HABER MERKEZİ- Hapishanede birçok kez ajanlık dayatmasına maruz kalan tutsak Yusuf Nakçi, baskıların sürmesi üzerine 10 gündür süresiz açlık grevinde olduğunu aktardı.
Diyarbakır Silvan ilçesinde 11 Mayıs 2017’de “örgüt üyesi olma” gerekçesiyle gözaltına alınıp götürüldüğü Silvan Jandarma Karakol’unda işkenceye maruz kalan ve daha sonra Diyarbakır Emniyeti Müdürlüğü’nde 14 gün boyunca gözaltında tutulan Yusuf Nakçi, gizli tanık beyanları ile çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp Diyarbakır D Tipi Hapishane konuldu. Hapishanede bulunduğu bu dönemde avukat görüşü diye götürüldüğü odada polisle karşılaşan Nakçi, birçok kez ajanlık dayatmasına maruz kaldığını belirtti. Ajanlık dayatmasını kabul etmemesi üzerine polisler Nakçi’nin eşi Hatice Nakçi’ye ulaşıp ajanlık dayattı. Hatice Nakçi, ajanlık dayatmasını reddedince polislerin tehdidine maruz kaldı. Tutsak Nakçi daha sonra 22 Kasım 2017 tarihinde Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne sevk edildi. Götürüldüğü Elazığ Hapishanesi’nde psikolojisi bozulan Nakçi, iki buçuk ay boyunca Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi gördü.
Nakçi davasının görüldüğü Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesinde, açık tanıkların Nakçi lehine verdikleri beyanlara karşı, gizli tanıkların verdikleri çelişkili beyanlar esas alınarak “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
YAŞADIKLARINI ANLATTI
Geçen Pazartesi günü eşi Hatice Nakçi ile telefon görüşme gerçekleştiren tutsak Yusuf Nakçi, hapishanede yaşadıklarını anlattı. Tutsak Nakçi’nin ilettikleri şöyle: “20 Ocak Çarşamba günü iki gardiyan avukat görüşü diye beni odamdan çıkarıp görüş odasına götürdüler, ancak görüş odasında avukatlar yoktu. Daha sonra iki gardiyan gelip ‘Bize bazı isimler ver ve yardım et. Bize yardım edersen biz de sana kolaylık sağlarız’ şeklinde söylemleri oldu. Ancak ben kendilerine yardım edemeyeceğimi, çünkü suçsuz olduğumu söyledim. Gardiyanlara bunları söylememle birlikte odama götürüldüm. Hapishanede yaşanan bu zulme karşı Çarşamba gününden beri süresiz olarak açlık grevine girdim. Bu hukuksuzluk bitene kadar açlık grevinden çıkmayacağım. Açlık grevine girdiğimden beri bana vermeleri gereken gıdaları vermiyorlar.”
POLİS İFADESİ DİKKATE ALINMADI
Mahkeme sürecinin üç yıl sürdüğünü ve eşi Nakçi hakkında en ufak bir delile rastlanılmadığı halde mahkemenin suçsuz yere ceza verdiğini belirten Hatice Nakçi, ise şunları söyledi: “Kan tahlili, elbiselerini her şeyini tahlil ettiler, ama delil olacak hiçbir şey bulunamadı. Ancak gizli tanık ifadeleri ile suçlu bulunuyor. Tanıklardan biri, polis aracına iki roket atıldığını gördüğünü, ancak yaralanan polislerden biri sadece bir roketin atıldığı söylüyor. Burada olayın gerçek tanığı yaralı polise bile inanmıyorlar. Üstelik yaralı polis eşime ilişkin bir şeyde söylemiyor. Suçsuz yere insanları cezalandırmasınlar. Suçsuz yere nasıl müebbet hapis cezası veriyorlar?”
GARDİYANLAR TUTSAKLARI SORGUYA ALIYOR
Üç çocuğu olduğunu ifade eden Hatice Nakçi, çocuklarına bakmak için evlerde gündelikçi olarak temizlik yaptığını söyledi. Eşinin Elazığ Hapishanesi’nde olmasından kaynaklı gidip görmekte zorlandıklarını dikkati çeken Nakçi, “8 aydır göremiyoruz. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Gardiyanların kalkıp tutsakları sorguya almalarını da anlayamıyoruz. Gardiyanlar kendilerine bazı isimlerin verilmesini istiyormuş. Görüşmeye gittiğimizde gardiyanlar sürekli bizi uyarıyor ‘bir şey olursa bir yıl görüş yasağı veririz’ diyorlar. Elbise, kitap yolluyoruz, hepsi geri geliyor. Bazen gönderdiğimiz elbiseleri eşime vermemelerine rağmen, elbiseleri geri de göndermiyorlar” dedi.
YARGITAY KARARI
Nakçi’nin suçsuz yere tutuklanıp 4 yıldır hapishanede olduğunu dile getiren Hatice Nakçi, “Tek talebimiz suçsuz yere hapishanede olan Yusuf’un serbest bırakılması. Umarım Yargıtay kararı bozar ve eşim serbest kalır” diye konuştu.
OĞLUNU GÖREMİYOR
Yaklaşık iki yıldır oğlunu görmediğini belirten Nakçi’nin annesi İkram Nakçi (75) de çocuğunu suçsuz yere tutuklayıp ceza verdiklerini ifade ederek, yaşlı olduğunu ve Elazığ’a sürgün edilen çocuğunun görüşüne gidemediğini söyledi. Çocuğunun Diyarbakır’a nakledilmesini isteyen anne Nakçi, “Diyarbakır’a getirsinler ki onun yanına gidebileyim. Engeliyim, yaşlıyım, gidip göremiyorum oğlumu” diye belirtti. (Mezopotamya Ajansı)