MA editörü Sedat Yılmaz, hakkında açılan davanın ilk duruşmasında tahliye edildi.
Ankara merkezli soruşturma kapsamında 29 Nisan’da Diyarbakır’da gözaltına alınan ve 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Sedat Yılmaz’ın “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt kurmak ve yönetmek” iddialarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlanan gizli tanık “Ulaş”, Yılmaz’ın İstanbul’da Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) çalıştığını, daha sonra Diyarbakır’a gelerek MA’da çalıştığını söyledi. “Ulaş”, Yılmaz’ın çalıştığı haber ajanslarını “KCK” ile ilişkilendirerek kriminalize etmeye çalıştı. “Ulaş” iddianamedeki iddialarını tekrarladı.
GİZLİ TANIKTAN ÇELİŞKİLİ İFADELER
“Ulaş”, “KCK Basın Komitesi’ne bağlı çalışmalarda haber, fotoğraf, görüntü ve kaynak görüşmeleriyle istihbarat toplandığını ileri sürerek bu istihbaratın da KCK Konsey üyesi Mustafa Karasu’ya bağlı olduğunu iddia etti. “Ulaş”, Yılmaz’ın da Xakûrkê’ye giderek, Karasu ile görüştüğünü ileri sürdü.
“Ulaş”, mahkemede çelişkili ifadelerde bulundu. Soruşturma aşamasında Yılmaz’ın “illegal yoldan sınırı geçtiğini” belirten “Ulaş”, mahkemede ise Yılmaz’ın uçakla Zaxo’ya gittiğini söyledi. Mahkeme başkanının, “Soruşturma aşamasında istihbarattan bahsetmedin, şimdi istihbarattan bahsediyorsun. Senin hangi ifadelerin doğrudur?” sorusu üzerine “Ulaş”, soruşturma aşamasında sürenin sınırlı olduğunu ve mahkemede beyan ettiği bilgilerin doğru olduğunu ileri sürdü.
“Ulaş”, avukatların görüşmenin ne zaman ve içeriğine dair sorusunu da yanıtladı, “Ulaş”, görüşmenin gerçekleştirildiği zamanı hatırlamadığını söyledi.
“ÇÖZÜM SÜRECİNDE BİRÇOK GAZETECİ GİTTİ”
Avukat Şule Recepoğlu, gazeteci Yılmaz’ın da 2013-2015 sürecindeki “çözüm sürecinde” KCK Konsey üyesi Mustafa Karasu ile röportaj yaptığını belirtti.
Av. Recepoğlu, o dönemde birçok gazetecinin benzer haberler yaptığını hatırlattı. Recepoğlu, Yılmaz’ın yaptığı haberin bir nüshasını mahkeme heyetine sundu. Recepoğlu, müvekkilinin gazetecilik mesleğinden dolayı yargılandığını belirterek, beraatını talep etti.
“K8Ç4B3L1T5” adlı gizli tanık ise benzer iddialarda bulundu. Tanık savunmasının ardından savcı, Yılmaz’ın tutukluk halinin devamını istedi.
Yılmaz, mütalaaya katılmadığını ve tahliyesini talep etti.
OK: DOSYA KENDİ KENDİNİ ÇÜRÜTTÜ
MLSA Eş Direktörü ve Yılmaz’ın avukatı Veysel Ok ise Yılmaz’ın Kürt basınında çalıştığına işaret ederek Yılmaz’a yöneltilen suçlamalara dair delil olmadığını belirtti. “İstinat edilen suçlamaya dayanak gösterilen bir delil yoktur” diyen Ok, “Değil bir tutuklama, gözaltı için bile hukuken açıklanacak bir açıklama yok. Bunun hukuki bir zemini yok. Tüm hukuk mevzuatı alt üst ediliyor. 43 sayfalık iddianamenin sadece 3 sayfası Sedat ile ilgilidir. Savcı lehe olan verileri gizlemek için elinden geleni yapmıştır” dedi.
Yılmaz’ın iyi bir gazeteci olduğunu ve yasal bir ajansta çalıştığını ifade eden Ok, “Tanık Sedat’ın çıktığı sınır kapısını dahi yanlış söylüyor. Eğer Yılmaz, röportajı Cemil Bayık ile yapsaydı ondan talimat aldığını söyleyecekti. O haberi gördüğü için Mustafa Karasu diyor” dedi. Ok, dosyanın kendi kendini çürüttüğünü belirtti.
Avukat Resul Temur da gizli tanığın çelişkili ifadelerine dikkat çekti. Temur, gizli tanık “K8Ç4B3L1T5”nin Ankara merkezli MA ve JINNEWS’e yönelik yürütülen davada “devlet görevlisi” olduğunu söylediğini hatırlatarak söz konusu beyana dair belgeleri heyete sundu.
Temur, tanığın ifadelerinin dosyadan çıkarılmasını istedi.
Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Yılmaz’ın tahliyesine karar verdi. Mahkeme, Yılmaz hakkında yurt dışı yasağı kararı verdi.
Duruşma 29 Şubat 2024’e ertelendi.
(HABER MERKEZİ)