HABER MERKEZİ- Munzur Çevre Derneği, 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle bir açıklama yayınladı. “Ekoloji mücadelesini emek mücadelesi ile birleştirelim” diyen MÇD’nin açıklaması şu şekilde;
“48 yıl önce Birleşmiş milletler 5 Haziran 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde düzenlediği zirvede ilk kez çevre sorunlarını gündemine aldı ve 5 Haziran’ı “Dünya Çevre Günü” İlan etti.
Bu zirveleri defalarca yaptı çünkü aldığı kararların hiç bir bağlayıcı niteliği yoktu. Ülkelerin kirletici sermaye sahipleri maliyet yüklenmeyi kabul etmiyor, hiç bir ekolojik tedbir almaya yanaşmıyordu.
Geçen 48 yıllık süreçte çevre sorunlarının sonuçları: küresel ısınma, atmosferin kirletilmesi, buzulların erimesi, mevsimsel farklılıklar, çölleşme, susuzluk, gıda yetersizlikleri, göç hareketleri ve salgın hastalıklar gibi bir dizi sorunlarla dünya yaşanmaz hale getirildi.
Genel hatları ile sıraladığınız çevre sorunlarının tümünü ülkemizde de en boyutlu haliyle yaşadık-yaşamaktayız.
5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde farkındalık ve duyarlılık yaratmak için bir dizi eylemlilik yapmak önemlidir. Bu mesajı da bu amaçla yayınlıyoruz. Munzur Çevre Derneği olarak bizler, yaşanabilir bir dünya için bu mücadeleyi “Bütün dünyanın işçileri ve ezilen halkların mücadelesi” ile birleştiremediğimiz sürece çevre sorunlarının çözümünün mümkün olmayacağını her fırsatta vurguluyoruz.
Bizler biliyoruz ki devlet, sermayenin düzen ve sömürüsünü devam ettirmek için ezilenleri baskı altında tuttuğu bir sömürü aracıdır. Sermayenin çıkarı ve düzeninin devamı için vardır ve gereklidir. Hükümetler düzenin ve sermayenin temsilcileri olarak daha fazla kar, rant elde etmek için yasa ve kanun çıkarmaktadır. Hayatın her alanını yasa ve kanunlarla sistemin devamını sağlamak amacıyla tanzim etmişlerdir. Çıkardıkları ve çıkaracakları yeni yasa ve kanunlarla bunu perçinlemektedirler.
Koronavirüs salgını ekolojik krizin, genel mana da ise dünyaya egemen olan ekonomik ve siyasi krizi içinde ortaya çıkmıştır. Hiç kuşkusuz ki doğanın ve insanlığın boğuştuğu sorunların, pandemilerin kapitalist sistemin aşırı üretim ve kar hırsıyla, sınırsız talanıyla kopmaz bir bağı vardır. Kapitalist sistemin yarattığı pandemi vb. gibi sonuçlar doğanın ve insanlığın özgürleşmesi yönündeki mücadelenin hedefinde bir değişikliğe yol açmayacaksa da hareketi ve onun geleceği üzerinde etkileri kaçınılmaz olacaktır. Net bir şekilde görüyoruz ki algınla birlikte doğayı ve yaşamı kuşatan sorunların kaynağı daha görünür hale gelmiş, ekoloji mücadelesinin kapitalist sisteme yöneltilmesi hedefi belirginleşmiştir. Sömürünün, talanın ekoloji mücadelenin konusu haline getirilmesinin yanında sadece yarattığı ağır sonuçlara değil kapitalist sistem karşısında mevzilenmenin, pozisyon almanın zorunluluğu da anlaşılır olmuştur.
Çevre sorunlarının nedeni, devlet, hükmet ve sermaye olduğuna göre, biz ekoloji örgütleri bu sorunu sisteme karşı mücadele olarak ele almalı ve sisteme karşı politik mücadeleye dönüştürmeliyiz 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü duyarlılık ve farkındalık olmaktan çıkararak işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin nihai mücadelesi ile birleştirmeliyiz. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü bu şekilde ele alınıp yerel ekoloji mücadelelerini emek mücadelesi ile birleştirdiğimizde ancak amacına ve içeriğine uygun kutlamış olacağız.
Yaşanabilir bir gelecek için ekoloji mücadelesini; Bütün dünya işçileri ve ezilen halkın mücadelesi ile birleştirelim! Çünkü gerçekleştirilen talan bizleri sadece 5 Haziran’da değil her gün mücadeleye zorunlu kılıyor ve davet ediyor…
Munzur Çevre Derneği (MÇD)”