Munzur Çevre Derneği (MÇD) Çevre, Deprem ve Sistem: Sorunlar ve Çözümler başlıklı panel düzenledi. MÇD’nin her ay düzenlemiş olduğu paneller dizisinin bu ayki konusu 6 Şubat depremleriydi.
Panel öncesi 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenler için saygı duruşu gerçekleştirildi. Panelin açılış konuşması MÇD Başkanı Ali Ekber Barmağıç tarafından yapıldı. Metalurji Yüksek Mühendisi Cemalettin Küçük, Jeofizik Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Savaş Karabulut ve DERİTEKS Eğitim ve Örgütlenme Uzman Veysel Ulaş Arslan konuşmacı olarak panelde yer aldı.
Ayrıca panele DEDEF Başkanı Ali Rıza Bilir, Bakırtepe Çevre Platformu, Geyiksuyu Çevre Derneği, Mazgirt Çevre Derneği, Çemişgezek Çevre Köyleri Derneği, Anadolu Yakası Dersimliler Derneği, Sanatçı Vedat Baran katılım gösterdi. Aynı zamanda Dersim DEM Parti Milletvekili Ayten Kordu’nun panele gönderdiği mesaj okundu.
Panel, açılış konuşmasının ardından Jeofizik Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Savaş Karabulut ‘un konuşmasıyla başladı. Karabulut, 15 Temmuz’dan sonra İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edildiğini belirterek konuşmasına başladı. Deprem ve sismoloji üzerine çalışan Karabulut, Pülümür depremleri ve 6 Şubat depremlerinin ardından Dersim’de deprem altyapı ve konut gözlem çalışmalarının gerçekleştirdiğini aktararak “Depremde ölmek sınıfsal bir sorun. Fabrikalarda ezilen işçiler, depremde de eziliyor. Her büyük depremden sonra milat dediler. Ama işçi sınıfında milat olmadı. Depremlerde de en çok acı çeken kadınlar ve çocuklar oluyor.” dedi.
MARMARA’DA ÇALIŞILMAYAN YER YOKTUR
Karabulut konuşmasına beklenen İstanbul depremiyle ilgili sözleriyle devam etti: “500 yıldır deprem olmayacağını herkes biliyordu. Yerel yönetimlerde biliyordu. Dünya’da en çok çalışılan yer Marmara Bölgesidir. Çözüm nedir? 2024 bütçesinde depreme ne kadar ayrıldı? Oysa TMMOB en az arama-kurtarma ekibi sayısının 120 bin olması gerekiyor.” dedi ve “AFAD’ın ne kadar çıkmıştı, 7 bin 500. Oysa TMMOB’un raporunda yıkılan binaları düşünürsek en az gereken arama-kurtarma ekibi sayısı minimum 120 bin olduğuydu. Peki İstanbul’u kaç arama-kurtarma ekibi kurtarabilir? En az 1 milyon kişi gerekiyor.” diyerek devam etti.
“Tüm konutlar için kamuya kendi sorumluluklarını anlatmadığınız sürece öleceksiniz. O yüzden sorumluluğunu hatırlatacaksınız. İstanbul’da birçok boş konut var. Seferberlik ilan ederek tüm boş konutların kamulaştırılmasını sağlayacaksınız.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Karabulut’un konuşmasının ardından sözü Metalurji Yüksek Mühendisi Cemalettin Küçük aldı. Deprem kavramını değerlendiren Cemalettin Küçük, “yer sarsıntısı” ve “deprem”in farklı olduğunu vurguladı. Deprem, kontrolsüz yapılaşmanın ve zorunlu göçlerin sorunların bir sonucu olarak ortaya çıktığını belirtti. Van Depremi üzerinden örnek veren Küçük, şöyle aktardı:
Van Depremi ne zaman oldu? 2011. Deprem 1990’lı yıllarda tıpkı Dersim’in köylerinde olduğu gibi, Van’ın ve çeşitli illerin köylerinde çatışmalarla, zorla boşaltmalarla ya da Karadeniz’in ve İç Anadolu’nun ekonomik yönlendirmeleriyle göçün zorunlu hale getirilmesiyle başladı. İnsanlar Van’a ya da Erciş’e gelip bir yere sığınmak zorunda kaldı. Barınma ihtiyacını karşılamak için etrafını çevrelediği bir yapı oluşturdu. Barınma ihtiyacını karşılamasıyla bu deprem süreci sonrasında ihtiyaç duydukça ekleyip ya da üzerine ilave yapılan yapılarda ne mühendislik hizmeti verebilir misiniz ne bir şey yapabilirsiniz.
Panelin son konuşmasını DERİTEKS Örgütlenme Uzman Veysel Arslan gerçekleştirdi. Arslan, 6 Şubat depremlerinden deprem bölgesine giderek deneyimlerini anlattı. Devletin ve özellikle sermayenin deprem sonrasında ne kadar fazla teşhir olduğunu belirtti. Ayrıca bina yapımı için hiçbir gerekli koşulların incelemenden sadece ranta dayalı inşanın olduğunu aktardı. Arslan, “Murat Kurum’un deprem döneminde yaptığı bir açıklama vardı. Türkiye’deki müteahhit sayısının Almanya’dan fazla olduğuna dair. Bizde müteahhitlik için belirlenmiş hiçbir kriter yok. Tüm bunlar yaşanırken bir de ‘denetleme mekanizması’na bakalım. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki bu ülkede rüşvet ile her şey yapılabilir. Açık açık hukukta rüşvet istiyorlar. İşte bir yapı denetimi vs. neler olduğunu görebilirsiniz.” dedi.
(İSTANBUL)