eden Kozağaçlı, dünyadan örnekler vererek, dünyada en çok tutukluluk halinin 7 yıl olduğu bilgisini aktardı.
Kozağaçlı, “Faşizmin uzantısı her yere uzanır. Seyyar kıble hiç kimse için iyi değildir. Dün cemaat elindeydi yarın başkasının elinde olacak. Daha net bir kıble bulmak lazım. Bize, ‘bu kadar DHKP-C, PKK’ davalarına bakamazsınız deniliyor. Bir siyasi partinin 10 bin üyesi tutuklanır mı? HDP’nin bu kadar üyesi tutuklandı. Ne oldu? HDP bitti mi? Siz DHKP-C’nin bütün üyelerini ve ailelerini tutuklasanız bitecek mi?” diye sorarak, tepki gösterdi.
25 yıldır avukatlık yaptığını, mesleğe başladığından beri telefonlarının dinlendiğini, 20 yıldır fiziki olarak takip edildiğini belirten Kozağaçlı, “Devlet yönetilmez hale geldiği için tutukluyum. 17-25 Aralık sürecinde Hakan Fidan ile Erdoğan’ın kulağından tutup adliyeye getirmeye çalışan savcı beni de 22 Aralık’ta aldı. Şemdinli olayı, Diyarbakır ve Cizre JİTEM davalarına baktım. O dönemlerde bir şey yoktu. Devlet yönetemediği için saldırır. Şu anda yönetemiyorsunuz, umarım çöküşünüz olsun.” dedi.
Kendisi hakkındaki iddiaları yineleyen Kozağaçlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yasa dışı bir şey yok. Olsaydı zaten 10 yıldır ceza verirdiniz. Bunu hala fark edemediniz mi? DHKP-C üyesi olsaydım size söyler miydim? Asıl tartışılması gereken konulardan bir tanesi de bu. Eğer üyesi olduğumu söylersem beni bugün tahliye etmek zorundasınız. Bunu biliyorsunuz değil mi? Eğer iddiayı ikrar etsem “fazladan yatmışlığı var” deyip serbest bırakmak zorundasınız. Eğer sorun cezaevi olsaydı, derdim. Ancak sorun zihniyet.”
Avukat ve ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın beyanları ardından Barkın Timtik söz aldı. Mahkemenin “ön kabul” şeklinde hareket ettiğini dile getiren Timtik, kararın önceden belli olduğunu ve ceza verileceğini söyledi. Timtik, “Ortaçağ mahkemelerinin bugüne kalan temel özelliği; kişi, bir kez mahkeme önüne çıkarılmaya görsün, ağır işkencelere rağmen suçun itirafı sağlanamamışsa, demek ki sanık suçu gizliyordur. Bu sebeple susarak suçluluğunu ortaya koymuştur. Ağır işkencelerden kurtulmak için suç kabul edildiyse, ne ala! ‘Sanık suçunu itiraf etti’ olur. Değilse, ‘Sukut ikrardandır.’ Bugün bize yapılan bundan farklı mı?” diye sordu.
DURUŞMA 7 KASIM’A ERTELENDİ
Aslan ve Özgür Yılmaz’ın beyanları ardından ara kararı açıklayan mahkeme, tutukluluk halinin devamına ve ATK’ye gönderilen raporun sonucunun beklenmesine karar vererek duruşmayı 7 Kasım’a erteledi.