HABER MERKEZİ- Prof. Dr. Naci Görür, Elazığ depreminin ardından yaptığı değerlendirmede, uzun zamandır sessiz olduğunu belirttiği Doğu Anadolu Fay hattının uyandığını söyledi. Elazığ’ın depremselliği ile ilgili projeler hazırladığını da açıklayan Görür, TÜBİTAK gibi bir çok yere başvurduklarını ancak reddedildiğini bildirdi.
Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, dün akşam saatlerinde meydana gelen, merkez üssü Elazığ’ın Sivrice ilçesi olan çok şiddetli depremin ardından değerlendirmelerde bulundu.
Depremin Doğu Anadolu Fay’ı (DAF) üzerinde meydana geldiğini aktaran Görür, “DAF yaklaşık 600 km uzunluğunda, sol yönlü ve doğru atımlıdır” dedi.
Twitter üzerinden paylaşımlarda bulunan Prof. Görür, bu fay hattı ve depremle ilgili bilgileri maddeler halinde sıraladı:
- Bu depremin olduğu yerde 1874 yılında 7.1, 1875’de 6.7 büyüklükte iki deprem olmuş.
- Bu depremden sonra Sivrice-Bingöl ve Sivrice-Pütürge-Çelikhan arasına özellikle dikkat edilmelidir.
- Deprem hattı üzerindeki kırsal yerleşim alanları yapı stoku bakımından deprem güvenli değildir. Bu bakımdan yapısal hasar fazla olabilir. İnşallah can kaybı fazla olmaz. Şu an itibariyle köylere henüz ulaşılamadığı için doğru hasar tespiti yapmak mümkün değildir.
- Bu deprem kanaatimce endişe vericidir. DAF uzun zamandır sessizdi. Şimdi uyandı. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) gibi davranacağından endişe ediyorum. Biliyorsunuz KAF 20. asırda 1939-1999 tarihleri arasında çok sayıda 7’nin üzerinde deprem üreterek enerjisini boşalttı (İstanbul hariç). Aynı şeyi belirli bir süreçte DAF da yapabilir. Nitekim bu fay boyunca 1513 Maraş civarı 7.4; 1872 Amanos 7.5; 1874 Sivrice-Palu arası 7.1; 1875 Sivrice 6.7; Çelikhan 7.1. Gördüğünüz gibi bu depremler üzerinden bir hayli zaman geçmiş.
BİLENİNİZ VAR MI?
Elazığlı olduğunu belirterek paylaşımlarına devam eden Naci Görür, “bir zamanlar Elazığ’ın depremselliği ile ilgili konferanslar verdim, uyarılar yaptım” hatırlatmasında bulundu ve ekledi:
“TÜBİTAK, DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) gibi bir çok yere başvurduk reddedildi. Halbuki her fay kuşağında depremin er geç geleceği biliniyor. Neden daha ortada deprem yokken oralar ele alınmıyor? Bileniniz var mı?”