HABER MERKEZİ- Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Tabip Odası ve Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) oluşturduğu Marmara Cezaevleri İzleme Heyeti ve Marmara Kriz Kordinasyonu ve Marmara Kriz Koordinasyonu, ölüm orucu ve açlık grevlerinin sonlandırılmasının ardından yaşanan hukuki, siyasi ve tıbbi ihlallere ilişkin İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.
FİNCANCI: TUTSAKLARA İŞKENCE YAPILDI
TİHV Başkanı Şebnem Fincancı, tutsakların sağlık durumuyla ilgili hapishane yönetimlerinden bilgi alamadıklarını belirtti. Tutsakların sağlık etiğine uygulamalara maruz kaldıklarını belirten Fincancı, “Açlık grevindekiler ambulans yerine ring araçlarıyla hastaneye götürüldü, kişilerin kelepçeyle tedavi edildiği ve yataklara kelepçelendiği gelen bilgiler arasında” dedi.
‘İÇİŞLERİ BAKANLIĞI EMİR VERMESE DE GÖZYUMDUĞU İÇİN ORTAKTIR’
Hastane sevkleri sırasında tutsaklara hakaret edildiği, işkence ve darp uygulandığı, ırkçı marşlar dinletildiğini bildiren Fincancı, İçişleri Bakanlığı’nı uyardı: “Emir verilmese bile göz yummakta işkenceye ortak olmaktır. Bu durumda bakan Soylu’da işkenceye ortaktır. Mahpusların fiziki değerlendirmeler dışında ruhsal değerlendirmeleri de yapılmalıdır ve özenle izlenmeleri gerekir” diye konuştu.
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, tutsakların hastaneye sevkleri sırasında yaşanan duruma dikkat çekti. İnsan haklarının ihlal edildiğini vurgulayan Yoleri, Van’da 14 tutsağın kelepçeli ve hemen morgun yanında bir odada tedavi edilmek istenmelerine karşı tedaviyi redettiklerini bildirdi.
ZİNCİR: DOĞRU TEDAVİ UYGULANMADIĞI İÇİN FİİLEN GREV SÜRÜYOR
ÖHD avukatlarından Sinan Zincir, bitirme çağrısı ile beraber hapishanelere ulaşmaya çalıştıklarını ama hapishane idareleri tarafından engellendiklerini söyledi. Doktorların, doğru ve etik tedavi uygulamadığı için bir çok tutsağın fiilen açlık grevini sürdürdüğüne işaret eden Zincir, “Adalet ve Sağlık bakanlıklarını göreve çağırıyoruz. Kötü muamele ve işkenceye göz yuman herkesten hukuk önünde hesap soracağız” dedi. Zincir, Gebze Hapishanesi’nde açlık grevinde olan kadın tutsaklara uygulanan işkencenin ise insan onurunu aştığını belirtti.
‘TUTSAKLAR HASTANELERDE TEDAVİ EDİLMELİ’
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ekmez, ülkenin bir çok yerinde SES ile birlikte yetkili kurumlarla iletişime geçmeye çalıştıklarını ancak reddedildiklerini söyledi.
Hapishanelerdeki doktorların açlık grevi sonrasında uygulanacak tedavi klavuzuna uygumadığını söyleyen Erkmez, “Açlık grevi sonrası tedavi tıp fakültesinde öğretilmez, deneyimlerle öğrenilir. Adalet Bakanlığı süreci hapishane revirlerinde yönetmek istiyor ama bu istek kalıcı hastalıklara yol açabilir. Mahpusların tam teşekküllü hastahanede tedavi görmesi gerekiyor. Bu tutumdan derhal vazgeçilmeli ve hekimler karar alırken tıbbi etiği gözetmeli” dedi.
KOÇYİĞİT: BAKANLIKLAR SÜRECİ YANLIŞ YÜRÜTÜYOR
HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, genel merkezlerinde kriz masası kurduklarını ve bölgelerindeki tüm hapishanelere avukatların, vekillerin gittiğini aktardı. Koçyiğit, “Talebimize rağmen cezaevi yönetimleri görüşme yapmaktan kaçıyor, açlık grevleri toplumdan izole edilmek, kamuoyundan gizlenmek isteniyor. Bu durumda demokratik kitle örgütlerine önemli görev düşüyor, bakanlıkların yürüttüğü yanlış sürece karşı kamuoyu duyarlılığı oluşturmalıyız” dedi.
Açlık grevi sonrası hapishanelerde yaşanan ihlallerine ilişkin hazırlana ön raporda, şunlara dikkat çekildi:
-Açlık grevi ve ölüm orucunu sonlandıran tüm mahpusların tıbbi takibinin hastane koşullarında sağlanması ve acilen hastaneye sevk edilmeleri gerektiği halde bunun yapılmadığı ya da bu konuda ciddi aksaklıkların bulunduğu,
-Kelepçeli tedaviye zorlama, ring araçları ile hastanelere sevk, sevkler sırasında kötü muamelenin söz konusu olduğu,
-Bu sorunların derhal giderilmesi noktasında Adalet Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Cezaevi idarelerinin sorumluluk taşıdığı tespit edilmiş olup, yetkilileri bu sorunlara derhal çözüm üretmeye çağırıyoruz.”