HABER MERKEZİ- Virüs salgınıyla boğuşan İngiltere ve Hollanda’nın ‘sürü bağışıklığı’ yöntemiyle salgını yaygın hale getirerek yok etme girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. İtalya, İspanya gibi ülkeler sert tecrit uygulamalarına başvururken İngiltere ve Hollanda salgını ‘normalleştirmeyi’ hedeflerken ABD ise yeterince önlem almaktan kaçınmıştı.
Virüsle mücadele için yatıştırma (mitigation) ya da baskılama (suppression) adı verilen metotlar sunulurken İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın uygulamaya çalıştığı yatıştırma politikası hastalığın yavaşlatılması ve sürü bağışıklığı kazandırılması amacını güdüyordu. Her iki ülke de yurttaşlarına ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti vermek yerine virüsü normalleştirerek mevcut düzenin işleyişini korumak istese de açıklanan son raporlar, bu metodun milyonlarca insanın ölümüne neden olacağını ortaya koydu. Şimdi iki ülke de sıkı karantina uygulamalarına geçti.
‘‘Kontrollü salgın” politikasının İngiltere’de 250 bin, ABD’de ise bir milyon kişinin ölümüne neden olabileceği raporlaştırılmıştı. İngiltere Başbakanı Johnson’ın ülkede virüsle mücadele kapsamında ‘sürü bağışıklığı’ uygulama politikası Londra merkezli Imperial College’in hazırladığı bir raporla tersine döndü. Daha önce zayıf önlemlerle gençlere virüs bulaşmasına izin vererek, yaşlı ve daha önceden kronik hastalığı bulunan kişilerin zaman için bağışıklık kazanmasını hedefleyen İngiltere, şimdi ise virüsle mücadele kapsamında ikinci bir emre kadar ilk ve orta dereceli tüm okulları, Londra’da bazı metro istasyonlarını, kafe, bar ve restoranları kapatma kararı aldı.
TRUMP DA ÇARK ETTİ
ABD’de de Başkan Donald Trump’ın ‘Çin virüsü’ diyerek Çin’i hedef aldığı koronavirüs salgınına dair ‘Havalar ısınınca geçer’ öngörüsü de tamamen çöktü. Trump, salgının önce nisan ayında sona ermesini öngörmüş daha sonra bu tarihi yaz aylarına çekerek salgını hafifleten açıklamalarda bulunmuş, dünyayı kasıp kavuran salgını yeteri denli ciddiye almamak ile eleştirilmişti.
Yaklaşık 230 kişinin virüs nedeniyle hayatını kaybettiği ABD’de de başlangıçtaki politika erk edilerek karantina önlemlerini sıklaştırma kararı alındı. Ülkede 18 bin 500’den fazla kişiye virüs bulaşırken 7 bin vaka ile New York, salgından en fazla etkilenen eyelet konumunda. Bir dizi eyaletin iş yerlerinin kapatılması kararı vermesi üzerine beş Amerikalıdan birinin evde kendini karantinaya almaya hazırlandığı açıklandı.
Ülkede yurttaşlara sunulan paralı sağlık hizmetlerinin yeteri denli salgınla mücadele edecek kapasitede olmaması da salgını artıran unsurlardan oldu. Ücretli sunulan test kitini son anda ücretsiz hale getirmekle işe koyulan ABD, şimdi de ‘Savunma Üretim Kanunu’ isimli yasayı devreye sokuyor. ABD basını, Trump yönetiminin hastalığı kontrol edebilmek için gerekirse savaş yetkilerini devreye sokup özel sektörü kontrol altına almayı gözden geçirdiğini yazdı.
ABD yönetimine sunulan 100 sayfalık koronavirüs raporunda, hastalığın 18 ay ya da daha fazla sürebileceği, birden fazla dalgayla kendisini yenileyebileceği ve ülkede tıbbi malzeme konusunda yetersizlikler yaşanabileceği aktarıldı.
HOLLANDA DA BENİMSEMİŞTİ
ABD ve İngiltere’nin ‘yatıştırma’ politikası halihazırda Hollanda tarafından da benimsenmişti. Hollanda’daki RIVM bilim enstitüsünün başkanı Jaap van Dissel, “Asıl amaç sürü bağışıklığı değil, aşı bulunana kadar bağışıklığı güçlendirmeye çalışmak” sözleriyle yatıştırma politikasını savunmuş ancak bu girişimin başarılı olmayacağı ortaya konulmuş oldu.
Başbakan Mark Rutte, ‘sürü bağışıklığı’ politikasını, “Hollanda halkının büyük bir kısmının önümüzdeki süreçte enfekte olacağı bir gerçek” sözleriyle savunsa da ülke yurttaşları bu metoda itibar etmedi. Ülkede ciddi bir karantina önlemi alınmasa da yurttaşlar kendi tedbirlerini alıyor, toplu alanlardan uzaklaşıyor ve işe gitmek yerine evden çalışmayı deniyor. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, koronavirüsten ölenlerin sayısı 43 kişiye ulaştı. Dün ülkede üç Türkiye vatandaşının da hayatını kaybettiği açıklanmıştı.