HABER MERKEZİ- Dersim’in değişik bölgelerinde askeri operasyonlar sonucu başlayan ve on binlerce hektarlık alanı küle dönüştüren ve doğadaki birçok canlının yok olmasına neden olan yangına müdahale eden gönüllü kadınlar, doğalarına yönelik düşmanca bir politikanın izlendiğini belirtti.
Dersim’de savaş uçakları ve helikopterlerinin bombardımanı ile top atışları sonucu 3 haftadır, Geyiksuyu mevkiinin birçok noktasında çıkan ve müdahale edilmeyen orman yangınları, büyüyerek devam ediyor. Bugüne kadar değişik bölgelerde on binlerce hektarlık yeşil örtü, kül olurken; yangın on binlerce yıllık ağaçları yaktığı gibi yaban yaşamını da yok ediyor. Yangının birçok noktada geniş bir alanı kapsaması nedeniyle doğada milyonlarca canlının ölmesine ya da etkilenmesine neden olduğu belirtilerken; ekolojistler, bölgede yaşayan ayı, domuz, tilki, kaplumbağa, yavru kuşlar, sincap, dağ keçileri, tavşan, sürüngenler ve bin bir çeşit böcek, kelebek, arının öldüğü kaydediliyor.
GÖNÜLLÜ EKİPLER ENGELLENİYOR
Hozat ilçesinde 3 hafta önce başlayan ve kent merkezi kırsalında süren yangınlara, “güvenlik bölgelerinde” olduğu gerekçesiyle müdahale edilmiyor. Bölgeye, yangını söndürmek için giden gönüllü ekipler de yol güzergahlarındaki karakollar tarafından engelleniyor.
YANGIN BÜYÜYOR
Gönüllü ekipler tarafından Bali Deresi, Bali Mezrası, Müşkirek Köyü, Bakır Dağları ve Çırtık Deresi’nde yangın kontrol altına alınmaya çalışılıyor; ancak ekiplerin yetersizliği, araç-gereçlerin bulunmaması nedeniyle yangın giderek büyüyor. Yangını kontrol altına almaya çalışan gönüllü kadınlar ise, doğalarının katledilmesine yönelik tepkilerini yangın bölgesinde dile getirdi.
‘YAKSALAR DA YEŞERTECEĞİZ’
Üniversite öğrencisi Tijda Kılıç, Dersim’in doğasına yönelik düşmanca bir politikanın izlendiğini söyleyerek, “Günlerdir doğamız yanıyor. Ancak, hiçbir şekilde müdahale edilmiyor. Bir de yangına müdahale etmek isteyen gönüllüler engelleniyor. Doğamıza, toprağımıza, ağaçlarımıza düşmanlar. Onlar yaksalar da biz her gün söndürmeye geleceğiz. Onlar ormanlarımızı yaksalar da biz yeşerteceğiz. Tek amaçları Dersim’i insansızlaştırmaktır” dedi.
‘İNSANLIK KAYBEDİLİYOR’
Müşkirek Köyü sakinlerinden Birgül Zeytin de, doğanın insanların yaşam kaynağı olduğunu belirterek, yangınların kimseye bir şey kazandırmadığını, aksine insanlık adına çok şey kaybettirdiğini söyledi. Zeytin, Dersim’de orman yangınların her yıl gelenekselleştiğini belirterek şöyle konuştu: “Doğamıza yönelik yangınlar ilk değil, son da olmayacak. Biz ne kadar doğamızı sahiplenirsek onlara o kadar geri adım attırabiliriz. Bu nedenle doğayı seven herkes yangınlara ses çıkarması gerekir. Şimdi daha fazla duyarlı olmamız gerekiyor. Bir kişi yanan bir ağacı söndürse bir çok şeyi değiştirmiş olur.”
‘VALİ GELİP YERİNDE İNCELEME YAPSIN’
Gönüllülerden Nilüfer Akdağ da, devletin ormanlarını bilinçli bir şekilde yaktığını dile getirerek, “Vali, Dersim’de orman yangınlarının olmadığını söylüyor. Kendisine çağrımdır. Gelip yerinde incelesin. Var mıdır, yok mudur? Ondan sonra açıklama yapsın” dedi.
‘DOĞAYI SEVEN KADINLAR MÜDAHALE ETSİN’
Akdağ, ormanlar ve içinde yaşayan tüm canlıların katledildiğini ifade ederek, gönüllüler olarak kendi kısıtlı imkanlarıyla yangını kontrol altına almaya çalıştıklarını aktardı. Akdağ, doğayı seven ve sahiplenen tüm kadınları, orman yangınlarına müdahale etmeye çağırdı.
Kaynak: MA / Semra Turan