HABER MERKEZİ- Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB), 16-17 Ekim tarihlerinde “Emeğe Dönük Her Türlü Saldırıya Karşı Birleşik, Örgütlü Mücadeleye!” şiarıyla bir işçi çalıştayı gerçekleştireceğini duyurdu. İstanbul Aksaray’da bulunan Su Gösteri Sanatları Sahnesi’nde düzenlenecek olan çalıştay, 16-17 Ekim tarihlerinde saat 10.00 ile 17.00 arasında iki gün boyunca sürecek.
Çalıştaya değişik iş kolları ve sendikalardan işçilerin katılacağı belirtilirken sınıf hareketi, sendikal hareket, sorunlar ve çözümler, örgütlenme yöntemleri gibi birçok başlığın tartışılacağı da ifade edildi.
ARAÇ BİLGİLERİ:
AVRUPA YAKASI (CUMARTESİ-PAZAR)
İletişim: 0506 224 11 34
Esenyurt Meydan 08.30
Avcılar Türksan 08.45
Avcılar Metrobüs 09.00
Yenibosna Metrobüs 09.20
ASYA YAKASI (PAZAR)
İletişim: 0543 800 68 02
Gebze Tatlıkuyu Köprüsü (İstanbul yönü) 08.00
Tuzla İçmeler Köprüsü 08.20
Kartal Köprüsü 08.40
Maltepe Köprüsü 09.00
***
DDSB’nin işçi çalıştayına çağrı için yayınladığı metnin tam hali şu şekilde:
“Emeğe Dönük Her Türlü Saldırıya Karşı Birleşik, Örgütlü Mücadeleye!
İşçi Çalıştayında Buluşuyoruz…
Ülkemiz işçi sınıfı ağır çalışma koşulları, düşük ücret politikası ve birçok hak gasbıyla karşı karşıya. Kriz, pandemi ve artan pahalılık koşullarında işçiler, işini ve yaşamını devam ettirebilmek için türlü zorluklara katlandı. Bu zorluklar bitmediği gibi artarak devam etti ve bugün işçilerin geçim sıkıntısı daha da arttı. İşçiler geçinemezken patronlar ücretleri daha altlara çekmenin, en temel işçi haklarını dahi gasp etmenin peşine düştü.
Patronlar kriz bahanesiyle ve göçmen işçi emeğinin sağladığı ucuz iş gücü “fırsatı”na dayanarak işçilere ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor. Sendika bürokrasileri işçilerin tepki ve eylemlerini kontrol altında tutarken patron yanlısı her türlü pervasızlığı sergilemekten de geri kalmıyor. Ülke yönetiminde siyasi değişim işaretlerinin geldiği koşullarda hükümetteki ya da muhalefetteki tüm düzen partileri, işçileri ağır koşullarda düşük ücretlerle çalıştırma konusunda anlaşıyorlar. Diğer taraftan sendikal alandaki hâkimiyet için rekabet halindeler. Kamuda ve yerel yönetimlerde işçileri suni ayrımlarla bölüp parçalayanlar sendika bürokratları aracılığıyla da kendilerine bağlı bir yapı oluşturmak için yarış halindeler. Bu süreçte işçi sınıfının mücadele hafızası ve bu hafızaya dayanan ilerici, devrimci-demokrat sendikal odaklar tasfiye edilmek isteniyor. Tam da sermayenin ihtiyaçlarına yanıt olacak şekilde daha kontrol edilebilir ve tahakküm altına alınmış bir işçi sınıfı ve sendikal alan yaratılmak isteniyor.
Göçmen işçilerle birlikte milyonlarca işçi sefalet ücreti olan asgari ücretin de altında sigortasız bir biçimde çalıştırılırken sendikalı-sendikasız işçi sınıfının her bölüğü alt düzeydeki ücret ve haklara razı getirilmek isteniyor. Örgütsüz ve sendikasız işçiler, güvencesiz koşulları en ağır düzeyde yaşarken tüm kesimler işsizlik ve borç korkusuyla zor koşullarda çalışmaya zorlanıyor. Yoğun emek sömürüsü patronları büyütürken işçinin ekmeğini küçültmeye, geniş kesimleri derin bir yoksulluğa sürüklemeye devam ediyor. Ancak bu durumun böyle devam edemeyeceğini, geleceklerinin olmadığını her işçi görüyor ve birebir yaşıyor. Sendikal örgütlenme, iş güvencesi, ağır koşulların değiştirilmesi, hakların korunması, geçinilebilir bir ücret veya herhangi bir sebeple örgütlenen, direnen, greve çıkan ve sesini duyurmak isteyen her işçinin sorunları bugün dünden daha ortak bir hâl almıştır. Siyasi baskılar, patronların dayatmaları ve sendika bürokrasilerinin tehdidi altında işçi sınıfı yeni bir mücadele yolu arıyor.
Belediye işçilerinin grevi, maden işçilerin yürüyüşleri, inşaat işçilerinin hak arayışları; CPS’de, Xiaomi Salcomp’ta, Adkoturk’te, Belkarper’de, Mutsiba’da direnen işçilerin eylemleri ve dünden bugüne sayısız direnişin bize gösterdiği şey, işçi sınıfının örgütlenmeye ve mücadele etmeye zorunlu olduğu gerçeğidir. Krizle, pandemiyle, işsizlikle, borçlarla korkutulan, insanca yaşama hakkı elinden alınan işçiler artık bu sömürü ve dayatmaya boyun eğmek istemiyor. Bugün parça parça ortaya çıkan tepki ve eylemler, ileride gelişecek hareketin de işaretidir. İşçi sınıfı kendi öz gücüne güvenmeli ve örgütlenmelidir. Sınıfın ileri ve öncü bölükleri, örgütsüz ve güvencesiz büyük işçi kitlesinin örgütlü bir mücadeleye taşınması için daha büyük bir görev üstlenmeli, sınıfa dayatılan kölece koşulları güçlü bir sınıf hareketiyle parçalamalıdır. Ve kuşkusuz sendika bürokratlarına karşı işçilerin taban iradesi geliştirilmeli, patron işbirlikçisi sendika bürokratlarından hesap sorulmalıdır.
Bugün üretimin her alanında bilinç, deneyim ve örgütlenme düzeyi bakımından işçi sınıfının genç bir kuşağı hâkimdir. Patronlar ve onların temsilcisi siyasi yöneticiler kazanılmış hakları ortadan kaldırıp sömürüyü artırarak ve sendikalarda sınıf bilincini tasfiye ederek bu durumu kendi çıkarları için kullanıyorlar. Bu gerçeklik, devrimci-demokratik işçiler ve sınıf sendikacılığını esas alan bizlere de büyük görev ve sorumluluklar yüklüyor. İşçilerin örgütlenmesi, mücadeleye taşınması, eğitilmesi ve sınıfın mücadele potansiyelinin açığa çıkarılması gerekmektedir. Bunun için koşullar elverişlidir; işçiler hemen her alanda yaşadıkları sorunlara karşı bir çözüm arayışı içindedir. Örgütlenmenin, mücadele etmenin zorunluluğu daha derinden hissedilmektedir.
Bizler, farklı işkollarından ve sendikalardan DDSB’li işçiler olarak üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Sınıf bilincini, sınıfın mücadele hafızasını ve kuşkusuz pratik hareketini bugünkü koşullarda da geliştirme ve güçlendirme sorumluluğundayız. Bunun için bulunduğumuz her işyerinde, havzada ve sendikada işçilerin örgütlenmesi ve sınıf sendikacılığının hâkim hale gelmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Ancak biliyoruz ki doğru bir mücadele programı olmaksızın ve ileri-öncü işçilerle birleşmeksizin bu görev ve sorumlulukların yerine getirilmesi mümkün değildir. Bu yüzden sorunlarımızı ve çözüm yollarını hep birlikte tartışmalı, ortak bir mücadele programı geliştirmeli ve biz işçiler birleşmeliyiz. Bu amaçla, karşılaştığı hak gaspları ve saldırılara karşı mücadele etmek isteyen her işçiyi, “birleşik ve örgütlü mücadele” şiarıyla gerçekleştireceğimiz işçi çalıştayımıza davet ediyor, sınıf çizgisinde örgütlenmeye çağırıyoruz.
Birlik, Mücadele, Zafer!
Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB)
Tarih: 16-17 Ekim
Saat: 10.00-17.00
Yer: Su Gösteri Sanatları Sahnesi (Pertevniyal Lisesi arkası)
(İskender Paşa Mah. Vezir Çeşmesi Sok. No:3/A Aksaray-Fatih / İstanbul)”