HABER MERKEZİ- Mezopotamya Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), hapishanelerin durumuna ilişkin hazırladıkları haftalık hak ihlalleri raporunu paylaştı.
Koronavirüse yakalananlar ve ölenlerin sayısının arttığının işaret edildiği raporda, hapishaneler salgının yayılmasında en fazla riskin olduğu yerler arasında olduğu belirtildi.
Raporda, koronavirüs nedeniyle gündeme gelen ve TBMM Başkanlığı’na sunulan “İnfaz Paketi”nin kapsamının genişletilmesi çağrısı yapıldı.
“İnfaz Paketi”nin adil olmaktan uzak ve Anayasa’da düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtilen raporda, adil ve eşitlikçi bir infaz düzenlemesinin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği kaydedildi.
‘SULAR SÜREKLİ KESİLİYOR’
Federasyon, avukat ziyaretleri ve aile görüşmeleri ardından edindikleri bilgileri başlıklar altında şöyle sıraladı:
“Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsakların aileleri ile yaptıkları haftalık görüşmelerinde yemeklerin çok kötü olduğu, içinde kıl, böcek çıktığı;
Yine aynı cezaevinde suların sürekli kesildiği ve koğuşlara sürekli kanalizasyon kokusunun geldiği;
Diyarbakır D Tipi Cezaevi’ndeki tutsakların aileleri mevcut yaklaşımlara ilişkin savcılığa şikayet başvurusunda bulunduğu fakat dilekçelerinin alınmadığı;
Kahramanmaraş Türkoğlu C.İ.K.’te bulunan tutuklular aileleriyle yaptıkları haftalık telefon görüşmelerinde, gardiyanların koğuşlara çelik yelekler, jopla girdiklerini ve tutsakları tehdit ettiklerini; sosyal mesafenin öneminin olduğu bir dönemde bu durumu hiçe saydıklarını;
Van T tipi Cezaevi’nde üç kişilik koğuşa 03.04.2020 tarihinde infaz memurları tarafından gece baskın yapılarak tutuklu bulunan Ramazan Simit, Harun Simit ve Fırat Kırdağ’ın darp edildiği ve hastaneye götürülmedikleri;
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bir gardiyanın ailesinde koronavirüs tespit edilmesine rağmen halde hala cezaevine girip çıktığını risk grubunda olan tutsaklar için endişe duyduklarını; aynı zamanda kendilerine aileleri tarafından yatırılan paraların verilmediği ve kantin alışverişlerinin 2 haftada bire düşürdüklerini;
Kayseri Bünyan Kadın Cezaevi’nde bir çok tutsakta görme kaybının oluştuğu, boğaz yanması ve nefes alamama gibi şikayetlerin olduğu ve buna rağmen hastaneye götürülmediklerini;
Şanlıurfa Hilvan T tipi Cezaevi’nde tutsakların revire götürülmediklerinin, revir doktorunun hasta tutukluyu görmeden sadece anlatılan şikayetler üzerine ilaç yazıldığı;
Yine Hilvan Cezaevi’nde böbrek rahatsızlığı, kalp rahatsızlığı gibi ciddi şikayetleri olan tutsakları hastaneye götürülmediği; götürülme gibi bir durum oluştuğunda da askere kelepçeleyerek götürme şartıyla izin verildiği;
MUANE İÇİN GİDEN DOKTOR VİRÜSLÜ ÇIKTI
Tarsus T tipi Cezaevi’ndeki doktorun koğuşlara muayene için gittiği ve daha sonra giden doktorun Covid-19 pozitif olduğu bilgisi iletildiği;
Osmaniye T tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Sabri Kaya, daha önce geçirmiş olduğu kalp rahatsızlığından kaynaklı, hastalık tekrar nüksetmiş ve bu hafta içerisinde üç defa yoğun bakıma kaldırılıp tekrar mevcut haliyle cezaevine gönderildiği ve dün akşam itibariyle tekrar yoğun bakıma alındığı;
İzmir Aliağa Şakran Açık Cezaevi’nde İsmet Nice adlı tutuklunun Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdiği;
Yine İzmir Aliağa Şakran 4 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde revire bakan doktorun da Covid-19 testinin pozitif olduğu tespit edildiği;
Erzurum H Tipi Cezaevi’nde Şevket Kamış’ın tek hücrede tutulduğu ve hücresine her gün keyfi arama bahanesiyle gidildiği ve fiziki aramaya maruz kaldığı; bilgileri kurumumuza aktarılmıştır.
Yine basına yansıyan Samsun Bafra T tipi Cezaevi’nde kalan 70 yaşında hasta Mehmet Yeter isimli bir tutuklunun cezaevinde koronavirüs sebebi ile yaşamını yitirdiği kamuoyuna yansıdığı, başta inkâr edildiği ama ailenin teyit ettiği ortaya çıktı.”
BU YANLIŞTAN VAZGEÇİLSİN
Raporun sonuç kısmında şu ifadelere yer verildi:
“Her ne kadar tedbir alındığı noktasında aktarımlar yapılsa dahi cezaevlerine yayılmasının önüne geçilmediği Mehmet Yeter isimli tutuklunun yaşamını yitirdiği, önlemlerin yeterli olunmayacağı anlaşılmıştır. Cezaevlerini salgından korumak adına, zaman kaybetmeksizin mevcut infaz yasasını değiştirip daha kapsayıcı, eşitlikçi ve ayırım olmaksızın bir yasa oluşturulması, bütün tutsakların bu pandemi sürecini cezaevlerinde değil, aileleri ile birlikte geçirecekleri bir düzenleme oluşturulsun. Ulusal ve Uluslararası insan hak örgütlerinin çağrılarına kulak verilmelidir. Salgın herkesi etkilemektedir. Ayrım yapmamaktadır. Ayrımcı düzenlemelerden vazgeçilip, demokratik kamuoyunun çağrılarına kulak verilmesi çağrımızı yeniliyoruz. Bir an önce bu yanlıştan vazgeçilsin!”