HABER MERKEZİ- Tunus Emekçileri Partisi, Cumhurbaşkanı Kays Said’in müdahalesini darbe olarak niteledi. Ennahda hareketiyle bir ittifakın da reddedilmesi gerektiğine de dikkat çekilen açıklamada, Tunus emekçilerine halk demokrasisi için mücadele çağrısı yapıldı.
“Devrimin gidişatı darbeler ve mutlak bireysel yönetimlerle düzeltilemez” başlıklı açıklamada öne çıkan başlıklar şu şekilde:
“Tunus Emekçileri Partisi darbe ve şiddet olayları da dahil olmak üzere ülkeyi tehdit eden korkunç senaryolar hakkında bir süredir uyarıda bulunmaktadır:
Cumhurbaşkanı, belki de en belirgini askeri kurumun sistemin kanatlarının mücadelesine müdahil olması olmak üzere çeşitli göstergelere dayanarak kendisinden bekleneni yaptı. Hukuki açıdan ortaya çıkan gelişme, Anayasa’nın ve kabul ettiği 80. madde hükümlerinin açık bir ihlalidir.
‘KARŞI DEVRİMCİ YOLDUR’
Siyasi açıdan, istisnai anti-demokratik önlemler, Kays Said’in uzun süredir yürütme, yasama ve yargının yani tüm yetkileri tekeline alma çabasını somutlaştırmaktadır. Onun eliyle mutlak otokrasi sistemini yeniden kurmaya yönelik bir karşı devrim yolunu başlatmaktadır.
Bu manevralar, ülkenin her düzeyde yaşadığı kriz durumunun ciddiyetini artıracak ve hatta şiddet, çatışma ve terör döngüsüne düşmesine yol açabilecek yeni bir aşama açılacağını düşündürmektedir.
‘HALK DEMOKRASİSİ TUNUS HALKININ ELİYLE OLACAKTIR’
(Parti) Tunus halkının, ülkeyi son on yılda izlenen gerici seçenekler sonucunda kötüleşen boğucu ve kapsamlı krizden çıkaracak köklü bir değişime acil ihtiyaç duyduğunu vurgular ve ekonomik yıkım, mali iflas, yolsuzluğun yayılması, terörizm ve siyasi suikastlara neden olan; ülkeyi bağımlılık ve borç içinde boğan ve Tunuslu kadın ve erkeklerin hayatlarının her boyutunu yok eden tüm hükümet sisteminin, cumhurbaşkanlığının, parlamentonun ve Ennahda öncülüğündeki hükümetin sorumlu tutulması ve alaşağı edilmesi çağrısını yineler.
Tunus Emekçileri Partisi, istenen değişimin Kays Said’in darbesinin desteğiyle veya Ennahda hareketiyle herhangi bir şekilde ittifak kurarak olamayacağına ve bunun Tunus halkının iradesiyle olacağına olan inancını yinelemektedir. Sivil bir devlet, halkın elinde bir iktidar ve ülkenin kendi imkanları ve kaynakları üzerindeki egemenliği; bağımsız siyasi karar alma, sosyal adalet ile erkek ve kadın vatandaşlar arasındaki eşitliğe dayalı bir halk demokrasisi kurma, ancak Tunus halkının eliyle olacaktır.
‘REJİMİN BİLEŞENLERİ İÇİN ÇATIŞMAYI REDDET’
Tunus halkını, tutumlarını barışçıl yollarla ifade etmeye devam etmeye ve kendi çıkarlarına hizmet etmek için bölgesel eksenler ve uluslararası güçler tarafından desteklenen rejimin bileşenleri tarafından itilen çatışma çağrılarını reddetmeye çağırıyoruz. Eski rejimin ve derin devletin yandaşlarından, para ve kaçakçılık mafyalarından devlete sızanların niyetlerine karşı temkinli olmaya da çağırıyoruz.
‘DEMOKRATİK VE İLERİCİ GÜÇLER BİRARAYA GELMELİ’
Tüm demokratik ve ilerici güçleri, partileri, örgütleri, dernekleri, aktörleri ve şahsiyetleri, ülkeyi kötü bir döngüye sokabilecek ve Tunus halkının kurtulmak için büyük fedakarlıklar yaptığı mutlak otokrasinin zulmüne yeniden düşmesine yol açabilecek bu tehlikeli gelişmeler ve bunların yansımalarıyla yüzleşmek için birleşik bir tutum formüle etmek üzere bir danışma mekanizması etrafında acil olarak toplanmaya çağırıyoruz.”