HABER MERKEZİ- Ağrı Patnos L Tipi Hapishanesi’ndeki tutsaklar, gece saatlerinde kalp krizi geçiren bir arkadaşlarının acil servise götürülmesi için kurum yetkililerini çağırdıklarında hapishanenin ikinci müdürünün, “Ölmüyorsa götürmeyin” dediğini belirtti.
Yaşanan ihlallerin her geçen gün daha da arttığını ve ağırlaştığını ifade eden tutuklular, “Özellikle; yaşam, sağlık ve tedavi hakkımızın ortadan kaldırıldığını ve böylelikle adeta ölüme terk edildiğimizin bilinmesi gerektiğini belirtiyoruz” dedi
Patnos L Tipi Hapishanesi’nde kalan tutuklular, maruz kaldıkları hak ihlallerini gönderdikleri mektupla paylaştı. Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edildiği 20 Temmuz 2016’dan bu yana ülke genelinde hak ve hukuk ihlallerinin yaşandığını hatırlatan tutuklular, böylesi süreçlerin en erken ve en ağır yansımalarının bulunduğu yerlerin başındaysa cezaevlerinin geldiğini kaydetti.
Bunlardan birinin de kendilerinin kaldığı Patnos L Tipi Hapishanesi olduğunu belirten tutuklular, “Yasalarla belirlenmiş olan sohbet, çeşitli kurslar, hobi gibi haklarımızdan hiçbir şekilde yararlanmadığımız gibi haftada sadece bir saat spor faaliyetlerinden yararlanıyoruz. Ancak, bunu da karma; yani diğer odalarda bulunan arkadaşlarımızla yapmayıp sadece bulunduğumuz odadaki arkadaşlarla yapabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
“SICAK SU KİMİ GÜNLER HİÇ VERİLMİYOR”
Haftada bir kez olan telefonla görüşme haklarının tutuklular için 2 haftada bir ve ayda bir kez olan açık görüş haklarının ise 2 ayda bir olacak şekilde düzenlendiğini ifade eden tutuklular, maruz kaldıkları hak ihlallerini şöyle sıraladı: “Hapishanelerin hijyen açısından en sağlıksız yerler olduğu bilinmektedir. Temizliği sağlamanın yolu kuşkusuz sudur. Ancak, sıcak suyumuz kimi günler hiç verilmemekte, bazen de ‘arıza var’ denilerek haftalarca verilmemekte, bazen çok soğuk akıtılmakta bazen de ılık olacak şekilde akıtılmakta. Üstelik 24’şer kişinin kaldığı odalarda günde yarım saat akıtılmaktadır. Bunlar sadece yaşadığımız kimi sorunlardır.
“HASTA TUTUKLULAR TEDAVİ EDİLMİYOR”
En önemli sorunumuz sağlık ve tedavi edilmeme sorunu. 10 ayı aşkın bir süredir burada bulunmamıza rağmen halen bırakalım hastanelerde, kurum revirine muayene olmaya dahi çıkamayan ağır hasta arkadaşlarımız var. Halen, kurum için görevlendirilmiş sürekli bir doktor bulunmamakta. Çok yakın bir zaman önce cezaevinde bir tüberküloz (verem) salgını yaşandı.
Yapılan kimi testler sonucunda risk sınırında olanlarımıza yönelik önleyici tedbirler yeterince alınmamıştır. Tedavi edilmesi gereken arkadaşlarımızın tedavileri yapılmamakta, revir için başvurduğumuzda, ‘doktor yok’ , doktor gelmedi’, doktor izinde’ gibi denilerek reddedilmekte. 350 aşkın tutsağın kaldığı bu cezaevinde bizlere yalnızca 1 gün belirlenmiş ve bu söylemlerde bu belirlenen gün için söylenmektedir. Zira, diğer suçlardan (adli) barındırılan tutsakların tedavilerinin yapıldığını pekala görüyor ve duyuyoruz. Bu durumun sadece bizlere özgü bir uygulama olduğu, buradan da açıkça anlaşılıyor.”
BOKURT İŞARETLERİYLE MAHKEMEYE
Aylar sonra revire çıkma şansını bulan tutukluların, tam teşekkülü hastanelerde tedavi olması gerekirken yapılan sevklerinin ya iptal edildiğini ya da 3-4 ay sonra götürüldüklerini belirten tutuklular, şunları kaydetti: “Çoğumuz ise götürüldüğümüz hastanelerden ‘eksik evrak düzenlendiği’ gerekçesiyle tedavi edilmeden geri getiriliyoruz. Hastane, mahkeme ve benzeri durumlar için hapishane dışına çıkarıldığımızda yolda araç içerisinde ırkçı söylemler ve marşlar eşliğinde bozkurt işaretleri yapılarak askerlerce bizlere saldırtmak için provokasyon zemini yaratılmaktadır.
“ÖLMÜYORSA GÖTÜRMEYİN” TALİMATI
Kurumlarda bir diş ünitesi bulunmadığı için düş hastalıklarımız tedavi edilmiyor. Bunun için hastanelere yapılan sevklerimiz iptal edilerek tedavilerimiz yapılmamaktadır. Kurum yetkililerinin bizlere dönük tutumları ise çabasını oluşturmaktadır. Öyle ki gece saatlerinde kalp krizi geçiren bir arkadaşımız için acil servise götürülmesi için çağırdığımızda kurumun ikinci müdürlerinden birisi, ‘Ölmüyorsa götürmeyin’ talimatını verecek kadar insanlıktan nasiplenmemişlerdir.
‘ÖLÜME TERK EDİLİYORUZ’
Yaşanan ihlallerin her geçen gün daha da arttığını ve ağırlaştığını ifade eden tutuklular, “Özellikle; yaşam, sağlık ve tedavi hakkımızın ortadan kaldırıldığını ve böylelikle adeta ölüme terk edildiğimizin bilinmesi gerektiğini belirtiyoruz” diyerek kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.
Öte yandan, cezaevi müdürünün kalp krizi geçiren bir tutuklu için, “Ölmüyorsa götürmeyin” sözlerine ilişkin aradığımız cezaevi yetkilisi, asılsız olduğunu iddia etti.
(MA)