HABER MERKEZİ- Ağır hasta tutuklu Sabri Kaya, 20 gündür hapishane ile hastane arasında mekik dokurken, 3 kez yoğun bakıma alındı. Kaya’nın kızı Dilan Kaya, “Sesimizi duysunlar” diyerek tahliye edilmesini istedi.
Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan ağır hasta tutuklu Sabri Kaya, 20 gündür cezaevi ile hastane arasında götürülüp getiriliyor. 25 Mart’ta kalp krizi ve beyin kanaması geçiren Kaya, 3 kez yoğun bakıma alındı. “Durumu iyi” denilerek iki kez alındığı yoğun bakımdan 11 Nisan’da çıkarılarak cezaevine tekrardan götürülen Kaya, cezaevinde fenalaşması üzerine tekrardan Osmaniye Devlet Hastanesi’ne kaldırılıp, yoğun bakıma alındı.
Kaya’nın hayatından endişe duyduklarını söyleyen ailesi, bir an önce serbest bırakılmasını ve özgürce tedavi görmesini talep ediyor.
CEZAEVİ ŞARTLARI
“Babam 20 günde 3 kez yoğun bakıma alındı. 4 kez de cezaevinde şiddetli göğüs ve karın ağrısıyla Osmaniye Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı” diyen Kaya’nın kızı Dilan Kaya, “Biz bu duruma anlam veremiyoruz. Eğer durumu iyiyse, neden o zaman fenalaşıp, hastaneye kaldırılıyor. Babama gerekli tedavinin yapılmasını istiyoruz. Kalp krizi ve beyin kanaması geçirdiği zaman 5 gün yoğun bakımda, 5 gün de mahkum koğuşunda kalıp, cezaevine götürüldü. Cezaevinin revirinde kalırken, 6 ila 9 Nisan tarihleri arasında sürekli hastanenin aciline kaldırılıp, tekrardan cezaevine gönderildi. 9 Nisan’da tekrardan getirildiği cezaevinde fenalaşıp, hastanenin yoğun bakımına alındı. 11 Nisan’da ‘durumu iyi’ denilerek, tabur edilip, cezaevine getirildi. Aynı gün tekrardan fenalaştı ve 3’üncü kez yoğun bakıma alındı. Şuanda yoğun bakımda, durumu ciddiyetini koruyor. Ciğerleri tekrardan su topladığı, belirtildi. Cezaevi şartları babam için uygun değil. Bu şartlarda iyileşmesi mümkün değil” dedi.
‘SERBEST BIRAKIN’
Hastanenin kendilerine bilgi vermediğini, kendi imkanlarıyla babasının durumuna dair bilgi alabildiklerini aktaran Kaya, babasının infazının ertelenmesi için Osmaniye İnfaz Hakimliği’ne başvuru yaptıklarını ancak herhangi bir yanıt verilmediğini ifade etti. Kaya, “Babamın ölmesini istemiyorum. Sesimizi duysunlar, babamın infazı durdurulmalı ya da ev hapsi verilmeli. Kendi hayatını idame ettiremiyor. Babama bir şey olmadan sesimizi duyun” diye çağrı yaptı.
‘CEZAEVİNDE KALMASI MÜMKÜN DEĞİL’
Kaya’nın geçirdiği kalp krizi ve beyin kanaması nedeniyle yüzünde kısmı felç geçirip, kısmen konuşma yetisini kaybettiğini dile getiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Avukat İlhan Öngör, doktorların koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle Kaya’nın hastanede kalamayacağını belirtip, tedavisi bitmeden cezaevine gönderildiğini söyledi. Kaya’nın hayati tehlikesinin olduğunu ifade eden Öngör, Kaya’nın hastanede kalıp, tam teşekküllü olarak bir tedaviye ihtiyacı olduğuna işaret etti. Öngör, “Bu şartlar altında Sabri Kaya’nın cezaevinde kalması mümkün değildir. Ki; Sabri Kaya daha önceden cezaevinde kalamaz raporuna istinaden infazı ertelenmiş bir mahpustur, buna rağmen tekrardan cezaevine konulmuştur. Bu yaşamsal risk bilindiği halde hasta mahpusun infazı yasanın emrettiği şekilde ertelenmemektedir” dedi
YAŞAM VE SAĞLIK HAKKI İHLAL EDİLİYOR
“Cezaevi savcılığı, infaz savcılığı ve Adalet Bakanlığı durumdan haberdar olup, bu yaşamsal riske rağmen, hasta mahpusu cezaevinde tutmaya devam etmektedirler. Oysaki sağlık hakkının ihlali yaşam hakkı ilkesinin de ihlalini teşkil etmektedir” diyen Öngör sözlerini şöyle tamamladı: “Gerek AİHM gerekse Anayasa Mahkemesi verdikleri kararlarda hasta mahpusların yaşam hakkının titizlikle korunması gerektiğini açıkça belirtmişler ve bu konuda sayısız ihlal kararları vermişlerdir. Ancak; Bakanlık yetkilileri tüm bu yasal düzenleme ve uluslararası sözleşmelere rağmen, adeta mahpusları ölüme terketme pratiğini ortaya koymaktadır. Özellikle koronavirüs salgını nedeniyle cezaevleri bugün en riskli yerler olup bu riskli grubun içerisinde ise daha fazla riskli olan kronik hastalığı olan ağır hasta mahpuslardır. Sabri Kaya, ölümle yaşam arasında mücadele veriyor. Mahpusun tedavisi ve yaşamının korunması için öncelikle derhal infazının durması gerekmektedir.”