HABER MERKEZİ- Dün öğlen saatlerinde Dersim’de Munzur Nehri’nin döküldüğü Uzunçayır Barajı’nda bulunan cansız kadın bedeni 94 gündür kayıp olan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’ya mı ait olduğu sorusunu akıllara getirmişti. Ancak bulunan cansız bedenin 28 yaşındaki Esma Kılıçaslan olduğu anlaşılmıştı. 11 Mart’tan beri kayıp olan Kılıçaslan’ın, Hozat ilçesinde bulunan evinden il merkezinde arkadaşının düğününe gitmek için ayrıldığı öne sürüldü.
Aile, Esma Kılıçaslan kaybolduktan 10 gün sonra kayıp başvurusu yapmış, cenazeyi sahiplenmemiş ve otopsi istememiştir, bu durum; Esma’nın ölümünde ailesinin ve devletin rolü olabileceğini akıllara getirdi. Yerel kaynaklardan aktarılan bilgilere göre; daha önce de Esma Kılıçaslan’ın babası Cebrail Kılıçaslan hakkında TKP/ML-TİKKO gerillaları tarafından Ağveren Yaylası’ndan sürgün kararı verildiği ve Cebrail Kılıçaslan’ın bu karara uymayarak kaçtığı belirtildi.
Kılıçaslan’ın ölüm nedeni ile ilgili soruşturma başlatılırken, 11 Mart’ta kaybolan Kılıçarslan için kayıp başvurusu ise on gün sonra yapılmış. Öte yandan Kılıçaslan’ın kaybolduğu bilgisi Gülistan Doku’nun şüpheli şekilde kaybolması gündemdeyken, kentteki belediye, baro ve demokratik kitle örgütleri ve partilerin bilgisi dahilindeyken, ‘ailenin istememesi’ üzerine harekete geçilmemiş. Kurumlar aileye sadece emniyete kayıp başvurusu yapılmasını tavsiye etmiştir.
Yerel kaynaklardan aldığımız bilgiye göre, Kılıçaslan’ın cenazesinin hastanede bulunduğu ve aile tarafından otopsi istenmediği belirtildi.
CEBRAİL KILIÇASLAN HAKKINDA GERİLLALAR TARAFINDAN SÜRGÜN KARARI VERİLMİŞ
Yerel kaynakların aktarımlarına göre, Esma Kılıçaslan’ın babası Cebrail Kılıçaslan hakkında TKP/ML’ye bağlı TİKKO gerillaları tarafından Ağveren Yaylası’ndan işbirlikçilik ve uyuşturucu ticareti sebebiyle sürgün kararı verilmiştir. Yayladan kaçan Cebrail Kılıçaslan Hozat’ta kalmaya devam etmiştir. Bunun üzerine Hozat’tan da sürgün kararı verilmiştir. Bu dönem içerisinde Cebrail Kılıçaslan’ın çocuklarına koruculuk dayattığı ve çocuklarının bu dayatmayı kabul etmedikleri ifade edildi. Her fırsatta işbirlikçiliğini gösteren Cebrail Kılıçaslan’ın, şehit düşen gerillaların ardından yine işbirlikçi olduğu için cezalandırılan babasının mezarı başında “intikam yeminleri” ettiği ifade edildi.
Cebrail Kılıçaslan çocuklarına korucu olmayı dayatmıştır ancak Esma ve kız kardeşi bu dayatmayı kabul etmemiştir. Ailenin Esma Kılıçaslan kaybolduktan 10 gün sonra kayıp başvurusu yapması, cenazeyi sahiplenmemesi ve otopsi istememesi, Esma’nın ölümünde ailesinin ve devletin rolünün olabileceğini akıllara getirdi.