HABER MERKEZİ- Günlerdir kamuda çalışan işçilerin toplu sözleşme süreciyle ilgili “mecburen” greve başvuracakları yönünde sözler sarf eden Türk-İş yönetimi, kendi taleplerinin dahi arkasında durmayarak patron işbirlikçisi misyonunu bir kez daha ortaya koydu.
200 bine yakın kamu işçisini kapsayan 2019-2020 Toplu İş Sözleşmesi için bugün yapılan hükümet ve Türk-İş arasında yapılan görüşmeler işçilere sefalet zammı olarak sonuçlandı.
Anlaşmaya göre, işçilere bu yıl için %8+%4, 2020 için %3+%3 ve enflasyon farkı oranında zam kararlaştırıldı. Ayrıca ücreti 3 bin 500 TL’nin altındaki işçilere 150 TL iyileştirme yapılacağı belirtildi.
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Türk-İş Başkanı Ergün Atalay arasında bugün 16.00’da başlayan görüşmenin ardından anlaşma sağlandığını bakan Selçuk duyurdu. Önceliklerinin işçileri enflasyona ezdirmemek olduğunu savunan Çalışma Bakanı Selçuk, “Yıl genelinde zamlar yüzde 19’ları aşmış durumda” dedi. Masaya yüzde 15 zam talebiyle gelen ancak bunun yarısına imza atan Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ise “Benim söyleyecek hiçbir şeyim yok. Sadece protokolün altına imza atacağım” ifadelerini kullandı.
Bakanın, TİS masasında alay edercesine belirtiği gibi enflasyonun yüzde 20’leri bulduğu koşullarda yüzde 8’lik zam kararı işçileri açlık, yoksulluk ve kölece çalışmaya mahkum etmek anlamına geliyor.
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ve yönetimin işçi hakları, kıdem tazminatı ve grev gibi konularda hükümete karşı “dikkat çeken” çıkışlarının işçilerin gözünü boyamak ve onları oyalamaktan başka bir anlamı olmadığı, Türk İş yönetiminin patron işbirlikçiliği ve işçilere ihanet konusunda “ihtisas” yaptığı yeniden ortaya çıktı.
Türk-İş’in sefalet zammına onay verdiği önümüzdeki süreçte işçi sınıfını ekonomik açıdan zor bir dönem bekliyor. Türk-İş’in devlet ve patron yanlısı işbirlikçi tutumu, işçi sınıfının ekonomik-demokratik hakları için olduğu kadar sendika ağalarına karşı da mücadele etme zorunluluğunu bir kez daha ortaya koydu.