Yılmaz Güney ölümünün 34. yılında Zürih’te anıldı

ZÜRİH- Ölümünün 34. yıl dönümünde, devrimci sanatçı Yılmaz Güney, Zürih Gençlik ve Kültür Evi’nde yapılan bir etkinlikle anıldı.

Uzun yıllardır Zürih’te göçmen emekçilerin sorunlarını dile getiren ve bunun üzerinden çalışmalarını yürüten Gençlik ve Kültür Evi, kültürel ve siyasal çalışmalarına devam etmektedir. Hem bulunduğu ülke gündeminin sorunlarına yönelik, hem de Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’nda ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan gelişmelere yönelik önümüzdeki dönem bir program doğrultusunda etkinlikler planlayan dernek, aynı zamanda kültürel çalışmalarına da hız vermektedir. Bu çalışmaların ilki Yılmaz Güney anması ve Adil Okay ile gerçekleştirilen şiir dinletisi şeklinde idi.

21 Eylül günü yapılan anma, Yılmaz Güney şahsında tüm devrim şehitleri için yapılan saygı duruşuyla başladı. Ardından Yılmaz Güney’in hayatının ve mücadelesinin anlatıldığı bir yazı okundu. Yılmaz Güney’in sadece bir yönetmen ve oyuncu olmadığı, onun aynı zamanda halkın sorunlarına duyarlı, filmlerinde ve kitaplarında ve aynı zamanda yaşamında bunu işleyen, mücadele eden bir pratiğe sahip olan devrimci bir sanatçı olduğuna vurgu yapıldı.

Bu duruş ve mücadelesinin sonucunda defalarca tutuklandığı ve on yılları bulan hapis cezalarına çarptırıldığı ve bu baskıların sonucunda da, yurtdışına çıkmak zorunda kaldığı anlatıldı. Yılmaz Güney hapishanedeyken de, yurtdışındayken de, sanatsal üretimine ve sınıf mücadelesine ara vermeden devam etmiştir. Bir konuşmasında; “Yurtdışına çıkmak sadece benim kişisel özgürlüğüm acısından önemli değildir. İnanın sadece bunun için çıkmadım. Türkiye devriminin ilerletilmesi için üzerime düşen bütün görevleri yapacağıma inanın. Bunu zaman ve pratik bizzat canlı hayat içerisinde gösterecek“ diyerek, bu zorunlu çıkışın ne anlama geldiğini anlatmaktaydı. Pratiği ve duruşuyla da bunu son nefesini verene kadar göstermiş oldu denilerek yazı sona erdirildi. Yılmaz Güney’in hayatını anlatan bir sinevizyon gösteriminin ardından anma sona erdirildi.

Anmanın ardından, “Görülmüştür“ ekibinden yazar Adil Okay’la bir şiir dinletisi gerçekleştirildi. Adil Okay’ın kendi yazdığı şiirleri hikayeleriyle birlikte dinleyicilerle paylaştığı etkinlik oldukça beğeni topladı. Verilen aranın ardından söylenen türkülerle geç saatlere kadar etkinlik devam ettirildi.

Türkiye ve T. Kürdistanı’ndaki Hapishanelerde Yaşananlara Dair Söyleşi

Gençlik ve Kültür Evi tarafından, siyasal etkinliklerin bir ayağı olarak, 23 Eylül günü “Görülmüştür“ ekibinden yazar Adil Okay’la bir söyleşi gerçekleştirildi.

Dernek adına yapılan açılış konuşmada, son birkaç yıldır artan saldırıların, günümüzde en ufak hak arayışını bile bastırmaya yönelik olarak daha kapsamlı yapıldığı, bunun bir yanının da devrimcileri, muhalifleri, ilericileri hapishanelere koymak olduğu ve buna karşı mücadeleyi yükseltmenin ve tutsaklarla dayanışmayı büyütmenin önemli olduğu vurgulandı.

Daha sonra söz alan Adil Okay, öncelikle Türkiye hapishanelerindeki siyasi tutsaklardan selam getirdiğini ifade etti. Görülmüştür ekibinin çalışmalarından, nasıl ve ne amaçla bir araya gelindiğinden bahseden Okay, hapishanelerdeki tutsakların, dışarıdan yeteri kadar mektup alamadıklarını, bundan şikayetçi olduklarını söyledi.

Hapishanelerde ön plana çıkan belli başlı sorunlardan bahseden Okay, bunlardan, çıplak arama dayatması, zorla sürgünler, çocuk tutsaklara tecavüz ve şiddet ve hasta tutsaklar konusunun en çok gündemde olan ve can yakıcı bir aşamada olduğunu söyledi.

İHD verilerine göre şu an hapishanelerde bulunan 400 civarında ağır hasta ve 1000 civarında da hasta tutsak bulunmakta diyen Okay, daha sonra bazı tutsaklardan gelen mektuplardan bölümler okudu. Hemen hemen bütün devrimci tutsakların morallerinin çok yüksek olduğunu, inançlarını yitirmediklerini dile getiren Okay konuşmasını sonlandırdı.

Daha sonra birçok katılımcı söz aldı, soruları ve yaşadıkları tecrübeleri anlatarak, hapishanelerdeki politik tutsaklarla dayanışma çağrısında bulundu. Etkinlik daha sonra yapılan kapanış konuşmasıyla sona erdirildi.