Avrupa’da faaliyet yürüten, İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu ve Avusturya Türkiyeli İşçi ve Gençlik Federasyonu tarafından Flormar fabrikasında sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işlerinde atılan işçilere uluslarası dayanışmayı yükseltmek için yapılan açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz.
“Flormar İşçileri Yalnız Değildir!
Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!
Türkiye’de çalıştıkları fabrikada, anayasal hakları olan sendikaya üye olma hakkini kullandıkları gerekçesiyle işlerinden hukuksuz bir şekilde atılan Flormar işçilerinin bu onurlu direnişini sahipleniyoruz. Flormar, Fransız tekeli olan Yves Rocher tarafından satın alınmış ve işletilmektedir. Bircok ülkede şubeleri olan bu Tekel, işçileri çok ağır koşullarda, düşük ücretlerle çalıştırmaktadır.
Gebze/Türkiye’de, son derece ağır ve kötü koşullarda, çok düşük ücretlerle, baskı altında çalıştırılan Flormar işçileri, adeta büyük bir zorbalıkla zorunlu çalışma kamplarını aratmayan koşullarda çalıştırılmaktadırlar. Bu koşullara karşı sürekli olarak işverenle görüşüp koşulları düzeltme talepleri her seferinde reddedilen işçiler, insanca çalışma koşulları ve daha iyi bir ücret talebiyle Petrol-İş Sendikası’nda örgütlenmişlerdir. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu işçilerden 15’i, sendikalaşmaya öncülük ettikleri gerekçesiyle, tazminatsız bir şekilde işten atılmışlardır. İşten atılan işçiler, işlerine tekrardan dönmek ve taleplerinin kabul edilmesi için iş yeri önünde çadır kurarak direnişe geçmişlerdir.
Hukuksuz ve zorbalıkla işten atılan arkadaşlarına, alkışlarla destek veren diğer işçiler de, işveren ve yöneticiler tarafından ağır psikolojik baskı, hakaret gibi saldırılara maruz bırakılmış, bir kısmı istifaya zorlanmış, en sonunda da 70’i kadın, toplam 120 işçi işten atılmıştır. İşten atılan Flormar işçilerinin Gebze Organize Sanayi Sitesi’nde bulunan fabrika önünde, 15 Mayıs’tan beri başlattıkları direniş tüm kararlılığıyla devam ediyor.
Ağır bir sömürü ve kölelik ücretiyle, güvencesiz ve güvenliksiz çalışma koşullarında emeği sömürülen ve hakaretlere, baskıya maruz kalan işçilerle dayanışmak, biz sınıf kardeşlerinin görevidir.
İşverenin işçilere yönelik hukuk-dışı saldırısı, AKP hükümetinin açık desteği ile yapılmaktadır. OHAL ile işçilerin eylem ve grevlerini yasaklayan hükümet, bu hukuksuzluğun sorumlusu, işçilerin düşmanı olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Bizler, yurtdışında yaşayan göçmen işçiler olarak, sınıf kardeşlerimiz olan Flormar işçilerinin yanında olduğumuzu ve onların haklı ve meşru mücadelelerini sahiplendiğimizi duyuruyoruz. Onların en temel insani hakları için gerçekleştirdikleri direnişlerini selamlıyor ve her zaman yanlarında olacağımızı haykırıyoruz.
İşçi sınıfının düşmanlarına karşı, uluslararası işçi sınıfının enternasyonal dayanışmasını yükseltmek bizim görevimizdir. Bunun için, Flormar işçilerini ezen, hukuk-dışı saldırılarının sahibi olan Yves-Rocher grubunu protesto ediyoruz. Emekçi kardeşlerimizden onların ürünlerini tüketmemelerini, direnen Flormar işçilerini desteklemelerini talep ediyoruz.
Flormar işçileri kararlı bir şekilde, “Haklarımızı alana dek, haklı direnişimizi sürdüreceğiz“, “Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak istiyoruz“ , “Direne direne kazanacağız“ şeklinde haykırıyorlar. Öyleyse hep birlikte, biz de aynı kararlılık ve dirençle haykıralım;
Flormar İşçisi Yalnız Değildir!
Direne Direne Kazanacağız!
Sendikalı Olmak Suç Değildir, Suçlu Olan, İşçi Düşmanı Flormar İşvereni ve AKP Hükümetidir!
Yaşasın Sınıf Dayanışması!
Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!
İTİF ( İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu)
ATİGF ( Avusturya Türkiyeli İşçi ve Gençlik Federasyonu)”