İSTANBUL- Munzur Çevre Derneği’nin düzenlediği panelde 3. Havalimanı işçilerinin durumu, Kuzey ormanlarının talanı, çevre ve sınıf mücadelesi ile ekonomik kriz ve büyüyen işçi direnişleri konuşuldu, tartışıldı.
Munzur Çevre Derneği, “Kuzey Ormanları’nın Talanına Dur Diyelim, İnşaat İşçilerinin Direnişine Ses Olalım” başlıklı bir panel düzenledi.
Panelin düzenlendiği salona, “Yaşam alanlarımız için bir gün değil her gün isyandayız”, “Yaylalardan köylere, köylerden kentlere isyanımız büyüyor” dövizlerinin yanı sıra, “Kuzey Ormanları’nın Talanına Dur Diyelim, İnşaat İşçilerinin Direnişine Ses Olalım” pankartı asıldı. Panele Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube, Çemişgezek Derneği, Geyiksuyu Derneği, Yeni Demokrasi Gazetesi, Çöğürlük (Ovacık) Köyü Derneği, DDSB, 198 gündür direnen Kenan Güngördü, sanatçı Pınar Aydınlar’ın yanısıra çok sayıda kişi katıldı.
Munzur Çevre Derneği tarafından düzenlenen panelin modaretörlüğünü Sevil Doğan yaparken, panelde Munzur Çevre Derneği’nden Ali Yıldız, Kuzey Ormanları Savunması’ndan Mustafa Tepret, Deriteks Sendikası’ndan Veysel Arslan, İnşat-İş Sendikası’ndan Kadir Kurt konuşmacı olarak katıldı.
İlk söz alan Kuzey Ormanları Savunması’ndan Mustafa Tepret, Kuzey ormanlarında işçilerin katledildiğini kaydetti. Kuzey ormanlarının Tekirdağ’ın ucunda başlayıp Kocaeli’ye kadar devam ettiğini söyleyen Tepret, “Kuzey ormanları birçok hayvan türü ve bitki türü barındırıyor. Bu yerler ciddi anlamda tehlike altındalar. Bölgeye ait tehlikelerin başında termik santralleri, harfiyatlar, HES’ler, Türk akımı gibi projeler yer alıyor” ifadelerini kullandı.
“3. HAVALİMANI GİBİ PROJELER BELLİ ŞİRKETLERİ ZENGİN ETMEK İÇİN YAPILIYOR”
Tepret devamında ,”Kapitalizmin en önemli talanı doğal alanların yağmalanmasıdır. Buna karşılık olarak Greenpeace örgütlerini destekleyerek bu talanı meşrulaştırıyorlar” şeklinde konuştu.
Yeni bir havaalanının, yeni bir ekonomik yük olduğunu belirten, Tepret, parayı sağlık gibi alanlarda kullanmak yerine, halkın vergileriyle belli şirketleri zengin etmek için 3. Havalimanı gibi projeler yapıldığına dikkat çekti.
Tepret, 3. Havalimanı’nın neden yapılmaması gerektiğini ise şu sözlerle anlattı:
“Çünkü Karadeniz kıyıları çamur ve bataklık alanlarıdır. Sürekli dolgu yapılan bir alan ve sürekli çökmekte. Bu alanda sürekli toprak kaymaları yaşanmaktadır. Bölge TOKİ tarafında acele kamulaştırma sürecine sokuldu. Dolayısıyla bölgede tarım, arıcılık, hayvancılık ve ormancılık yapanlar göç etmek zorunda kaldı. 3. Havalimanı işçileri ciddi anlamda yaşamları tehlike altında çalışıyorlar. Çünkü o bölge bataklık olduğu için oparetörler araçları ile batıp ölebiliyor. Bu alan suç alanı, bu alanı derhal kapatın. Sizin sermaye kazanmak için yaptığınız bu projeler birçok kişinin ölümüne yol açıyor.”
“KRİZİ İŞÇİLERE ÖDETMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Deriteks Sendikası’ndan Veysel Arslan, ekonomik kriz ve büyüyen işçi direnişine ilişkin bir konuşma yaptı.
Arslan, “3. Havalimanı ve doğanın talanı kapitalizmin kendini devam ettirmesidir. İnsan odaklı, doğa odaklı bir çözüm tercih etseler kar elde etmeyecekler” dedi.
Türkiye’de yaşanan krizi en çok emekçilerin hissettiğini söyleyen Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Krizin içerisindeyiz. Krizi yaşayanlar ve hissedenler biz kol ve beden ile çalışan emekçileriz. Emperyal ülkelerin üretime ait bir güçleri yok. Türkiye bu emperyal ülkelerin parça takma ve benzeri hantal işlerini yapıyor sadece. Darbeler ekonomik krizleri dizginleme ve durdurma sürecidir. Türkiye’de böyle bir politika izleniyor. Yani krizin tamiratını gerçekleştiriyorlar. Yaşanan krizi biz işçi ve emekçilere ödetmeye çalışıyorlar.”
“KRİZİN SESİNİ FABRİKALARA, SAHAYA TAŞIMALIYIZ”
“İktidar aslında bir krizin olmadığını, manipülasyon yapıldığını söylese de bunu çok somut bir şekilde yaşıyoruz” diyen Arslan, tüm bunlara karşı örgütlü bir duruşun önemli olduğuna vurgu yaptı. Arslan, “Örgütlenmede bir tetikleyici olmalıyız. Örgütlemede kadınlar, öğrenciler, işçiler ve emekçiler ciddi sorumluluklar almalı. Krizin sesini fabrikalara, alana, sahaya taşımalıdırlar. Krizden başka çıkış yolumuz yok.” dedi.
“3. HAVALİMANI’NDA İŞÇİ OLMAK”
İnşaat İş Sendikası Kadir Kurt ise, “3. Havalimanında işçi olmak” başlığı altında konuşma yaptı.
“Türkiye’de işçi sınıfı tarih öncesinden bu yana tam olarak örgütlenememektedir” diyen Kurt, “Cehennem gibi bir işçi koşulları yaşıyoruz. İşçiler maaşlarını verilen sürede alamıyorlar. İnşaat işçileri ücretli köle gibiler. Ortaçağ’daki köleler ile benzer koşulları yaşıyorlar. Doğru dürüst yemek yiyemiyorlar ve doğru dürüst barınamıyorlar” ifadelerini kullandı.
Dünyaya meydan okuyan ve 3. Havalimanın açılışını bir an önce yapmak isteyen iktidarın işçileri daha çok sıkıştırmaya başladığına vurgu yapan Kurt, ” Mesaileri artırıldı, yemekleri ve barınma koşulları kötüleştirildi. İnsanlık dışı çalışma koşullarını kendilerine bir kazanım olarak görüyorlar” dedi.
“DOĞANIN VE EMEĞİN SÖMÜRÜSÜNE ORTAK MÜCADELE İLE SON VERİLEBİLİR”
Son konuşmacı Munzur Çevre Derneği’nden Ali Yıldız ise “Çevre ve sınıf mücadelesinin kopmaz bağları” başlığı ile bir sunum yaptı.
Yıldız, “Emperyalist kapitalist sistem ve ona bağlı egemen güçler yaşam alanlarımız sömürürken ortaya bıraktıkları yaşanmaz çevre ve attıkları fosiller ve yakıtlar ile doğayı yaşanmaz kılıyorlar” diye konuştu.
“Dünyanın birçok alanında kara ve talana doymayan egemen bir güç var” vurgusunu yapan Yıldız, “Birçok ülkede olduğu gibi HES’ler, siyanürler ve altın arama gibi projeleri ülkemizde de uygulamaya çalışıyorlar. Mevcut sistem talana yağmaya devam ederken bir taraftan da işçiyi emekçiyi sömürmeye çalışıyorlar” dedi.
Yıldız, tüm bu sorunları sınıf mücadelesinin verdiği ortak mücadele ile son bulacağını kaydeden Yıldız, sendikaların da sınıf bilincinde olması gerektiğini söyledi.
Panel Grup İsyan Ateşi’nin seslendirdiği ezgiler ile sona erdi.