Emperyalist güçler arası rekabet Ortadoğu’da ve Akdeniz’in jeo-stratejik bölgelerinde enerji kaynaklarına yönelik olarak artan biçimde tırmanıyor. ABD emperyalizmi İran’a yönelik kuşatma ve izolasyon politikalarının yanında, Rusya’nın bölgedeki etkinliğini de azaltmayı hedeflemektedir. ABD bu politikalarıyla bölgede bir savaş iklimi oluşturmaktadır.
Rusya, Fransa, İtalya, Almanya, Çin gibi diğer emperyalistlerin her biri bu rekabette kendi çıkarlarına dönük hedefler için değişken ittifaklar geliştirerek sürece müdahil olma çabası içindeler.
İsrail’in Tamar ve Leviathan sahaları ile Mısır’ın Zohr sahasında çıkartılan doğal gazın Güney Kıbrıs’ta Afrodit sahasında çıkarılan gaz ile birlikte AB ülkeleri için alternatif bir doğal gaz tedarik kaynağı haline gelmesi, bu ülkeler arasındaki enerji işbirliğini gündeme getirdi. AB tarafından desteklenen East-Med doğal gaz boru hattının inşası çalışmaları, Avrupa’nın gaz tedarikinde tekel konumunu korumak isteyen Rusya’yı rahatsız etti. Rusya, önemli bir aktör olarak bu duruma müdahil olma çabası içinde. Akdeniz’de yaşanan bu gelişmelere sessiz kalmayacağının işareti olarak geçtiğimiz yıl 1-8 Eylül arasında 24 gemi ve 2 denizaltı ile 34 uçağın katılımıyla icra ettiği bir tatbikat ile gösterdi.
Kıbrıs’ın çevresinde hem Rum hem de Türk tarafınca gerçekleştirilen doğalgaz arama faaliyetleri uzun süredir bölgede gerginliğe neden olan başka bir gelişme.
Hidrokarbon rezervlerini keşfetmek amacıyla Rum yönetiminin 2011 yılında ilan ettiği 13 parseldeki bazı noktaların Kuzey Kıbrıs’ın da çevresindeki alanları kapsamasından dolayı Kıbrıs Türk yönetimi de Rumlara karşı adım atmış ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) ada açıklarında petrol ve doğal gaz arama yetkisi vermişti.
Türkiye’nin kendi sondaj ve araştırma gemileriyle Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama çalışmaları başlattığını açıklamasına, ABD ve AB, Türk gemilerinin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arama faaliyetlerine tepki gösterdi.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB’nin tek vücut halinde, Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama faaliyetleri nedeniyle Türkiye ile gerilim yaşayan Kıbrıs’ın arkasında olduğunu ifade etti. Türkiye’den, AB’ye üye bir ülkenin egemenlik haklarına saygı duymasını beklediklerini ve gelişmeleri dikkatle takip edeceklerini vurguladı. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın, “Türkiye eğer tahrik edici tutumuna devam ederse AB gerekli adım ve önlemleri ele almalı” açıklaması sonrası, Lüksemburg’da toplanan AB Genel İşler Konseyi bir sonuç bildirgesi yayımladı. Bildirgede, Türkiye’nin Doğu Akdeniz açıklarında yürütülen sondaj faaliyetleri ‘yasa dışı olarak’ nitelendirildi. Ayrıca AB’de Türkiye’ye karşı ‘gerekli’ önlemler alınmasının gündeme getirileceği bildirildi.
Sondaj çalışmaları yapacak yeterli tekniğe sahip olmayan Türk sondaj gemisi Fatih’in, adanın güneybatısında, Paphos kentinin 68 kilometre açığında demir attığını ancak henüz sondaj çalışmasına başlamadığı da biliniyor.
Kıbrıslı Rumların bölgede doğalgaz arama ruhsatı verdiği sermaye şirketleri arasında İtalyan Eni, Fransız Total, Qatar Petroleum ve ABD’li Noble Energy ile ExxonMobil bulunmaktadır. Büyük enerji tekellerinin bu oyun sahasında hesapları da kuşkusuz büyüktür. Akdeniz’deki enerji havzalarına yönelik emperyalist güçlerin ve tekellerin planına Türk hakim sınıfları etkin bir aktör olarak müdahil olma ve yön verme hesabı içindedir. Zira Türk hakim sınıfları açısından burada bulunacak enerji kanyağı, Kıbrısın statüsüne dair emellerini de ciddi oranda boşa çıkaracaktır. Ki uluslararası tekellerin bugün muhattap aldığı Kıbrıs Rum Cumhuriyetidir. Bu dahi başlı başına ciddi bir tehlike olarak görülmektedir.
Yunan ve Türk egemen sınıfları da Kıbrıs özelindeki emperyalist planlar ve çelişkiler ortamındaki bu durumdan kendi menfaatlerine yararlanmayı hedefliyorlar.
Doğu Akdeniz’de sondaj çalışması yapan Türkiye’ye ait Fatih sondaj gemisi çalışanları hakkında tutuklama kararı çıkardığına dair açıklama yapan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne Türkiye ve KKTC’den gelen tepkiler sonrası, Ada’da dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Gerilimin yüksek olduğu bu süreçte, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 11 Haziran’da Arama Kurtarma tatbikatı yaptı.
Tatbikata ait fotoğraflar, TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’nin twitter hesabından paylaşılarak, Kıbrıs Rum yönetimine ve diğer taraf güçlere yönelik mesaj verilmek istendi. Türk egemenleri, eğer bize pay düşmezse, sorun çıkarır askeri gücümle sizin planlarınızı zora sokarız tehdidiyle, oynadığı “yaramaz çocuk” rolü, bölgede Suriye’de görüldüğü üzere, bir oyun kurucu değil, oyun bozucu işlevle, AB’ye ve ABD’ye karşı diklenme şovları yapması, Türk askeri gücünün istikrarsızlık yaratma çabası içinde olacağı imalarıyla, emperyalist efendilerinden pay kapma peşindedir.
Emperyalist güçler arasında süren enerji ve rekabet savaşında, emperyalizme bağımlı uşak devletler arasında da bir dalaşın sürmekte olduğu bu süreçte; Ortadoğu ve Akdeniz coğrafyasında ezilen halklara, ilerici, devrimci, komünist güçlere halklar arası dayanışmayı ve devrimci mücadeleyi yükselterek emperyalistlerin ve uşaklarının oyunlarına ve saltanatlarına devrimler yoluyla son verme mücadelesini yükseltme görevi düşmektedir.
*Bu yazı Yeni Demokrasi gazetesinin 38. sayısından alınmıştır.