Zonguldak’ta kaçak maden ocağında çalışan 50 yaşındaki Afganistanlı Vezir Mohammed Nourtani‘nin ölümüne ilişkin iddianame tamamlandı.
İddianamede, yanmış halde bulunan cesedin, kaçak ocaktaki kazayı gizlemek ve ocağın kapanmasını engellemek için hayatını kaybettikten sonra yakıldığı belirtildi. Ayrıca ağır şekilde yaralanan Nourtani’nin ocaktan çıkarıldığında hâlâ hayatta olduğu ve battaniyeye sarılı bir şekilde 3 saat boyunca kamyonet kasasında gezdirildiği ortaya çıktı.
Adli tıp raporunda cesedin, kömürleşme derecesinde yandığı için kesin ölüm nedeninin belirlenemeyeceği ifade edilirken 3’ü tutuklu 6 sanık hakkında ise “iştirak halinde kasten öldürme” suçundan müebbet hapis istemi ile dava açıldı.
ORMANDA BULUNDU
Olay, 10 Kasım’da Kırat Mahallesi Koca Osman Sokak’ta meydana geldi. Yoldan geçenler, yandaki ormanda yanmış cesedi fark edip ihbarda bulundu.
Benzin dökülerek yakıldığı belirlenen ceset, otopsi için Atatürk Devlet Hastanesi’nin morguna kaldırıldı. Cesedin kaçak olarak işletilen maden ocağında çalışan 3 çocuk babası Afganistanlı Vezir Mohammad Nourtani’ye ait olduğunu belirlendi.
Otopside Nourtani’nin 9 Kasım’da hayatını kaybettiği tespit edilirken ailesinin 10 Kasım sabahı kayıp başvurusunda bulunduğu öğrenildi.
KAPATILAN KAÇAK OCAK TEKRAR AÇILDI
Soruşturma kapsamında Nourtani’nin çalıştığı kaçak maden ocağı sahipleri Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Körnöş’ün kuzeni Ahmet Aydın maden ocağı çalışanları S.K, E.D ve kömür ticareti yapan A.Ç gözaltına alındı.
Körnöş, Gideroğlu ve Aydın tutuklanırken diğer şüpheliler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Öte yandan kaçak ocağın jandarma tarafından 4 gün önce kapatıldığı ancak sahiplerince tekrar açıldığı belirlendi. Kaçak ocak, olayın ardından imha edilerek kapatıldı.
MADENDEN ÇIKARILDIĞINDA HAYATTAYDI
Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede; yanmış halde bulunan cesedin kimliği, yüz bölgesi yanmadığı için “kayıp şahıs” bildiriminden tespit edildiği belirtildi.
İddianamede “eylemin kişi ve toplum üzerindeki olumsuz etkisi ve şüphelilerin suça konu olayın ortaya çıkmasını engellemek amacıyla yapmış olduğu davranışların vahameti göz önüne alınarak” soruşturmanın derinleştirildiği vurgulandı.
Nourtani’nin gündelik işçi olarak kaçak maden ocağında çalıştığı belirtilirken 9 Kasım’da saat 20.00 sıralarında S.K ile yer altında geçirdiği kaza neticesinde ağır şekilde yaralandığı, ocaktan çıkarıldığında ise hala hayatta olduğu ifadeler ile sabit olduğu iddianamede değerlendirildi.
Nourtani’nin battaniyeye sarılıp, kamyonetin kasasına yüklendiği ancak polis veya sağlık birimlerine haber verilmediği için zamanında müdahale edilemediği belirtildi. İddianamede, S.K ve E.D’nin kamera kayıt cihazını kırmaya çalıştığı ve Nourtani’ye ait kıyafetleri yaktığı anların görüntüleri de yer aldı.
“3 SAAT KASADA GEZDİRMİŞLER”
Nourtani’nin battaniyeye sarılı bir şekilde 3 saat boyunca kamyonet kasasında gezdirildiği belirtilen iddianamede A.Ç’nin diğerlerinden ayrıldığı saat 22.45’te Ahmet Aydın’ın akaryakıt istasyonundan pet şişeye benzin aldığı ifade edildi.
İddianamede “23.00 ile 00.00 aralığında olayı gizlemek amacıyla iştirak iradesi içerisinde maktulün cesedini yaktıkları, maktulün cesedi yakıldıktan sonra şüphelilerin benzin bidonunu ve maktulün taşındığı battaniyeyi olay yerinden farklı bir noktalara attıkları.” ifadeleri yer aldı.
KESİN ÖLÜM NEDENİ BELİRLENEMEDİ
Nourtani’nin baş, omuz ve ayakları haricinde bütün vücudunun yandığı belirtilen adli tıp raporunda, göğüs karın ve kasık bölgesinden omurga ve kaburga kemiklerinin görünür olduğu, her iki diz seviyesinden kemiklerin bütünlüğünün bozulduğu belirtildi.
Ayrıca çene ve köprücük kemiklerinde kırık saptandığı ifade edildi. Cesedin, kömürleşme derecesinde yandığı için kesin ölüm nedeninin belirlenemeyeceği ifade edilen raporda; ölüm sonrası yakıldığı, olay sonrası 112’ye haber verilse ya da hastaneye götürülse kurtulma ihtimalinin olup olmadığının bilinmediği yer aldı.
OCAK SAHİPLERİ ASLİ KUSURLU
Öte yandan iş kazasına yönelik alınan bilirkişi raporunda, Nourtani’ye madenciye ocak içinde vagon çarpmış olabileceği belirtildi.
Raporda, işçiyi gözetme yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve kaçak ocakta sigortasız işçi çalıştıran Hakan Körnöş ile Enver Gideroğlu’nun asli kusurlu, Nourtani’nin ise iş kazası yönünden tali kusurlu olduğu aktarıldı.
“KASTEN ÖLDÜRDÜLER”
İddianamede, “iştirak” iradesiyle hareket ettiği belirtilen Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Ahmet Aydın, S.K, E.D ve A.Ç’nin suçlamaları “kaçak ocakta meydana gelen kazanın ortaya çıkışını gizlemek, maddi getirisi düşünülerek kaçak ocağının kapatılmasına engel olmak ve haklarında adli ve idari işlem yapılmasına engel olmak amacıyla ocakta meydana gelen olay sonucunda alınan ifadelerle de sabit olduğu üzere hayatta olan maktulü kolluk birimlerine ve sağlık kuruluşuna haber vermeksizin kazanın meydana geldiği 20.00 ile yakıldığı 23.30’a kadar geçen süre zarfında araçlarında taşıyarak kasten öldürdükleri.” sözleriyle anlatıldı.
“İŞTİRAK HALİNDE KASTEN ÖLDÜRME” SUÇUNDAN MÜEBBET HAPİS İSTEMİ
İddianamede şüphelilerin olayın başından beri irtibat halinde oldukları ve yabancı uyruklu olması nedeniyle takibinin zor olacağı düşünülen kişinin cesedini suçu gizlemek maksadıyla Ahmet Aydın, Hakan Körnöş ve Enver Gideroğlu tarafından yakıldığı ifade edildi.
İddianamede, sanıklar hakkında “ceza alt sınırından uzaklaşma” takdiri mahkemeye bırakılırken “meydana gelen eylemin kişi ve toplum üzerindeki olumsuz etkisi, yaşanılan olumsuz olaylardan kaynaklı ülkemize sığınan yabancı uyruklu olması sebebiyle takibinin zor olacağı düşünülen kişinin cesedini suçu gizlemek maksadıyla yakılması yönündeki eylemin vahameti” ifadelerine yer verildi. İddianame, 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilerek sanıkların her birine “iştirak halinde kasten öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
“AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASIYLA YARGILANMALARI GEREKİR”
İddianamenin eksik düzenlendiğini belirten Nourtani ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker ise “Sanıkların kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezasıyla değil, ölmeden önce diri diri bir kimseyi yakmalarından ötürü ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması gerekmekteydi.” diye konuştu.
(HABER MERKEZİ)