Sancaktepe Yerel Demokrasi Meclisi’nin çağrısıyla bugün Demokrasi Caddesi’nin başında kamuoyunda “yenidoğan çetesi” olarak bilinen olaya karşı bir araya gelenler “Hasta Müşteri Olursa Bebekler Ölür” yazılı pankart taşıyarak açıklama yaptı.
Sarıgazi’de Demokrasi Caddesi’nde bir araya gelen kitle sağlık sisteminin özelleştirilmesine ve yozlaşmaya karşı açıklama yaptı.
“MÜNFERİT BİR HADİSE DEĞİLDİR”
Demokrasi Caddesi’nde okunulan basın açıklamasında çürümüş sistemin yaratılmasında devlet yapılanmasının bir sorunu olduğunun altı çizildi: “Bu olay gösterilmeye çalışıldığı gibi münferit bir hadise değildir. Ve buzdağının görünen yüzüdür. Kimse bize “arada çürük elmalar da var” edebiyatı yaparak sorunu geçiştirmeye kalkmasın. Biz şunu çok iyi biliyoruz ki bu kötü niyetli birkaç kişinin işi değil. Bu özelleştirme şampiyonu AKP’nin ve onun kurduğu rejimin marifetidir. Ülkeyi bir şirket gibi yönetenlerin, bakanlıklara patronları yerleştirenlerin özel okulu olanı egitim bakanı, özel hastanesi olanı sağlık bakanı yapanların marifetidir. Sağlık sistemini özelleştirdiler. Sağlık alanında verilen tüm hizmetleri metalaştırdılar ve hastaneleri birer ticarethaneye çevirdiler. Yani ancak parası olanların sağlık hizmeti alabildiği bir sistem oluşturdular. Ancak artık paranız olsa da tuzağa düşürülebiliyor, zehirlenebiliyor veya doğar doğmaz, yaşam şansı bulamadan öldürülebiliyorsunuz.”
“HALK ÖZEL HASTANELERE MECBUR BIRAKILIYOR”
Sağlık alanındaki özelleştirmeler ile birlikte halkın büyük bir kesiminin özel hasteneler mahkûm edildiği vurgulandı: “Karşımızdaki tablo daha fazla kâr elde etmek dışında bir şey düşünmeyen piyasacı düzenin yarattığı kaçınılmaz bir sonuçtur. Sağlık sistemi dünyada neoliberal hakimiyetin kurulmayasıyla paralel biçimde ticarileştirilerek, özelleştirilerek ve piyasa kurallarına terk edilerek büyük bir çürümenin içine sokulmuştur. Tablo AKP’nin büyük bir başarı öyküsü gibi propaganda ettiği sağlık sisteminde dönüşüm adlı programın bir sonucudur. Bu programın işletilmesi sonucu kamuya ait sağlık kurumları işletme mantığıyla yönetilmeye başlanmış ve neredeyse her mahaleye bir özel hastane açılmıştır. Genel Sağlık Sigortası ile tek bir çatı sigorta sistemi oluşturulmuş ve Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık sektöründen hizmet almaya başlamıştır. Sonuç kamusal sağlık hizmetine ulaşmanın giderek daha da zorlaşmasıdır. Özellikle büyük kentlerde yurttaşlar hastanelerden muayene randevusu alamamaktadır. Tahliller, testler ve ameliyatlar için devlet hastanelerinde gün bulmak çok zorlaşmıştır. Halk özel hastanelere mecbur bırakılmaktadır.”
HASTA MÜŞTERİ OLARAK GÖRÜLMEKTEDİR
“Öte yandan kamu hastanelerinde performansa bağlı çalışma rejimi oluşturulmuş ve sağlık çalışanları bu sistemle işlenen suça ortak edilmeye zorlanmıştır. Sağlık emekçileri ne kadar kazandırırlarsa o kadar ücret alacakları bir sistemle piyasa mantığının bir parçası haline getirilmiştir. Özel hastanelerde ise sistem tam bir ticarethane mantığına dayalı yürütülmektedir. Hasta kâr elde etmenin aracı, bir müşteri olarak görülmekte, gereksiz pek çok işleme tabi tutulmaktadır. Sağlık emekçisinden hastayı iyi etmesi değil hastaya masraf çıkarması istenmektedir. Bu çürümüş sistem içinde bulunanları yozlaştırmakta ve suça ortak etmektedir. Hastayı müşteri olarak gören sistem bebeklerin katledilmesine yol açan sürecin taşlarını döşemektedir.”
(İSTANBUL)