[responsivevoice_button voice=”Turkish Female” buttontext=”Makaleyi dinle “]
Tarımsal üretimin ve gıda tüketiminin zor olduğu yıllardan birini geçiriyoruz. 2022 yılından itibaren üretim krizi büyüyerek devam ediyor. Üretim krizinin büyümesi ise temel gıda ürünlerine ulaşmayı zorlaştırıyor. Üretici enflasyonunun verileri ivmeleniyor.
ÜRETİM MALİYETLERİNDE YAŞANAN ARTIŞ
TÜİK’in açıkladığı Ağustos 2023 dönemine ait üretim maliyeti verilerinde yıllık yüzde 41 artış yaşandı. Tohum ve dikim araçları, tarımsal ilaçlar, makine bakım masrafları bu artışın içerisinde yer alıyor. Tarım- Girdi Fiyat Endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41 artarken, alt gruplarda artışlar daha fazla. Alt gruplardaki sürekli artış da üretici enflasyonunun başlıca nedeni. Alt grupları incelediğimizde, yukarıda da bahsettiğimiz tarımsal üretime doğrudan etki eden faktörleri görebiliriz. Örneğin, makine bakım masraflarında yüzde 56,85’lik bir artış söz konusu. Bu da üretimi doğrudan etkiliyor. Tarımda makine kullanımının yoğun olduğu günümüzde masrafların böylesi bir artış göstermesi kontak kapattırır! Elbette sadece bu değil. Ürün verimliliğini artıracak olan gübre ve diğer toprak geliştiricileri en çok artışın yaşandığı diğer bir grup. Yine 2022 yılının aynı ayına göre yaklaşık yüzde 14,92’lik bir artış var. Traktöre mazot yok, mazot olsa makinesi, makine olsa gübresi pahalı! Bütün bunları büyük ölçüde tamamlayan üretici ise bu defa satış engeliyle karşılaşıyor. Tüccarı, devleti, şirketi derken üreticiye kalan “seneye inşallah!” temennisi…
Tarım dışında hayvancılık da benzer sorunları yaşıyor. Hayvan yeminde yüzde 15,25, veteriner harcamalarında yüzde 105,88, bina (ağıl vs.) bakım masraflarında yüzde 50,65’i bulan artışlar söz konusu. Bunların yanı sıra elbette enerji, makine gibi diğer unsurlarda da ciddi artışlar yaşanmaya devam ediyor. Tarımdaki değişkenlik hayvancılığı da doğrudan etkiliyor.
“GIDAYA ULAŞMANIN EN ZOR YILI”
Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) 16 Ekim’de “Dünya Gıda Günü”nde bir açıklama yayımladı. TMMOB’a bağlı Ziraat, Kimya ve Gıda mühendisleri odalarının ortak açıklamasında Dünya’nın ve özelde Türkiye’nin gıda krizi içerisinde olduğu belirtildi.
Kovid-19 salgını, tarımsal üretimdeki sorunları ve emperyalizmin sürdürülemez tarım politikalarını açıkça göstermişti. İhtiyaca ve toprağa uygun tarım modellerinden ziyade kâr odaklı üretimin sorunları salgın döneminde açığa çıktı. Yetersiz ürünler, tedarik problemi, sağlıksız gıdalar tekrar tekrar gündeme geldi. Odalar, Birleşmiş Milletler öncülüğünde 193 ülkenin 2019 yılında imzaladığı “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”ndan “sıfır açlık”ın ulaşılması çok uzak bir hedef olduğunu yineledi. Odaların yaptığı açıklama şöyle: “Pandemi döneminde bile bu kadar sıkıntılı günler yaşamamıştık. Yanlış ekonomi politikaları, tarım üretiminin hızla azalması, emekçi ve emekli ücretlerinin açlık sınırının altında kalması, bırakın sağlıklı beslenmeyi, karnımızı doyurmayı bile lüks haline getirmiştir.”
AZAR AZAR NEREYE KADAR?
Manavlar, semt pazarları ve marketlerde fiyatlar durmadan artıyor. Yakın bir gelecekte de artışların durması beklenmiyor. Birçok üründe ekim ve satıştan kaynaklı sorunlar var. Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, “Yeterli ürün yok. Maliyetler ciddi şekilde yüksek. Artık kabul edeceğiz ki 20 TL ucuz bir fiyat.” diyor. Normalleşen pahalılık üretimi zorlaştırırken, tüketimde de ulaşılabilirliği etkiliyor.
Yaz ayından beri Türkiye Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) fiyat ve alım sorunu, Tarım Kredi Kooperatifi’nin tüccarlarla iş birliği, ithal ürünlerin piyasayı altüst etmesi gibi birçok durum tarım üreticilerinin, özellikle yoksul-orta köylülerin yaşadığı ciddi sorunlardır. Tüm bu sorunların kış ayında da devam edeceği kesindir. Egemen sınıfların sözcülerinin “üretimi bol sezon”, “alım rekoru” gibi söylemlerine denk gelebiliriz. Bunlara şaşırmıyoruz! Artan ciddi maliyetler karşısında üreticinin satış fiyatları geçen yılın bile altında kaldı. Tüccarlar, şirketler kâr etmeye devam ederken üretici kıt kanaat geçinmeye devam etti. Ürettiğine tükürten bu sömürücü sistem var oldukça ezen egemen sınıflar olacaktır!