Munzur Çevre Derneği’nde (MÇD) “Ovacık” kitabının editörleri Prof. Dr. Zeliha Hepkon ve Prof. Dr. Şükrü Aslan ile Dersim ve Ovacık üzerine söyleşi gerçekleştirildi.
MÇD Başkanvekili Hatun Esen konuşmasına 25 Kasım’dan bahsederek başladı. Mücadele eden kadınları selamlayan Esen, “Korku duvarlarını birlikte yıkacağız. Baskıya karşı mücadelemiz sokaklardır. Ülkemizin dört bir yanından mücadele eden kadınlara selam olsun.” dedi.
Ardından Mirabal Kardeşler ve katledilen kadınlar şahsında saygı duruşu gerçekleştirildi.
MÇD Başkanı Ali Ekber Barmağıç, kısa bir konuşma yaparak etkinliğin içeriğine dair bilgi verdi. Kitapta emeği geçen herkese teşekkür etti. Barmağıç, yazılı çalışmaların önemine değindi.
Prof. Dr. Zeliha Hepkon, konuşmasına başlarken etkinliğin gerçekleşmesine vesile olan MÇD’ye teşekkür etti. Dersim coğrafyasına dair kitapların kendi özgün araştırmalarını yapmaları gerekliliğinden ortaya çıktığını vurguladı. Bu gerekliliğin “Pülümür” kitabıyla kendini gösterdiği söylendi.
Kitapla ilgili bilgi veren Hepkon, kitapta 49 yazar bulunduğundan, kitabın içinde 39 makale olduğundan bahsetti. Hepkon kitabın Ovacık ile ilgili en kapsamlı çalışmalardan biri olduğunu vurguladı.
“HAFIZAYI TAZE TUTMAK”
Ovacık’ın çok geniş bir coğrafya olmasından kaynaklı içerisinde çokça yazar bulunduğuna değinilerek yaşananları yeni nesile aktarma çabasında olduklarını ve kitabın da bunu içerdiği söylendi.
4 ana bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde doğa-ekoloji, deprem ile ilgili rapor yer alıyor. 2. bölümde Ovacık’ta tarihsel süreç, Ovacık Ermenileri, Seyid Rıza. 1970’li ve ‘90’lı yıllarda siyasi mücadele yer alıyor.
3. bölümde tarım ve hayvancılığın dönüşümü, müzik kültürü, evlilik törenleri, Munzur su, mizah, sosyal medyada ovacık imgesi anlatılıyor.
4. bölümde anılar, tanıklıklara yer veriliyor. Erzincan’daki Ovacıklılardan bahsediliyor. Ovacıklıların nasıl karşılandığına, ilişkilerin nasıl olduğuna değiniliyor. Ayrıca Zazaca makale yer alıyor. Göçlere dair “Kalanlar” adlı yazı bulunuyor. 1970’lerde sinemaya değiniliyor. ‘94 ve ondan sonra oluşan mahalle 4. bölümde yer buluyor.
Hepkon, kolektif hafıza inşasına araştırmacı-akademisyen kesimler olarak katkıda bulunmak istediklerini, unutturulmak istenenleri unutturmamak ve hafızayı taze tutmak amaçlarının olduğunu ve kitabın da hep birlikte hatırlama çabası olduğuna değindi.
Kitabın, ortak çalışmanın ve bir arada hareket edebilmenin öneminin, ortak paydada buluşup bir şeyler yapabilme çabasının bir ürünü olduğu vurgulandı.
“BELLEKSİZ ŞEHİR”
Prof. Dr. Şükrü Aslan, MÇD ve tüm üyelerine teşekkür ederek konuşmasına başladı.
Dersim coğrafyasına dair söylenecek çok şey olduğunu vurgulayan Aslan, geçmişi gösteren bir anıt, mekân olmadığı, şehirin belleksiz olduğu ve bu tarz kitapların yeni hafıza mekânları kurmaya davet ettiğini söyledi.
Dersim’in korunması ve yaşatılması gerektiği, o coğrafyanın özel bir yer olduğu, coğrafyanın talan edilmemesi, peşkeş çekilmemesi ve geleneksel kültürün yaşatılması gerektiği vurgulandı. Bunların da o bölgedeki yerel dinamiklerin birbirleriyle birlik kurarak gerçekleşebileceğine değinildi.
Ayrıca “Nazımiye” kitabının da yazım aşamasında olduğu açıklandı. Konuşma teşekkür ederek sonlandırıldı. Ardından söyleşi kısmına geçildi.
Söyleşide hafıza evlerine dair çalışmaların nasıl olacağı, halk odaları ile ilgili çalışmaların olup olmadığı, kitabın yeterince ilgi görüp görmediği soruldu.
Verilen cevaplarda hafıza mekânlarının politik geleneği resmetmesi gerektiği, ‘60’lı ‘70’li yıllardaki gazete haberleri, hapishaneden gelen mektuplar, dergiler, telgraflar bunların hepsinin içeriğinde bulunabileceği bir mekân inşa edilebileceğine değinildi. Aynı şeyin Alevilik için de yapılabileceği, pirlen cemlerine, ibadet ritüellerine yer verilebileceği vurgulandı.
Soruların cevaplanmasının ardından söyleşi sonlandırıldı. Ardından imza etkinliği gerçekleştirildi ve bu tarz etkinliklerin önemine değinilerek etkinlik sonlandırıldı.
(İSTANBUL)