“Bizim için bir vatan yoktur. Biz sosyal demokratız. Biz sadece Ermenilerin kurtuluşu için çalışmıyoruz, bütün insanlığın kurtuluşu için çalışıyoruz. Bizim vatanımız bütün dünyadır. (…) Bu ülkenin refahı için yapmadığımız ne kaldı? Ermenilerin ve Türklerin kardeşliğini sağlamak için ne fedakârlıkları kabul ettik. Ne kadar enerji tükettik ve ne kadar çok kanımızı akıttık. Bu kadar acıya katlanmamızın nedeni güven yoluyla birbirimizi yükseltmek idi.” (Paramaz)
1914 Haziran’ın sonuna doğru, Sosyal Demokrat Hınçak Partisi’nin (SDHP) kurucuları, merkez yöneticileri ve İstanbul’daki üyeleri, 17 Eylül 1913’de Romanya’nın Köstence şehrinde yapılan SDHP’nin 7. Kongresi’nde, İttihat ve Terakki yöneticisi Talat Paşa’ya suikast düzenlenmesi kararı alındığının ihbar edilmesi üzerine apar topar gözaltına alınır, tutuklanır ve idam edilirler. 15 Haziran 1915 yılında Ermeni soykırımının başlamasından kısa bir süre sonra hızlıca Paramaz (Madteos Sarkisyan) ve 19 yoldaşının, mücadelenin önderlerinin idam edilmesi, soykırımın önüne set olacak örgütlü direnişi de tasfiye etmiştir.
İttihat Terakki’nin “Anadolu’yu Türkleştirme Projesi”ne Ermeni ulusuna yönelik soykırımla başlamasından kısa bir süre sonra, 15 Haziran 1915’de, sabah şafak sökerken, Beyazıt Meydanı’na götürülen 20’lerin yüzlerine “ölüm fermanları” okunur.
Paramaz arkadaşlarına dönerek, “Yoldaşlar, yiğitçe, başımız dik gideceğiz ölüme” diye seslenir. Yine 20’lerden Doktor Benne cellatların yüzüne, “Biz, yirmileri asıyorsunuz, ama arkamızdan yirmi binler gelecek!” diye bağırır. İlk olarak, Paramaz’ı darağacına çıkarırlar. İdam sehpasında Paramaz “Siz, sadece bizim vücudumuzu yok edebilirsiniz, fakat inandığımız fikirleri asla… Yarın Ermenilik, ülkenin Doğu’sunda özgür ve sosyalist Ermenistan’ı selamlayacaktır!” diye var gücüyle haykırır.
İşte bu cürret, inanç ve kararlılık; dünya ve ülkemiz proletaryasının öncü kurmayı olan, Ermeni ulusuna uygulanan soykırımın başlangıcı kabul edilen 24 Nisan tarihinde, 1972’de kurulan Proletarya Partisi’nde vücut buldu. Bu cürret, inanç ve kararlılık Proletarya Partisi ve devrimci-komünist saflarda bayraklaşmış, bir tarihin işaret fişeği olmuştur. Bu miras 1980’de Karakoçan’da Armenak Bakırcıyan’la dağların doruklarına taşınmış, 13 Ekim 2014’de Kobane savunmasında şehit düşen Paramaz Kızılbaş (Suphi Nejat Ağırnaslı) ile ezilen ulusların ve enternasyonal proletaryanın tarihine; Miştenur Tepesi’ne (Kobane) dikilen kızıl bayrak olmuştur.