HABER MERKEZİ- TKP/ML MK-SB (Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist Merkez Komite-Siyasi Büro) tarafından Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası vesilesiyle “Devrimci Saflarda Ölümsüzleşen Bütün Militanlar, Komünizmin Bütün Neferleri; Öncümüz, Öğretenimiz, Onurumuzdur!” başlıklı bir açıklama yayımlandı. ikk-online1.net sitesinde yayımlanan açıklama şu şekilde;
“2019 yılını dünya halklarının direniş ateşiyle geride bıraktık. Sokakları barikatlarla tutuşturanlar, devrim marşlarıyla alanları işgal edenler, emperyalist-kapitalist sisteme duydukları öfkeyi aylara yayılan direnişlerle haykırdılar. Tüm meşru direnme silahlarını sürdüler direniş alanlarına. Temel hak ve özgürlükleri için işgal ettikleri emperyalizmin sembollerini, hiç tereddütsüz ateşe verdiler. Karanlıkta şavkıyan alevlerle, geceyi değil geleceği aydınlattılar.
Dünya halkları bir avuç sömürücü asalağın şatafat içindeki hayatları için yoksulluk içinde yaşamaya isyan ederek ayağa kalktı. 2020 yılına aynı ölçekte olmasa da çeşitli merkezlerde süren direnişlerle girildi. Emperyalist sistem tıkanan nefes borularını açmak, krizini aşmak ve direnişlerle sıkıştığı köşeden çıkmak için 2020 yılına saldırıyla girdi. Adres bir kez daha Ortadoğu oldu. Onları bu denli hızlı hareket etmeye iten gerçek; sistemlerinin çektiği iflas bayrağıdır ve bu bayrağın ezilenler tarafından yakılmasını engellemektir. Bu hamlelerle korkularını geçici süreliğine savuşturabilirler; ancak bu durum geçicidir ve korkuları mutlaka kabusa dönüşecektir.
Türk hakim sınıfları, efendilerini kuşatan bu krizden daha fazla etkilenerek yoluna devam ediyor. Sistemin fay hatları kırılma anını beklercesine gerilmiş ve gerilmeye de devam etmektedir. Yoksulluk, sefalet, borç kuşatmasını aşamayan emekçi halkın, geleceksizlikle kuşatılan gençliğin, cinayetle adı aynı anda yazılan kadınların, ezilen ve sömürülen kesimlerin artan intiharları gerilimin temel göstergeleridir. Tüm yöntemlerle üstü örtülmeye çalışılan ekonomik kriz emekçi halkın sofrasında azalan lokmasıdır ve bu nedenle hiçbir şekilde perdelenemez bir gerçektir.
Faşist-Kemalist diktatörlük bu dönem içinde kazanılmış ekonomik-demokratik kazanımları budamaya girişmiştir. Başta örgütlenme hakkı olmak üzere demokratik kazanımlara saldırıda sınır tanımamaktadır. Seçimlerle kazanılmış belediyelere atanan kayyumlar bu saldırının son yıllardaki en çarpıcı fotoğrafıdır. Bu fotoğraf sadece halkın iradesini tanımamayı değil, halkı sindirme ve teslim almanın yolu olarak da devreye sokulmuştur.
Dünyada ve ülkemizde gerilen fay hatlarını kıracak milyonlara, öncülük edecek, onların öfkesini doğru adrese yönlendirecek yegane güç komünistlerdir. Doğru öncüsüyle buluşan yığınlar ancak bu sayede gerçek kurtuluşa yürüyecektir. Küçük burjuva ideolojinin çeşitli renklerdeki uzantıları, reformizmin her renkten bayrağını taşıyanlar halkın direnişi karşısında ezilmiş ve kenara çekilmişlerdir. Bu reformizmin tarihsel yazgısıdır ve bu yazgı devrim mücadelesinin tüm aşamalarında kendini gösterecektir. Sınıf mücadelesinin daha da keskinleşeceği bir dönemde reformizmin ve tasfiyeciliğin bu denli belirginleşmesi elbette tesadüf değildir. Kavganın ateşten gömleğini giyinmek dünden çok daha fazla bedel istemektedir. Bunu göze almak ise her şeyden önce sağlam bir ideolojiye sahip olmayı gerektirmektedir. Düşmanın her türden saldırısı ancak böyle geri püskürtülür, bedel ödemek ancak böyle göze alınır.
Uluslararası proletaryanın ülkemizdeki temsilcisi partimiz bu dönemde karşılaştığı engelleri sahip olduğu komünist bilinçle bertaraf ederek yoluna devam etmiştir. Savaş çağrılarını ülke topraklarının dışına yapanlar, devrim hayallerini, özgürlük şiarlarını oralardan yükseltenler gibi değil, kavganın tam ortasında, kavganın tam ortasına yapmaktadır çağrılarını. Kavga kaçkınlığının teorisinin geliştirildiği, umutsuzluğun ve karamsarlığın kol gezdiği bu dönemde, Partimiz savaşma kararlılığını ve cüretini korumuştur. Bunun en yalın ispatı ve kanıtı şehitlerimizdir. Savaşımızın son yıllardaki uzun kesitinde savaşın tam ortasında, kavgamızın en sıcak mekânı Dersim’de, sonsuzluğa uğurladığımız şehitlerimiz bu kararlılığımızın ve iddiamızın sembolleri olmuşlardır.
Yarım asra yaklaşan yürüyüşümüzde yüzlerce şehit yoldaşımız ölümü nereden ve nasıl gelirse gelsin tereddütsüz karşılamıştır. Bu kararlılık sahip olunan ideolojinin gücü, yürütülen kavganın haklılığı ve meşruluğundan gelmektedir. Her bir şehit yoldaşımız sadece kendilerinden öncekilerin devrettiği bayrağı taşıyanlar değil, aynı zamanda geleceği yaratma mücadelesinin özneleri olmuşlardır. Tarihsel sorumluluğumuzu, yüklendiğimiz misyonu ve yerine getirmemiz gereken görevlerin tümünde bu nedenle yol göstericilerimiz, öğretmenlerimiz olmuşlardır.
Bu nedenledir ki partimizin gerçekleştirdiği 1. Kongre; şehit yoldaşlarımızın harcına kanları ve canlarıyla su oldukları devrim yolundan sebatla yürümenin cüreti ve iddiasıdır.
1. Kongre; 48 yıllık tarihsel yürüyüşümüzün kesintisiz bayraktarları olan şehitlerimize verdiğimiz devrim sözümüzün kararlılığıdır.
1. Kongre; Meral Yakar’ın yaktığı ve Mercanlar’da altı halk savaşçısına uzanan Demokratik Halk Devrimi, Sosyalizm ve Komünizm mücadelemizin meşalesinin hiç sönmeyeceğinin muştusudur.
1. Kongre; düşmanın kör karanlık pusularını mermileri ve sloganlarıyla aydınlatan şehitlerimizin akan her damla kanının hesabını sormanın sözüdür.
1. Kongre; kuruluşunu başta Kürt ulusu olmak üzere çeşitli milliyetlerin inkar ve imhası üzerine inşa eden faşist diktatörlüğe karşı yürütülen savaşın aynı kararlılık ve inançla sürdürüleceğinin bir kez daha haykırılmasıdır.
1. Kongre; temelleri İbrahim Kaypakkaya tarafından atılan partimizin tüm lekelerden arındırılarak göklere çektiği proletaryanın bayrağının aynı titizlikle korunmasıdır.
1. Kongre; başta dört genel sekreterimiz olmak üzere, ölümsüzlüğü dağlarda, sokaklarda, işkencehanelerde ve kavgamızın tüm mevzilerinde hiç tereddütsüz karşılayan komünizmin tüm neferlerine ideallerine bağlı kalınacağının sözüdür.
Yoldaşlar;
Şehitlerimizin her biri kavgaya davetin adıdır. Onların adını yaşatmak bu davetin anlaşılması ve yerine getirilmesiyle olacaktır. Partimizin etrafında kenetlenen ve ona gönül vermiş taraftarları, saflarında mücadeleyi yükseltme kararlılığı gösteren militanları, bu kavgayı omuzlamakla yükümlü kadroları; şehitlerimizin açtığı yoldan yürüyecek, kavgayı büyütecek, savaşı yükseltecektir. Kavgaya hiç tereddütsüz can verenlere, hiç tereddütsüz can verecekler eşlik edecektir. Kavga bu şaşmaz yasayla ilerleyecek, büyüyecek ve zafere taşınacaktır.
-Öfkemizin Ateşinde, Namlularımızın Kızıllığında Feda Olsun Canımız Halk Savaşına!
-Kavgada Düşene, Dövüşene Selam Olsun.
-Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!
-Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
-Yaşasın Partimiz TKP/ML, Önderliğindeki TİKKO ve TMLGB!
TKP/ML MK-SB
OCAK 2020″