HABER MERKEZİ – Ailesini arayan hasta tutuklu Abdulhalim Kırtay, “İki gündür hücredeyim. Çok hastayım. Bana çok baskı kuruyorlar. Bu hafta ölüm haberimi alabilirsiniz. Hazırlıklı olun” dedi.
İzmir Şakran 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde kalan hasta tutsak 73 yaşındaki Abdulhalim Kırtay, ailesini arayarak, durumunu anlattı. Kırtay’ın kızı Herdem Merwanî, sanal medya hesabında babasıyla yaptığı konuşmayı paylaşarak, endişelerini dile getirdi.
Kırtay kızı Herdem Merwanî ’ye şunları aktardı:
İki gündür hücredeyim. Çok hastayım. Bana çok baskı kuruyorlar. Bu hafta ölüm haberimi alabilirsiniz. Hazırlıklı olun.
TELEFON KAPANDI
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Herdem Merwani, kısa süren telefon konuşmasından sonra yüksek sesle babasının “ayyyy” sesiyle telefonun kapandığını aktardı. Babası Kırtay’ın durumuna ilişkin paylaşımda bulunan Herdem Merwanî, kamuoyuna da duyarlık çağrısında bulundu.
27 yılı aşkındır hapishanede olan ve birçok hastalığı olmasına rağmen tahliye edilmeyen Kırtay, birçok kez hastaneye götürülmesine rağmen tedavi edilmeden geri cezaevine götürüldü.
TEDAVİ EDİLMEDİ
2018 tarihinde Burhaniye T Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Kırtay’ın durumuna ilişkin Hayrettin Adak’ın gönderdiği mektubu MA yayımlamıştı. Adak, Kırtay’ın 16 Aralık 2018 tarihinde rahatsızlanarak cezaevi revirine kaldırıldığını yazmıştı. Kırtay’a hapishane doktoru tarafından hemoroid teşhisi konduğunu ve ilaç verilerek yeniden koğuşa gönderildiğini aktaran Adak, ilaçların herhangi bir faydası olmadığı gibi Kırtay’ın ağrılarının da her geçen gün arttığını belirtti.
İĞNE YAPIP GÖNDERDİLER
Kırtay’ın hastanede doktorun kendisiyle ilgilenmediğini hastane dönüşünde anlattığını belirten Adak, yaşananları gönderdiği mektupta şöyle aktarmıştı:
Acildeki doktor ilk olarak arkadaşımızın şalvarına bakıp nereli olduğunu soruyor. Diyarbakırlı olduğunu söyleyince bir iğne vurup gönderiyorlar. Ertesi gün arkadaşımızın moraran testisleri patladı. Tekrar acile götürüldü. Fakat yine bir iğne vurulup gönderildi. Açık yaraya birebir müdahale edilmedi. Kan ve irin akıyor olmasına rağmen bir bez parçası bile vermemişlerdi. Arkadaşımız bu şekilde 2 gün bekletildikten sonra Pazartesi günü İzmir’deki hastaneye sevk edildi. Kısacası insanlık dışı bir durum yaşandı. Cezaevi idaresi, cezaevi doktoru ve Burhaniye Devlet Hastanesi, doktorlar Kürt olduğumuz için düşmanlığın da ötesinde bir durum sergilediler. Bu yaklaşımlara karşı idareyle görüşme taleplerimiz cevapsız bırakılmaktadır. Göz göre göre arkadaşımızın ölümü beklendi. Sadece acil olduğunu, revire gitmesi gerektiğini ancak 3-5 saat uğraşarak anlatabildik. Gardiyan bile acil hasta arkadaşımız için kendilerini çağırmamıza bağırarak, saygısızlık yaparak cevap verebilecek kadar keyfiliğe hakim olduğu bir durum söz konusu. Arkadaşımızın durumu ve karşılaştığımız uygulamalara karşı hukuki başvurularda bulunduk.