HABER MERKEZİ- Menemen R Tipi Hapishanesi’ndeki hasta tutsak Ahmet Sılık’tan bir aydır haber alamadığını belirten eşi Binefş Sılık, “Beni ve çocuklarını tanıyamaz hale geldi. Unutkanlığı olduğu için gardiyanlara ‘ilacımı verin’ diyemiyor. Bu zulüm bitsin” diye seslendi.
İzmir Menemen R Tipi Hapishanesi’ndeki hasta tutsak Ahmet Sılık’ın (76) sağlık durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Sılık, 4 Kasım 2011 tarihinde hakkında “ihbar” olduğu gerekçesiyle Bayraklı ilçesinde gözaltına alındı ve 4 gün sonra çıkarıldığı mahkemece “örgüte yardım etmek” iddiasıyla tutuklandı. Bir yıla yakın tutukluluğunun ardından 19 Ekim 2012’de tahliye edildi. İki ay sonra hakkında açılan davanın Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında “örgüte yardım etmek” iddiasıyla 6 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Cezası 21 Şubat 2017’de Yargıtay tarafından onanan Sılık, 9 Mart 2018’de kimlik kontrolü sırasında hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınarak, hapishaneye gönderildi.
İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMIYOR
Daha önce prostat, şeker, kalp, yüksek tansiyon gibi hastalıkları bulunan ve beyne giden damarları tıkındığı için 2 ayrı ameliyat geçiren Sılık’ın sağlık durumu, cezaevine girdikten sonra daha da kötüleşti. Cezaevine girdikten sonra kısmi felç geçirerek, unutkanlık yaşamaya başladı. Öyleki ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hale geldi. Adli Tıp Kurumu ise, sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmeyen Sılık hakkında “hayatını yalnız idame ettiremez” raporu hazırladı. ATK, “salınmasının toplum güvenliği bakımında tehlike oluşturup oluşturmayacağına” dair ise, bu durumun adli tıbbı ilgilendiren bir konu olmadığını kaydetti.
Binefş Sılık (73), eşinin sağlık durumunun her geçen gün daha da kötüye gittiğine dikkati çekti. Eşinin artık çocukları ve kendisini tanıyamadığını aktaran Sılık, cezaevi yönetiminin “hastaneye gidip geliyor o yüzden karantinada” gerekçesiyle bir aydır eşiyle görüşmesine izin vermediğini söyledi. Sılık, “Ben yaşımdan dolayı çok fazla dışarı çıkarmıyorum. Çocuklarım gitmek istiyorlar ancak sürekli ‘karantinada’ deniliyor. Şuan telefonla da görüşemiyoruz. Ne durumda olduğunu bilmiyorum. En son görüşte eşim kıyafetlerini nasıl giyeceğini bilmiyordu. Su içmeyi bile unutmuştu. Unutkanlığı olduğu için gardiyanlara ‘ilacımı verin’ diyemiyor. Eşim önce namaz kılar, oruç tutardı. Artık namaz kılmayı unutmuş. Hangi gün, hafta, ay ve mevsim olduğunu bilmiyor” sözleriyle eşinin durumunu anlattı.
‘HASTA TUTUKLULAR NEDEN CEZAEVİNDE?’
Son görüşünde eşinin tekerlekli sandalyeyle getirildiğini ve bir bacağında kısmi felç olduğunu söyleyen Sılık, bir ay önce yaptıkları telefon görüşmesin de ise, eşinin telefonu kaldıramadığını ve bundan kaynaklı görüşmeyi kısa tuttuklarını anlattı. “Hükümet neden hasta tutukluları cezaevinde tutuyor?” diye soran Sılık, şöyle dedi: “Cezaevi müdürüne ‘eşimi bırakın, neden bırakmıyorsunuz’ diye sordum. O da, ‘benim elimden bir şey gelmez. Bırakın derlerse bırakırım’ dedi. ‘Cezaevinde kalamaz’ raporu var. İzmir Savcısı ‘cezaevinde kalabilir’ diyor. Kendisi bile ‘Benim çıkacağımdan umudum yok, buradan çıkamayacağım’ diyordu.”
‘ADALET BAKANI GÖRMÜYOR MU?’
Bir an önce hasta tutukluların tahliye edilmesini isteyen Sılık, koronavirüs (Kovid-19) salgınının cezaevlerinde yarattığı riske değindi. Sılık, “Son düzenleme ile bütün taciz ve tecavüz suçluları ile katiller çıktı. Hasta tutuklular çıkmadı. Hükümet siyasi hasta tutukluları ölüme terk ediyor. Bu zulmü kabul etmiyoruz. Kimse cezaevinde ölsün istemiyoruz. Bu yapılanlara sessiz kalmayacağım. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül bunca zulmü görmüyor mu?” (MA/Ruken Demir)