HABER MERKEZİ- İnşaat-İş, 3. Havalimanı direnişinin yargılanması ve yöneticileri de dahil 24 işçinin tutuklanmasını, “Biz suçlu değiliz! Yaptık, yine yapacağız!” diyerek protesto etti
3. Havalimanı direnişinde dört yöneticisi ve TİP üyesi Yusuf Yılmazla birlikte 24 işçinin tutuklanması, 19’u hakkında da adli kontrol şartıyla tahliye kararı verilmiş olmasına ilişkin yazılı bir açıklama yapan İnşaat-İş, “Arkadaşlarımız direnişin meşruluğunu, işçi sınıfının tarihsel haklılığını göğüslerini gere gere savundular. Sınıf düşmanlarımıza olan öfkemizi, bu kan ve irin kokan düzene duyduğumuzu tiksintiyi duruşlarıyla, “yine yapacağız” derkenki tok sesleri ve kararlılıklarıyla ortaya koydular” diye belirtti.
“Esas olarak sınıfımızın örgütlenme ve direnme hakkına dönük bu aleni saldırıya onun ciddiyetine uygun ortak bir duruş sergileyebilmemizdir” diye vurgulanan İnşaat-İş açıklamasının tam metnini yayınlıyoruz:
Aralarında sendikamızın dört yöneticisi ve TİP üyesi Yusuf Yılmaz’ın da bulunduğu 24 arkadaşımız, hiçbir delil olmaksızın tutuklandı. 19 arkadaşımız da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
AKP’li devlet, Türkiye tarihinin en büyük işçi gözaltısı ve tutuklamalarından birini daha gerçekleştirerek, tarihe kendi tarzında yeni bir şerh daha düştü. Yeni bir rezalet daha…
Arkadaşlarımız da her halinden siyasi bir emri yerine getirdiği belli olan o mahkemede tarihe şerh düşecek sözlerle bu rezaleti yargılayarak, “Biz suçlu değiliz! Yaptık, yine yapacağız!”diye haykırdılar.
Direnişin meşruluğunu, işçi sınıfının tarihsel haklılığını göğüslerini gere gere savundular. Sınıf düşmanlarımıza olan öfkemizi, bu kan ve irin kokan düzene duyduğumuzu tiksintiyi duruşlarıyla, “yine yapacağız” derkenki tok sesleri ve kararlılıklarıyla ortaya koydular.
3’üncü Havalimanı şantiyesi cehenneminde iş cinayetlerine, aşağılanmaya, insanlık dışı barınma-beslenme-ulaşım sorunlarına, ödenmeyen ücretlere, eksik yatırılan sigorta primlerine ve bu “prestijli proje”deki tüm kölece çalışma koşullarına karşı patlayan sınıfsal öfkenin onurunu, sorumluluğu ve mesajlarını taşıyor olmanın gururunu yansıttılar.
Bu tutuklamaların önümüzdeki günlerde patlayacak işçi direnişleri ve toplumsal öfkeyi önden dizginleme çabasının ifadesi olduğu açıktır. Burjuvazi ve devleti tüm direniş dinamiklerine, “Size de aynısını yaparım” mesajı vermek istemiştir.
Belli ki çok korkuyorlar! Korkularında da haklılar! 3. Havalimanı’nda kapılarını kırıp, işkence ederek günlerce gözaltında tutukları işçilerin bir türlü kınına sokulamayan öfkeleri bunun somut delilidir.
Belli ki korkuyorlar! İşte bu korkuyla direnişten hemen sonra işçi koğuşlarını ilaçlamaya, yatakları değiştirmeye, servis alanlarını iyileştirmeye giriştiler. Ücretleri bile tam yatırmak zorunda kaldılar. İşçi direnişinin gücünün somut itirafı olan bu girişimleri, tutuklamayla-estirilen terörle birleştirerek işte o korkularını yatıştırmaya çalışıyorlar!
Fakat nafile! 3. Havalimanı’nda patlayan öfkeyle açığa çıkan gerçek, ne küçük atraksiyonlarla ne de zorbalık ve devlet terörüyle dindirilemez!
Macun tüpten çıkmıştır artık! Gerisi de işçi sınıfı davasına gönül vermiş tüm güçlerin bunun gereklerine uygun bir duruş sergilemelerine bağlıdır. Sınıfa karşı sınıf tutumuyla safları sıklaştırıp, yolu daha fazla açmalarına…
Sendikamız bu onurlu direnişte sınıf düşmanımızdan birkaç darbe aldı! Bu darbelerle onur duyuyoruz. Yöneticilerimizin sanık sandalyesinde söyledikleri gibi “yaptık, yine yapacağız” netliğiyle yolumuza devam edeceğiz.
Fakat esas olarak, sınıfımızın örgütlenme ve direnme hakkına dönük bu aleni saldırıya onun ciddiyetine uygun ortak bir duruş sergileyebilmemizdir.
Bununla tüm sınıfa ve onun örgütlü güçlerine mesaj verilmek istendi. Duruşumuz da buna uygun olmalı, sınıfa karşı sınıf berraklığıyla açılan yolu büyütmeliyiz, derinleştirmeliyiz.
İnşaat-İş, dün olduğu gibi bugün de “Kavga, sokak, direniş!” çizgisiyle o yolu kanırta kanırta açma ısrarını sürdürecektir.
Bundan sınıf düşmanlarımızın da dostlarımızın da şüphesi olmasın…
-İnşaat işçisi köle değildir!
-Kavga, sokak, direniş! Yaşasın İnşaat-İş!”
İNŞAAT-İŞ