Bugün karların arasında bir filizin boy verdiği gün. Bugün hikayemizin başladığı gün. Şimdi sen düştüğün topraklarda filizlenip boy verip, çiğdem, nergiz olacaksın. Gökyüzüne umut yoldaşlarına ışık olacaksın.
23 yıl önce o küçücük bebeğin büyüyüp gelişip, kavrayıp halkı için savaşacağını kim bilebilirdi ki? Sen ki gökyüzüne, özgürlük uğruna devrime olan inancına ömrünü vermiş, en güzel yaşlarını bütün insanlığa adamış koca yürekli devrimcisin. Şimdi sana öldü mü derler Asmin? Kim ikna edebilir ki bu dağlarda uçan kuşu, geçtiğin vadilerde akan suyu? Kim ikna edebilir seni tanıyan emekçi köylüyü?
“Asmin öldü deseler” adımladığın patikalar inanır mı sanırsın? Öldüğünü duyunca attığın her mermi, Asmin Welat’ın kaleminden dökülen her kelime köpürmez mi? Ovacık’ın orman denizi, Munzurların karı, Aliboğazının rüzgarı inanır mı hiç? İnanmazlar Asmin hiçbiri inanmaz çünkü ayak izlerin, şen kahkahaların durur bu dağlarda…
Senle az da olsa zaman geçirmiş olan hiçbir kimse seni unutamaz. Bu dağlarda sesin durur yoldaş. Senin ve sizlerin mücadeleye olan bağlılığı, inancı bizlere ışık tutmaya devam edecek. Hiçbir güç alıkoymadı seni mücadeleye olan bağlılığından. Bir yoldaşın adını alır öfkeni kuşanır. Her baharda yeniden doğarsın.
İyi ki doğdun dağların küçüğü Asmin. İyi ki varoldun hayatımızda ve iyi ki hiçbir güç alıkoyamadı seni özgürlük yolundan. İyi ki kavgamıza omuz verdin. İyi ki düşmanın üstüne üstüne yürüdün. Ve iyi ki inancın ve kararlılığınla geçtin hayatımızdan…
Bundan sonra atılan her sloganda biraz da sen bağıracak, Partizan yüreklerde yaşayacaksın.
Yoldaşların senin bıraktığın yerden mücadeleni kuşanacak. Bu da sana sözümüz olsun.
Silah elde dövüşene, düşene şan ve şeref olsun.
Bir Yoldaşı
*Bu yazı Yeni Demokrasi Gazetesi’nin 21 Ocak tarihli 78. sayısından alınmıştır.