Avusturya- Avusturya’nın Başkenti Viyana’da 2014 yılından beri tartıştırılan 12 saat günlük çalışma yasası yeni ırkçı ÖVP ve FPÖ hükümetinin yasa tasarısı sunmasıyla, ÖVP, FPÖ ve Neos partilerinin oylarıyla Avusturya Parlamentosu’ndan geçti. Önümüzdeki günlerde yasa tasarısı usul komisyonunun onayı ile birlikte yasallaşacak.
Geçmiş yıllarda Fransa’da da işçi sınıfı ve emekçilere dönük 12 saat çalışma yasası çerçevesinde bir saldırı burjuvazi tarafından gerçekleşmişti. İşçi grevleri ve kitlesel yürüyüşlerin sonucunda geri püskürtülen yasa Avusturya’da ise yürürlükte. 12 saat çalışma yasası esnek üretim saldırısının en ağır biçimi olarak etkilerini Avusturya’da şimdiden göstermekte. Sermayenin yoğunlaşmış şekilde merkezileştirilmesi ve artı değer üretiminin daha da yükseltilmesi ile birlikte günlük 12 saat çalışma yasası aynı zamanda işçi ve emekçilerin sağlık koşullarını da en ağır şekilde etkileyecek olan bir saldırı anlamını taşımaktadır.
Avusturya’da ATİGF’in de içerisinde yer aldığı KOMintern (Komünist Sendikal İnisiyatif/Enternasyonal) konuya ilişkin bir dizi çalışmayı örgütlemekte. 30 Haziran’da gerçekleşen 12 saat karşıtı merkezi Avusturya Sendikal Birliği yürüyüşü öncesinde tüm üye ve taraftarlarına çağrı yapan KOMintern Yönetim Kurulu son olarak 12 saat çalışma yasasına ilişkin Tirol eyaletinin Wörgl şehrinde bulunan Tayyip Köyü Spor ve Kültür Derneğinde bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. 12 saat çalışma yasasının yasal düzenlemelerine karşı burjuvazinin ve Avusturya’nın önde gelen sanayi tekellerinin manipülasyonuna dair de gerçekleri ifade etmeye çalışan KOMintern sözcüleri aynı zamanda toplantıda bulunan göçmen işçi ve emekçileri örgütlü sendikal mücadeleye ve merkezi yürüyüşe katılmaya çağırdı.
30 Haziran’da ise Enternasyonalist Blok olarak merkezi yürüyüşte yer alan ATIGF, KOMintern, PDA, KJÖ-KSV, ADHF gibi devrimci, demokratik kitle örgütleri 12 saat çalışma yasasına karşı sınıf mücadelesi ve direniş yazılı pankart ile katılım sağladı. 100 bin’den fazla kitlenin katıldığı ifade edilen yürüyüş de kitlenin yürüyüş koluna sığmaması ile birlikte ikinci koldan yürüyüş alanı açılmış oldu. ATİGF üye ve taraftarları adına konuşma yapan temsilci mücadelenin genel greve evrilmesi gerektiği ve işçi sınıfının iş yeri komiteleri ile sınıf mücadelesini devrimci bir perspektifle geliştirmesi gerektiği noktasında yaptığı almanca ve türkçe konuşma enternasyonalist, devrimci-demokratik blokta alkış ve sloganlarla karşılandı.
Avusturya Sendikal Birliği içerisinde Aykırı Ses
Postahane Emekçileri Sendikasının Başkanı Helmut Köstinger ise sahnede yaptığı konuşmasında, hükümeti yıkmak için genel greve çağrı yaparak ÖGB içerisindeki aykırı ses olarak nitelendirildi. Avusturya Sendikalar Birliğinin sınıf uzlaşmacı ve düzen içi politikalarına karşı bir söylem olarak algılanan konuşmada, Helmut Köstinger postahane emekçileri sendikasının başkanı olarak bu antisosyal hükümete yıkmak için genel greve çağrısında bulunarak kapitalizme karşı sınıfın mücadele etmesi gerektiği vurgusunda bulundu. Yürüyüş sonrası medya ise Helmut Köstinger’i hedef göstererek, ÖGB’ye de Köstinger’in Sendika üyeliğinden atılması gerektiği noktasında ifadeler kullanarak kapitalist saldırganlığın açık örneğini göstermiş oldular.
Direnişin devam edeceğini açıklayan Sendika temsilcileri ise kitlenin bir bölümü tarafından ÖGB (Avusturya Sendikalar Birliği)’nin pasif eylem politikalarından kaynaklı olarak ise tepkisiyle karşılaştı. Sloganlarla tepkisini ifade eden geniş kitle içerisinde “Genel Grev ve Devrim“, “İşçi Sınıfı Genel Greve Sosyalist Devrime’“ gibi sloganların dövizlere yazılması ise yürüyüşün dikkat çekici noktalarını oluşturdu.