Mardin, Batman ve Halfeti’ye kayyım atanmasının ardından Diyarbakır’da binlerce kişi kayyımları protesto etti.
Ofis AZC plaza önünde toplanan kitle yüzlerce polis tarafından ablukaya alındı. Sonrasında binlerce kişi Dağkapı meydanına doğru alkış, ıslık ve sloganlarla yürüyüş gerçekleştirdi. Sık sık “Kayyum Defol”, “Kayyuma Karşı Omuz Omuza”, “Kurdistan Goristan Ji Bo Faşistan”, “Hırsızlar Halka Hesap Verecek” sloganlarının atıldığı yürüyüşe esnaflar ve çevredeki halk da destek oldu.
Dağkapı Meydanında gerçekleştirilen basın açıklamasında basın metnini DEM Parti Diyarbakır Eş Başkanı Abbas Şahin okudu. Şahin, asimilasyona ve irade gaspına dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu:
“Yüz yıllık çözümsüzlük aklı, yıllarca halklara ve halkımıza uyguladığı baskı, sindirme ve asimilasyon uygulamalarıyla bir yandan bir halkı yok etmek, diğer yandan diğer halkların insanca yaşam hakkından uzaklaştırmak için her türlü yol ve yönteme uygulandı. Yıllarca askeri darbelerle dizayn edilmeye çalışılan halk ve özelde Kürt halkı siyasi darbelerle karşı karşıya bırakıldı şimdi de. Temel amaç asimilasyonu tamamlamak ve Kürt halkını statüsüz bırakmaktır. Faşizmin aklı, tarihlerde saklıdır. 4 Kasım 2016’da siyasi bir darbeyle Kürt halkının iradesine kayyım atamak isteyenler 8 yıl boyunca siyaseten Kürt halkını değil, nu siyaseti uygulayanları yok ettiğini görmeyen noktadadır. Çözümsüzlükte ısrar edenler Kürt sorununun demokratik çözümünden bahsedip perde arkasında yıkımla halkın kazanımlarını yok etmek için yeniden sahneye çıktılar. 4 Kasım 2024 tarihinde, yani bugün, bu ülkenin hukuk sistemi ve seçim yasasına göre seçilme hakkını kazanmış ve halk iradesi olmuş eş başkanlarımıza kayyım ataması yapılmıştır. Kayyım atanan yerlere baktığımızda Mardin, Urfa, Batman siyaseten çok iyi analiz edilmesi gereken yerlerdir. Önce hukuki oyunlarla Hakkari, sonra demokratik seçimleri önceleyip İstanbul’da toplumsal uzlaşıyla seçilen Kürt belediye başkanını gözaltına alıp tutuklayarak yerine kayyım atamıştır. daha sonra iktidar ve ortaklarının kimlik tahribatını daha da derinleştirmek için Batman, Mardin ve Urfa’yı seçmişlerdir. Seçmelerin tesadüf olmadığı ortaya çıkıyor. Bir yandan barıştan bahsedip mecliste el uzatanlar, diğer yandan halk iradesini gasp edip, demokratik siyaseti darbeci kayyım zihniyetine teslim etme gafletinde bulunuyor.”
“İRADEMİZİ KAYYIMA TESLİM ETMEYECEĞİZ”
“Buradan sesleniyoruz: bu çürümüş darbeci ve kayyımcı siyaset, sadece Kürt halkına değil, İstanbul örneğinde olduğu gibi Türkiye halklarına da faşizmi dayatma yöntemidir. Bundan bir an önce vazgeçin! Halkın iradesine saygı duymayı, birlikte, tahammül ederek yaşamayı öğrenin. Şu bilinmelidir ki, bu baskıyı tarih boyunca uygulayanlar, tarihin çöp sepetine gitmişken, şu an uygulamaya çalışanlar da aynı sonla karşı karşıya kalacaklardır. Son sözü direnenler söyleyecek olup, bizler irademizi asla ve asla kayyuma teslim etmeyeceğiz! Kayyım rejimi siyasi bir darbedir, halk iradesinin gaspıdır. Bu darbeyi kabul etmiyoruz! Kayyımları tanımıyoruz! Belediyeler halkındır, gaspa izin vermeyeceğiz! Bu anlamda, faşizmin bu darbeci saldırı politikalarına karşı halk olarak direnmekten asla ve asla taviz vermeyeceğiz! Kendimi demokrat, aydın, sosyalist, hak savunucusu gören tüm kesimleri faşizme karşı direnmeye davet ediyoruz!”
Faşizme karşı mücadele vurgusununun yapıldığı açıklama sonrasında 10 dakikalık oturma eylemi yapıldı. Eylem, kitlenin alkış ve sloganlarıyla sona erdi.
(DİYARBAKIR)