HABER MERKEZİ- ÇHD davasındaki 159 yıllık hapis cezası da dahil birçok dava sonucuna etki etmiş olan, 100’den fazla davanın tanığı İ.Ö.’nün avukatı Yargıtay’a verdiği dilekçede, psikolojik sorunlar yaşayan İ.Ö.’nün beyanıyla karar verilemeyeceğini ifade etti.
100’den fazla davanın tanığı olan, ÇHD davasında 159 yıldan fazla ceza verilen avukatlarla ilgili de tanıklık eden İ.Ö. avukatı aracılığıyla Yargıtay’a dilekçe gönderdi, psikolojik sebeplerle tanıklığının dikkate alınmaması gerektiğini ifade etti.
Avukatı Yağız Yıldız’ın, İ.Ö.’nün de yargılandığı Yargıtay’daki dosyaya gönderdiği dilekçede, İÖ.’nün halüsinasyonlar gördüğü anlatıldı ve bunu destekleyecek sağlık raporları sunuldu.
Dilekçede ayrıca, bu dosyada hüküm kurulurken sadece İ.Ö.’nün tanıklığının dikkate alındığı ancak bu ifadeleri destekleyecek başkaca bir delil olmadığı belirtildi.
“SANIK BEYANI DIŞINDA DOSYADA DELİL YOK”
Dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“Ceza hukukunda esas; gerçeğe ulaşmaktır. Her ne kadar, müdafii sanığın itirafı ile yerel mahkemece; müdafii sanık İ.Ö’nün beyanları esas alınarak hüküm tesis edilmiş ise de; dosya münderecatında sanık beyanları haricinde başkaca hiçbir tamamlayıcı delil bulunmamaktadır.
“Sanık müdafii; 10 yaşında, hiçbir iradi yeteneğe sahip olmadığı bir yaşta, bilinçsizce suça sürüklenmiştir. Çocuk yaşta sürüklenmiş olduğu bu kaostan; yalnızlığı ve çaresizliği nedeniyle kurtulma şansına ve imkanına ulaşamamıştır. Bu nedenle; halüsinasyonlara maruz kalmakta, sanrılar yaşamaktadır. İ.Ö.’nün 01.06.2020 tarihinde, Sayın Makamınızın takdirine sunulan raporlar; bu gerçeği ispatlamaktadır.
“SABİT OLAN ŞUDUR Kİ; SANIK İ.Ö.’NÜN İTİRAFINI DESTEKLEYEN HİÇBİR DELİL DOSYADA MEVCUT DEĞİLDİR.”
Dosya münderecatında; sanık İ.Ö.’nün; 10 yaşında suça sürüklenen bir çocuk olarak bir yaşam sürdüğü göz ardı edilerek; çocuk yaşta yaşamaya maruz kaldığı olayların halüsinasyonlara sebep olup olmayacağı; algılama yeteneğinin bulunup bulunmadığı; cezai ehliyete haiz olup olmadığı araştırılmadan hüküm tesis edildiği gerçektir.
“Müdafi sanık İ.Ö.; Sayın Makamınıza sunmamızı istediği bu raporların göz önünde bulundurularak hüküm tesis edilmesini talep etmektedir.
“10 yaşında suça sürüklenen bir çocuk olarak yaşamını sürdüren bir kişinin halüsinasyonlar görmesi doğal ve çok acı bir gerçek olup; dosyanın bu gerçekler altında gerçeğe ulaşmadığı sabittir.”
Dilekçede bu sebeplerle verilen kararın bozulması talep edildi.
“ATİPİK PSİKOZ TEŞHİSİ VAR, SANRILAR YAŞAMASI OLASI”
Bulunduğu cezaevinin idaresine sunulan 2011 tarihli raporunda da İ.Ö.’ye “atipik psikoz” teşhisi konulduğu ifade ediliyor.
Psikolog konsültasyonunda “…bu şahsın halüsinasyonlar ve sanrılar yaşaması olasıdır. Kendine zarar verme girişimi psikotik bozukluktan kaynaklı bilinçsiz bir davranış olabilir” deniyor.
SADECE İFADESİYLE 23 YIL 9 AY HAPİS
İ.Ö.’nün tanıklık ettiği ve dilekçe gönderdiği dosya, Nazım Şafak Korkmaz’ın da yargılandığı dava.
Nazım Şafak Korkmaz, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla soruşturulduğu dosya kapsamında bir yıl kadar dinlendi. Telefon tapelerini inceleyen soruşturma savcısı, Korkmaz’ın eylemlerinde bir delile rastlanmadığını yazdı: “Tape çözümleri incelendiğinde Nazım Şafak Korkmaz’ın iddia edilen olaylara katıldığına veya DHKP-C örgütüne üye olduğuna dair herhangi bir bulguya rastlanılmamıştır.”
Savcılık bununla da yetinmedi ve İstanbul Emniyet Müdürlü İstihbarat Şubesinden Korkmaz hakkında rapor istedi.
Savcılığa gönderilen Emniyet raporunda da Korkmaz’ın örgüt bağlantısı olmadığı ifade edildi: “Nazım Şafak Korkmaz’ın terör örgütü ile herhangi bir irtibatına rastlanılmamıştır.”
Ancak tüm bu yazılara ve telefon tapelerine rağmen Korkmaz hakkındaki tanık ifadeleri gerekçe gösterilerek dava açıldı. Çünkü Korkmaz’ın adı “10 yaşında muhbirliğe başladığını” söyleyen kadrolu tanık İ.Ö.’nün beyanlarında geçiyordu.
Yine İ.Ö.’nün ifadelerine dayanılarak Korkmaz’a 23 yıl 9 ay hapis cezası verildi, dosya incelenmek üzere Yargıtay’da.
“KADROLU TANIK”
İ.Ö. daha önce de babasını ihbar etmiş, “örgüte babasının aracılığıyla girdiğini” söylemişti.
13 yıldır cezaevinde olan 36 yaşındaki İ.Ö. 2022’de şartlı tahliyeye hak kazanacak. Ancak halen ağır hapis cezasıyla yargılandığı davalar var.
Hükümlü olduğu suçlar şöyle: Ruhsatsız ateşli silahları ve mermileri satın alma, taşıma, bulundurma; yaralama; silahlı yağma; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; basit yaralama. Ancak kendisi, örgütle ilgili soruşturma veya davalarda tanıklık ediyor.
İfadeleri, avukatların 159 yıldan fazla ceza aldığı ÇHD davasında da dosyada yer almıştı. (BİANET)