100 gündür hapishanede olan ve bugün ilk kez hâkim karşısına çıkan gazeteci Merdan Yanardağ hakkında tahliye kararı verildi.
BirGün yazarı ve TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, bugün hakim karşısına çıktı. Yanardağ’ın 2 yıl 6 ay hapsine hükmeden mahkeme heyeti, kararla birlikte Yanardağ’ın tahliyesine karar verdi.
Yanardağ hakkında “suçu ve suçluyu övme” ile “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla açılan ve 1 yıl 6 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapsi istenen davanın ilk duruşması, bugün İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Adliye önündeki basın açıklamasının ardından saat 12.30’da başlayan duruşmaya, salonun küçük olması nedeniyle az sayıda kişi katılabildi. Çok sayıda gazeteci ve avukat salona giremedi.
“SİYASİ İKTİDAR, ÇÖZÜMÜ BİR KERE DAHA HAPSETMEKTE BULDU”
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülen duruşma öncesi, Yanardağ’a destek için aralarında CHP Grup Başkanı Özgür Özel, CHP’li vekiller Aylin Nazlıaka, Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu, Kani Beko ve Yüksel Mansur Kılıç ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve CHP İstanbul İl Başkan adayı Özgür Çelik’in de olduğu çok sayıda siyasi parti temsilcisi, gazeteci ve kişi adliye binası önünde bir araya geldi.
Adliye önünde “Faşizme Karşı Omuz muza”, “Merdan Yanardağ Yalnız Değildir” ve “Özgür Basın Susturulamaz” gibi sloganlar atıldı.
Merdan Yanardağ’a Özgürlük Platformu tarafından okunan basın açıklamasında “Basın özgürlüğü ve demokrasi savunusuna tahammülü olmayan siyasi iktidar, çözümü bir kere daha hapsetmekte buldu.” denildi.
“BAĞIMSIZ MEDYAYA GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENİYOR”
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 1 buçuk saate yakın bir gecikmenin ardından saat 12.30’da başlayan duruşmaya Yanardağ jandarma eşliğinde getirildi.
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Merdan Yanardağ, “Bu dava basın ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmak isteyen baskıcı otoritenin, insanları korkutarak sindirmeye çalışması için açılmıştır.” dedi.
Hâkimin sabıkası olup olmadığına yönelik soruya “Basın sabıkam var” diye yanıt veren Yanardağ şunları söyledi:
Bu dava basın özgürlüğünü ortadan kaldırma, Türkiye’yi baskıcı ortama sürükleme davasıdır. Benim tutuklanmam bağımsız medyaya gözdağı vermek içindir. Toplumu sindirmek içindir. 38 yıllık gazeteciyim. Tele1’in hem yönetim kurulu başkanı hem genel yayın yönetmeniyim. Yargılanmamın nedeni terör örgütü övmek değildir. Burada olmamamın nedeni Tele1’in yayınlarından dolayıdır. Yaptığım programın süresi 50 dakikadır, bu programda suçu ve suçluyu övmemişim, ne olduysa ‘Türkiye bayrama giderken gündem boş çılgın bir gazeteciyim gündem yaratayım’ demişim böyle bir şey olabilir mi?
Böyle bir muameleye karşılaştım beni niye tutukladınız? Adresim belli, tüm çağrılara uyumuşum, hiç aksama olmamış. Şöyle bir tezgâh kurulmuş; sosyal medyada bir troll ordusu var onları millet sanan bir savcılık var. Dün Ayşenur Arslan’ın başına gelen de budur. Bir kampanya başlıyor kim oldukları belli değil. Büyük bölümü sahte dava açmaya çalışıyoruz isim çıkmıyor.
Sözüm ona infial var. Biri sokağa çıkmış mı? Yok. TELE1’in önüne gelip bir protesto var mı? Yok. Halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmışım. Beni destekleyen binlerce tweet var bunları dikkate almayan savcılıkla karşı karşıyayız. Seçimlerden önce yaptığımız yayınlar rahatsız etti. AKP’nin izlediği politikaları eleştirmek için yapıldı bu program.
“BU DAVANIN ASIL NEDENİ TECRİT TARTIŞMASI”
“Bu davanın asıl nedeni tecrit tartışması. Bu iddianamede Galip Ensarioğlu’ndan hiç söz edilmiyor. İddianame ikinci bir montaj yapmış. TELE1’de bu güne kadar 3000 program yapmışım, 62 saniyelik bir bölüm kesilmiş üstelik üzerinde 5 saat çalışılmış 25 Haziran’da sosyal medyaya yüklenmiş. Ebabil var ya kapatılan onun gibi hesaplar. 5 gün bu program hiç görülmemiş 5. gün infial yaratmış.”
Yanardağ beraatına karar verilmesini ve davanın düşürülmesini talep ederek savunmasını tamamladı.
Yanardağ’ın savunmasının ardından söz alan avukatları Başar Yaltı, Gizem Duygu Öcalan ve Bilgütay Hakkı Durna da “suçu ve suçluyu övme” suçu ile “örgüt propagandası” suçunun unsurlarının oluşmadığına vurgu yaparak müvekkillerinin beraatı ve tahliyesini talep ettiler.
Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı Savcılık, Merdan Yanardağ’ın “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 7,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
“SAVCININ MÜTALAASI BASININ ÇALIŞMA ALANININ DARALTILMASIDIR”
Duruşma 14.45’te verilen aranın ardından 15.35’te tekrar başladı. Avukatlar, vekiller, gazeteciler ve Merdan Yanardağ’ın yakınları mahkeme salonuna alındı.
Davayı takip etmek isteyenlerin bir kısmı yine salon dışında kaldı.
Esas hakkındaki mütalaaya ilişkin beyanda bulunan Yanardağ, “Anayasal hakkın gasp edilmesini savunan bir savcılık makamı olamaz. Savcının mütalaası basının çalışma alanının daraltılmasıdır. Demokrasiler suçluların haklarının da olduğu rejimlerdir. Savcılık makamı totaliter bir rejime doğru evrilmesini talep ediyor. Mütalaadan böyle anlaşılıyor.” dedi.
Yanardağ şöyle devam etti: “Adalet yoksa bir ülkede barış da olmaz. Savcılık makamının bu sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Burada gazetecilik faaliyeti yargılanıyor. Sanal bir suç yaratılmak isteniyor. Nazi mahkemeleri mantığıyla fiile değil faile bakarak suç üretiliyor.”
Yanardağ’ın ardından söz alan avukatlar da berat ve tahliye taleplerini yineledi.
MAHKEME TAHLİYE KARARI VERDİ
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, “örgüt propagandası” suçunun işlendiğinin sabit olduğuna hükmetti.
Mahkeme, suçun basın yayın yoluyla işlenmiş olması gerekçesiyle yarı oranında artırım yaparak Yanardağ’ın 2 yıl 6 ay hapsine hükmetti. Mahkeme, kararla birlikte Yanardağ’ın tahliyesine karar verdi.
(HABER MERKEZİ)