[responsivevoice_button voice=”Turkish Male” buttontext=”Makaleyi dinle “]
Yeni Demokrasi: 2022 1 Mayıs’ının gündemlerini neler oluşturmaktadır?
DERİTEKS AVP. YAKASI TEMSİLCİSİ VEYSEL ARSLAN: Son dönem işçi hareketlerinin de gösterdiği üzere işçi sınıfının en yakıcı gündemi yoksullaşma, insani yaşam ücretinden uzak kölelik düzeninin çağdaş versiyonu olan çalışma rejimi, güvencesiz çalışma, işsizlik, yoğun iş temposu, bir tek işçiye birim başına düşen iş yoğunluğu, zamlar başat sorunlar ve gündemler olarak bu 1 Mayıs’ın acil gündemleri olacak gibi duruyor. Krizin yarattığı sonuçlar ve bu sonuçların yarattığı yoksullaşmaya karşı gelişen ekonomik talepli işçi hareketleri gündemler dahilindedir. İşçilerin örgütlenme sorunsalını çözmek amaçlı atacağı her türlü adım sendikal örgütlenme veya benzeri çalışmalarda önümüzdeki aylarda anti demokratik uygulamalar da işçi sınıfının gündeminde yer alacaktır. Başka bir gündem ise Batman, Van, Antep, Adıyaman, Ordu, Giresun, Çankırı, Denizli, Uşak gibi teşvik yatırımlarının olduğu bölgelerde asgari ücrete gelen zam ile emek sömürüsünün bu bölgelerde 2 kat daha fazla hissedileceği. Çok düşük ücretle işçi çalıştırma ve çeşitli nedenlerle ilkelerini terk etmiş hem iç hem dış işçi göçleri ile göçmen işçiliğin yasadışılığı da ayrıca işçi sınıfının önemli gündem başlıkları olacağını düşünüyorum.
Yeni Demokrasi: Yoğun bir işçi eylemliliği süreci yaşadık. Bu süreçte işçilerin sınıf mücadelesiyle ilişkisi nasıl gelişti?
VEYSEL ARSLAN: Son aylarda daha önceki yıllara nazaran olmadığı kadar işçi hareketliliği yani eylemlikler yaşandı. Son dönemde artan eylemlilikler olsa da aslında hem ülkemizi de hem dünya işçi sınıfında bu hareketlilik tam olarak sönümlenmemişti. Aşikâr ki bu eylemlikler esasta ekonomik krizin yarattığı sonuçlar. Ekonomik krizin görünür olmasının en somut ispatı. Devam eden zamlardan bir çıkarsama yaparsak krizin devamı ve derinleşmesi, işçinin alım gücünün düşmesi, hanedeki yoksullaşma önümüzdeki dönemlerde de bu tür işçi hareketliliklerin devam edeceğinin göstergesidir.
Bu hareketler kendi pratiğinde işçi sınıfına bazı gerçekleri gün yüzüne çıkarırken, ortaya çıkan duruma karşıda nasıl tavır takınacağı noktasında ciddi deneyimler kazandırıyor. İşçi sınıfı sorunlarının kaynağını daha net tanımlamaya başlıyor. Örneğin yaşadığı yoksulluğun, düşük ücretle çalıştırılmanın salt kendi patronuna ait olmadığını kaba hatları ile de olsa yaşayarak görüyor. Burada meselenin aslında bir tek fabrikadan olmadığını anlıyor. Belli hatlarıyla da olsa aslında sistemin meşruluğuna dair kafa karışıklığı yaşıyor. Sermaye sisteminin işçiler tarafından deşifrasyonu anlamına geliyor. Tabii bu çok ciddi bir kavrayış düzeyinde değil ama başlangıç olması ve bu hareketlerin sayısının artması ileriki zamanlarda işçi sınıfının kendisi için sınıf olma, kimliğini bulması açısından kritik dönem kavrayışı olarak görülebilir. İşçi sınıfı bu dönem hareketlerinde sınıf kardeşleriyle daha ileri bağlar kurmaya başlıyor. Bunların içinde önemli çıkarsamada bulunacağımız diğer bir yön ise işçi sınıfı birlikte hareket etmenin, üretimden gelen gücünün farkına varıyor. Özne olduğunu hissediyor. İçinde bulunduğu fabrikayı, çalışma koşullarını değiştirme kabiliyetini görüyor. Bu belki dönem açısından lokal alanlar olarak kalsa da bir nevi biriktirme de yaşıyor hafıza ediniyor.
Yeni Demokrasi: Taksim sadece 1 Mayıs için değil birçok miting ve eylem için yasaklı bir alandır. 1 Mayıs’ta Taksim’in anlamı nedir?
VEYSEL ARSLAN: Taksim’in yasaklanması sadece bir fiziki mekânın işçilere kapatılması demek olmadığını biliyoruz. Salt 1 Mayıs açısından da değil birçok sosyal etkinliğe halkların taleplerine karşı da kapalıdır. İşçi sınıfı başta olmak üzere Taksim nezdinde yorumlanması gereken konu işçi sınıfı açısından da patronlar cenahında da burası simgesel bir mekandır. İşçi sınıfının değerlerini temsil eder. Öneminin tartışma konusu yapılmadan burayı değerli kılan işçi sınıfının güncel olarak Taksim ve Taksimin temsil ettiği değerlerine mesafesi önemlidir. Bugün işçi sınıfın yığınla sorunu vardır. Yığınla talebi vardır. Asıl mesele hem son dönemde ortaya çıkan işçi sınıfı hareketlerinin hem de bu hareketin ortaya çıkan enerjisinin bu 1 Mayıs’ta nasıl birleştirileceği, sınıfı nasıl birleştireceği sorunudur. Eğer Taksim işçi sınıfınsa o zaman işçi sınıfı Taksim’in neresindedir sorununa güncel gerçekler ve objektif olgularla bakmak gerekir. Tartışılan şey niyet olmamalıdır. İşçi sınıfının mevcut nitel ve nicel durumunu ve bu gerçekliği hangi özgül koşullarda 1 Mayıs’a ve Taksim ruhuna yakınlaştırabileceğimiz ve aradaki mesafeyi hızla nasıl kapatılabilir derdi olmalıdır. Emek alnında her bir örgütün, her bir bireyin asıl derdi de bu olmalıdır.
Yeni Demokrasi: 2022 1 Mayıs’ının gündemlerini neler oluşturmaktadır?
İNŞAAT-İŞ SENDİKASI: 2022’nin 1 Mayısı’na tarihte ender görülecek bir enflasyon ve bunun karşısında sürekli eriyen ücret gerçekliği, burjuvaziye sürekli akıtılan paralar, tırmanan siyasal saldırganlık ve burjuvazi cephesinden sürekli yenilenen seçim atmosferinde giriyoruz. Üstüne bir de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin dünya çapında yarattığı ekonomik-siyasi etkiler var. Pandeminin sonuçlarını artık kimse anmıyor bile.
Bu atmosferde işçi sınıfının gündemi kelimenin gerçek anlamıyla bir onur sorununa dönüşen açlık, yoksulluk ve giderek büyüyeceği anlaşılan işsizlik. Sefalet ve servetin bu denli uçlarda biriktiği koşulların kendisinin politik bir muhteva kazandığını, ekmek sorununun dünden daha fazla onur sorunu olduğunu ve kapitalist sistemin o vampir karakterinin özeti, manası taşıdığını düşünüyoruz. Bu anlamın savaş politikaları, kışkırtılacak şovenizm ve kutuplaştırıcı söylemlerle eskisi gibi kolay perdelenemeyeceğine inanıyoruz. Biz 1 Mayıs’ı ekmek sorununun çıplak bir politik muhteva kazandığı şu koşullarda işçi sınıfının kendiliğinden patlayan öfkesini örgütlü hale getirme ve tarihsel sorumluluğuyla karşılıyoruz.
Yeni Demokrasi: Yoğun bir işçi eylemliliği süreci yaşadık. Bu süreçte işçilerin sınıf mücadelesiyle ilişkisi nasıl gelişti?
İNŞAAT-İŞ SENDİKASI: İşçi sınıfı on yıllardır lokal ya da iş kolu düzeyinde patlayan direnişler yaşadı. Bu direnişlerden farklı olarak bu yılın ilk 2 ayında çoğunluğu kendiliğinden, bir kısmı ilerici-öncü sendikal güç ve kurumların çabasıyla hem iş kolu hem de iller bazında yayılan-çeşitlenen bir işçi eylemleri dalgası yaşadık. Temel talep ücret sorunuydu. İşçi sınıfının bölünüp, parçalandığı, sistemin ideolojik hegemonyası altına alındığı bu koşullarda meseleyi sadece ücret sorunuyla patlayan işçi eylemleri sığlığında ele almayı doğru bulmuyoruz. O dalganın esas anlamı işçi sınıfının bir sınıf olduğu duygusunun henüz sezgisel kalsa bile yeniden sahne almaya başlamasında yatmaktadır. Günlerce fabrika önleri, YemekSepeti’nde gördüğümüz gibi kentlerin özel alanları işçilerin direnişlerine sahne oldu. İşçi sınıfı ancak kendi talepleri-çıkarları temelinde eyleme gittiğinde ve o eylemler sürecinde birliğini, örgütlülüğünü pekiştirdiğinde, birbiriyle etkileşim içine girebildiğinde bir sınıf olabilir. Bu dalga bir sınıf olmanın ilk adımlarından biri oldu diyebiliriz.
Yeni Demokrasi: Taksim sadece 1 Mayıs için değil birçok miting ve eylem için yasaklı bir alandır. 1 Mayıs’ta Taksim’in anlamı nedir?
İNŞAAT-İŞ SENDİKASI: 1 Mayıs işçi sınıfının mücadele birikimlerinin kutlandığı gündür. Sınıf düşmanına bu birikimlerin daha ileri taşınacağı mesajını verdiği gündür. İki sınıf arasındaki irade savaşıdır. 1 Mayıs’ın gücü; kitleselliği, yaygınlığı ve militanlığıyla olduğu kadar, burjuvazinin dayatmalarına, yasaklarına tutum alabildiğimiz oranda somutlaşabilir. Taksim yasağı tam da bu noktada anlam kazanıyor. Yıllarca dişe diş mücadelelerden sonra açtığımız alan, rejimin siyasal saldırganlığının tırmandığı dönemin simgesi de diyebileceğimiz şekilde yeniden yasaklandı. Bu yasakta pek çok anlam var. Üretim alanlarının, şantiyelerin, yaşam alanlarının 1 Mayıs alanına dönüştürülmesi elbette esas olandır. Fakat bu, işçi sınıfına Taksim yasağının sınıf mücadelesi açısından taşıdığı anlamla birlikte taşınmazsa eksik kalır. İşçi sınıfının bu yasağı delmesinin genel demokratik haklarının kazanımında önemli bir adımı ifade edeceği bilincini oluşturmayan bir 1 Mayıs anlayışı her şeyden önce devrimci değildir. Biz Taksim ısrarımızı bir alan fetişizmiyle değil, esas olarak sınıf mücadelesinde, sınıflar arasındaki irade savaşında taşıdığı bu siyasal anlamla sürdürüyoruz.