HABER MERKEZİ- Van’da iki köylünün askerler tarafından helikopterden atılmasını haberleştiren dördü tutuklu beş gazeteciyle ilgili iddianame hazırlandı. Gazeteciler ‘normal şekilde spor, magazinsel veya doğa olayları’ haberleri yapmadıkları için suçlandı.
Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerlerin gözaltına aldığı ve Servet Turgut’un yaşamını yitirmesine, Osman Şiban’ın da ağır yaralanmasına neden olan işkence ve linç olayını haberleştirdikten sonra 9 Ekim 2020 tarihinde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi ile gazeteci Nazan Sala ile tutuksuz yargılanan MA muhabiri Zeynep Durgut hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı. Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame, Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
14 sayfadan oluşan iddianamede, 5 gazeteciye “örgüt üyesi olmak” suçlaması yöneltildi. Tutuklu gazetecilerden Nazan Sala’nın ayrıca “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla cezalandırılması istendi. İddianamede, aynı soruşturma kapsamında daha önce gözaltına alınan eski gazete dağıtımcıları Ramazan Çınar, Ferdi Sertkal, Mikail Tunçdemir, Fehim Çetiner ve Şükran Erdem hakkında ise “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verildi.
SPOR VE MAGAZİNSEL HABERLER YOK!
Mezopotamya Ajansı’ndan Gökhan Altay ve Müjdat Can’ın haberine öre, iddianamenin ilk 5 sayfasında, gazetecilerin kimlik bilgilerinin yanı sıra “KCK’nin kuruluşu, amaçları, alanları ve sözleşmesine” dair bilgilere yer verildi. İddianamede, İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından gazetecilerin çalıştığı haber ajansları ve gazetelerin “devlet aleyhine provokatif içerikli yayınlar” yaptıkları ileri sürüldü. Haber ajansları ve gazete sitelerine getirilen erişim engellerine de yer verilen iddianamede, “(…) devletin ve kurumlarının aleyhine haberler yapıldığı, normal şekilde spor, magazinsel veya doğa olayları vs. basın komitesinin perspektifi doğrultusunda olmadığından haberleştirilmediğinin tespit edildiği” ifadeleri dikkati çekti.
HABER FOTOLARI SUÇ
İddianamede, ev baskınları sırasında elde edilen telefon, bilgisayar ve gazetecilik materyallerinin listelerine de yer verildi. Tutuklu gazetecilerden Adnan Bilen’e dair bölümde, el konulan ajandada herhangi bir suç unsurunun tespit edilmediği belirtildi. Bilen’in el konulan materyallerinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu kimi görüntüler “suç” sayıldı. Bilen’in daha önce “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hüküm giydiği anımsatılan iddianamede, Bilen’in haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmeler ve MA’da çalıştığını belirtmesi suçlama konusu yapıldı.
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI
Nazan Sala’nın dijital materyallerinde suç unsuru bulunmazken, Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazeteleri delil olarak gösterildi. 2015-2016 yıllarına ait bazı sosyal medya paylaşımları da suç sayılan Sala’nın haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmeler de suçlama konusu oldu.
BASIN KARTI DA SUÇ
Tutuklu gazeteci Şehriban Abi’ye, Jin News’de çalışması, evine yapılan baskında el konulan sarı, kırmızı ve yeşil motifli bez, çalıştığı ajansın basın kartı, Jineoloji dergisi, TSK’nin “PençeKartal harekâtı” operasyonuna dair haber notları suçlama konusu yapıldı.
‘HASTA TUTSAKLARIN SERBEST BIRAKILMASI İÇİN RÖPORTAJ ALDIĞI…’
Cemil Uğur’a yönelik suçlamaların delili olarak ise “Bedirhan Bir Cudi Söylencesi” adlı kitapta Kürtler ve Ermenilerin soykırıma uğratıldığına dair ifadeler, Demokratik Modernite ile kimi Kürtçe kitaplar gösterildi. Uğur’un hasta tutsak Ergin Aktaş’ın sağlık durumuna ilişkin ağabeyi Mahir Aktaş’la yaptığı görüşme de suç sayıldı. İddianamenin ilgili bölümünde, “(…) siyasi veya adli fark etmeksizin bütün hasta tutsakların serbest bırakılmasını istediği şeklinde röportaj aldığının tespit edildiği” denildi.
5 gazeteci hakkında “Örgüt adına faaliyetlerde bulunarak örgütle organik bağ kurduğu” iddiasının yer aldığı iddianamede, “yasal çerçevede turkuaz basın kartlarının olup olmadığı hususunda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na müzekkere yazıldığı” belirtildi.