HABER MERKEZİ- 18 Mayıs 1973’te Diyarbakır Zindanlarında katledilen komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 46. yılına ve TKP/ML’nin gerçekleştirmiş olduğu 1. Kongre’ye dair açıklama yayımlayan TKP/ML dava tutsakları “Şan Olsun Katledilişinin 46. Yılında Kaypakkaya’ya, Şan Olsun Partimizin 1. Kongresi’ne!” dedi. Dava tutsaklarının açıklaması şu şekilde;
“İşçilere, köylülere, emekçilere, kadın ve gençlere, ezilen ulus, milliyet ve inançlara yönelik ekonomik, sosyal, siyasal saldırıların zirve yaptığı, ekonomik krizin tüm yükünün emekçilere ödettirilmeye çalışıldığı bir dönemde komünist önder İbrahim Kaypakkaya’yı anıyor, Partimiz TKP/ML’nin gerçekleştirmiş olduğu 1. Kongre’yi selamlıyoruz.
İbrahim yoldaşın yirmi dört yıllık yaşamı, devrimci mücadele içinde şekillenmiş ve komünist bir nitelik kazanmıştır. Çeşitli ulus, milliyet ve mezheplerden emekçi halkımızın kurtuluşuna adanmış bir yaşamda, yaratıcı bir şekilde uyguladığı komünist fikirlerin yanı sıra, aylar süren ağır işkenceler karşısında takındığı boyun eğmez tavrıyla ülkemiz devrimci hareketine “ser verip, sır vermeme” ilkesini kazandırmıştır.
İbrahim yoldaş, devrimin fırtına merkezleri Asya, Afrika, Latin Amerika ülkelerinde süren sosyal ve ulusal kurtuluş mücadelelerinin ve Çin’de gelişen Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin yarattığı ’68 Gençlik Hareketi içinde Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ile birlikte ipi ilk göğüsleyenlerden oldu.
Ülkemizde TİP içinde entelektüel açıdan büyük bir devrimci mayalanma gerçekleştiğinde, TİP içerisindeki devrimci dinamikler reformist, revizyonist görüşleri parçalar ve gençlik hareketinin önder kadrolarının militan çıkışıyla ’71 devrimci kopuşu gerçekleşir.
Asıl mayalanma PDA içinde gerçekleşir. Buradaki M-L kadrolar İbrahim yoldaşın BPKD ve 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nden çıkardığı dersler ışığında hareket ederek, hem politik hem örgütsel olarak PDA’dan ve bunun başındaki revizyonist önderlikten kopar.
Elli yıllık suskunluğun son bulması, enternasyonal proletaryanın kızıl bayrağının ülkemiz topraklarında yeniden dalgalanması büyük bir öneme sahiptir. TKP/ML’nin ülkemiz işçi sınıfının kurmay heyeti olarak görevlerini yerine getirebilmesi için önemli olan şey, kendini sınıf teorisiyle silahlandırmasıdır. Çünkü yeni kurulan M-L partiler açısından en önemli görev, kendilerini reformist, revizyonist görüş ve yapılardan ayırması, doğru bir teoriyle donatmasıdır. İbrahim yoldaş PDA içinde revizyonistlere karşı mücadelesinde sağlam bir Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung savunucusu olur, görüşlerini her bakımdan sistematize eder ve derinleştirir. Zaten İbrahim’i İbrahim yapan da MLM’yi bütünlüklü ele alması ve kavramasıdır.
İbrahim yoldaşın gerek PDA içerisindeki mücadelede, gerek partinin kurulmasında, gerek MLM’nin kavranmasında belirleyici etkisi olmuştur. Ülkenin sosyo-ekonomik yapısı, siyasi-toplumsal çelişkilerin özellikleri, siyasi rejimin niteliği, ulusal sorunun esasları, devrimin yolu, örgütlenme ve çalışma ilkeleri… gibi birçok temel meselede yol gösterici olmuş, Halk Savaşı çizgisi, Türkiye devriminin strateji ve taktikleri, şehir-kır diyalektiğinin rolü, sınıfların tahlili, mevzilenmesi, parti-ordu-cephe silahının kullanılması, halk içindeki çelişkilerin doğru tanzim edilmesi konularında öğretici olmuştur.
İbrahim yoldaşın görüşlerini incelediğimizde MLM’nin üç bileşeni, felsefe, ekonomi-politik, sınıf mücadelesi teorisi konularındaki hakimiyetini görürüz. Özellikle Marksist felsefeye nüfuz ettiğini, nesnel ile öznel ilişkisini büyük bir kafa açıklığı ile ele aldığını, ülkemizdeki başlıca çelişkileri ve çözüm yollarını materyalist diyalektik bakış açısıyla incelediğini “zıtların birliği”, “zıtların karşıtlığı” temel yasası gereğince çözümler getirdiğini görürüz. İbrahim yoldaşı, kendi döneminin önder kadrolarından ayıran, komünist niteliğe büründüren en önemli özellikler bunlardır.
46 yıl önce Diyarbakır zindanında faşizmi yargılayan, “ser verip, sır vermeyen” direniş ruhunu yaşatan önder yoldaşın kısa yaşamına sığdırdığı mücadele deneyimi, programatik görüşleri ve ilkeleri devrim yürüyüşümüzde önümüzü aydınlatmaya devam ediyor. İbrahim yoldaşın 70. doğum, 46. ölüm yıl dönümünde 1. Kongremizi gerçekleştirmenin haklı gururunu ve sevincini yaşıyoruz. Önder yoldaşın çizdiği kızıl güzergahta sebatla yürüyeceğimizin sözünü bir kez daha yinelerken, Yeni Demokratik Devrim, Sosyalizm, Komünizm hedefine umut bağlayan herkesi bir adım ileriye çıkmaya çağırıyoruz. Bu çağrı 47 yıllık mücadele tarihimizde şehit düşen yoldaşlarımızındır. 1. Kongremizin ışığında sınıf mücadelesini geliştirme, faşizme meydan okuma, sistemiçiliğe alan bırakmama, partimizi tüm yaşamın içinde politik bir güç haline getireceğiz. “1. Kongre Çizgisinde; Proleter Devrimciliği Kuşan, Tasfiyeciliğe Meydan Oku, Gerilla Savaşını Yükselt” şiarıyla gerçekleşen 1. Kongremiz çeşitli ulus ve milliyetlerden Türkiye halkına armağan olsun.
–İbrahim Yoldaş Ölümsüzdür!
-Şan Olsun 1. Kongremize!
-Yaşasın Halk Savaşı!
-Yaşasın Partimiz TKP/ML, Halk Ordumuz TİKKO ve Gençlik Örgütümüz TMLGB!
Tüm hapishanelerden TKP/ML dava tutsakları”