HABER MERKEZİ- Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2015 yılındaki saldırılarda yaşanan yıkımın ardından yapılan yeni binalar, ilçenin tarihi yapısına uygun olmamakla birlikte hapishaneyi andırmakta. Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Ferit Kahraman, yeni binalar için “Tek tipleştirme zihniyetinin bir görüntüsü” dedi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Gökhan Altay’a konuşan Kahraman, çatışmalı sürecin sonlanmasının ardından bölgede incelemelerde bulunduklarını, hazırladıkları raporlara göre yaklaşık 46 hektarlık alanda yıkım gerçekleştiğini söyledi.
‘HAPİSHANEYİ ANDIRIYOR’
Yeni yapıların ne sivil mimariye ne de geleneksel yapılara uygun inşa edilmediğine dikkati çeken Kahraman, yeni yapıların birçoğunun hapishaneyi andırdığını vurgulayarak, “Bir avlu ve avlunun etrafında dizilmiş evler. Geleneksel evlerde ya da özgün sivil mimari örneklerden bahsettiğimizde mahremiyet kavramından da bahsetmeliyiz. Şu anda burada bir avlunun etrafında dizilmiş 8-10 tane evden hepsinin penceresi o avunun içerisine bakıyor. O sivil mimaride mahremiyetin de ortadan kaldırıldığını görüyoruz” diye kaydetti.
‘PROJEYİ ÇİZENLERİN BİRÇOĞU DİYARBAKIR’I HİÇ GÖRMEMİŞ İNSANLAR’
Sivil toplum örgütleri ve halkın yeni yapıların projelendirme ve yapım aşaması sürecine dahil edilmediğini ifade eden Kahraman, “Bütün planlama, proje ve süreçler Ankara’dan merkeziyetçi bir şekilde yürütüldü. Projeyi çizenlerin birçoğu Diyarbakır’ı ya da bu sivil mimari yapıları hiç görmemiş insanlar. Kendi özgün malzemesi Karacadağ volkanik patlamasından olan bazalt taş. Dişi ve erkek diye nitelendirilen iki farklı taş ve bu yapıların çoğunda dişi denilen bazalt taş kullanılmıştı. Ancak evlerin tamamının üstü boya ve badana yapılmış, dış cephe montalamasıyla yapılmış. Alt tarafta da bazalt taş görünümü var. Ama bu görüntüler özgün doğal taştan değil. Geleneksel taştan örülen bir duvar ya da evden bahsedemiyoruz” şeklinde konuştu.
‘HAK SAHİPLERİNE VERİLEN SÖZLER TUTULMADI’
Yapıların inşası sürecinde hak sahiplerinin mağdur edilmeyeceği sözünün verildiğini ancak bu sözün tutulmadığını dile getiren Kahraman, “Şu anda sadece konutlarla ilgili kısmi teslimatlar yapılıyor. Sayıları 100’ü ya buluyor ya bulmuyor. Ticari alanlar olan dükkan ve butik otellerin hak sahiplerine teslimi ile ilgili ne yazık ki öyle bir işlem gerçekleşmiyor. Şu anda o belirsizlik halen sürüyor. Muhtemelen anlaşamama konusundan kaynaklı. Mülkiyetin tapusu elinde olan insanlara, ticari alana dönüştüğü için gidip bu yerler verilmiyor. Mağduriyetlerden en büyüğü de bu” ifadelerini kullandı.
‘TEK TİPLEŞTİRME ZİHNİYETİNİN BİR GÖRÜNTÜSÜ’
Yapıların tek tip olduğunu belirten Kahraman, şöyle devam etti: “Yapıların tamamının birbiriyle aynı olması, kopyası olması, tek tipleştirme zihniyetinin bir görüntüsü. Canlı canlı halini burada gözlemleyebiliyoruz. İnşaat çalışmalarının ne kadar süreceği, tam olarak bu alanlarda süren fiziki veya süregelen yasakların net ne zaman kalkacağına dair herhangi bir açıklamada bulunmuyor. Bu haliyle devam ederse yıllarca sürecek bir çalışma olacak gibi.” (MA)