HABER MERKEZİ – Hesekê’de düzenlenen DAİŞ saldırısının Türkiye desteğiyle yapıldığını belirten PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, “Bu bir konsept dahilindedir. Startı Astana’da verildi” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê kentinde DAİŞ’lilerin tutulduğu Sinaa Cezaevi’ne dönük saldırılarda çatışmalar çıkarken, Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi. Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan Müslim, cezaevine saldırı ile başlayan çatışmaların uzun sürmesinin, saldırı planının büyüklüğünü gösterdiğini belirterek, “Saldırılar dışarıdan ayarlanmıştı. Önemlisi de daha önce yakalanan bir çete lideri bunları söyledi. Bölgedeki gizli hücreler ve tüm mühimmat ve lojistik, Türk işgali altındaki bölgeler ile Irak’tan geliyor. Demek ki bunların da saldırılar parmağı var. Öyle anlaşılıyor ki bir süredir bu saldırıların hazırlığı yapılıyor. Aniden gelişen bir olay olmadığı anlaşılıyor” dedi.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
Hesekê semtlerinde kurdukları gizli hücre yapılanmalarıyla hapishaneye kadar sızdıklarını kaydeden Müslim, şunları söyledi: “İçeridekiler de karışıklık çıkartmaya başladı. Bazıları kaçma teşebbüsünde bulundu. Bazıları şehrin diğer semtlerine kaçtı. İç Güvenlik Güçleri, kentten temizlenmesi için Hesekê genelinde sokağa çıkma ilan etti.”
‘BU KONSEPTE DAHİLDİR’
Astana’da yapılan son toplantıda tartışılan 10 maddeden 8’inin, Kuzey ve Doğu Suriye üzerine olduğuna dikkat çeken Müslim, “‘Orası teröristtir, bölücüdür’ denilerek çökertmek istendi. Bunların hepsi bir konsepttir. Saldırının ilk ayağı budur. Şehba’dan Zirgan’a kadar olan saldırılar, bölgenin kuşatılması, Güney Kürdistan ve Suriye rejimi tarafından sınır kapılarının kapatılması, bölgedeki kamp ve cezaevlerindeki DAİŞ’lilerin silahlandırılması, bu konsepte dahildir. Her yerde ne kadar sıkıntı yaratılırsa onların işlerine yarar. Türk devletinin saldırılarındaki tüm amaç ve hedefler buradaki yönetimin çökertilmesidir. Bunun için ellerinden geleni yapıyor. Şimdiye kadar yakalanan onlarca DAİŞ hücresinin tamamının Türk devletiyle ilişkileri ortaya çıkıyor. Onun için bu saldırıları gerçekleştirenler tek başına değildir. Birileri onlara mühimmat ve lojistik destek sağlıyor. Yoksa tek başlarına yapacakları bir şeyler değil” diye konuştu.
SINIR KAPILARI
Bölgenin günlük olarak saldırılara maruz kaldığını ifade eden Müslim, konuşmasına şöyle devam etti: “Bölgede yaşayan 5 milyon insana baskı yapılıyor. Sınır kapıları kapatılarak sorunlar yaratılıyor. Örneğin Sêmalka Sınır Kapısı’ndan bahsedelim. Şehit ailelerinin başlatmış olduğu eylemin sonlandırılmasını istiyorlar. Demek oluyor ki dertleri veya sınır kapısının kapatılma gerekçeleri gençlerin eylemi değilmiş. Dört aydan beridir şimdiye kadar annelere bir cevap verilmiyor.”
‘DAİŞ TEHLİKESİNİ GÖRSÜNLER’
Uluslararası güçler başta olmak üzere tüm dünyanın buradaki DAİŞ tehlikesini görmesi gerektiğini kaydeden Müslim, şöyle konuştu: “Özellikle cezaevindeki 5 bin DAİŞ’li olmak üzere bölgedeki on binlerce DAİŞ’linin kaçmasından en çok etkileneceklerden biri de Batılı ülkelerdir. Gerçekten terörizmden kurtulmak istiyorlarsa, bölgeye yardımcı olmaları gerekiyor. Bu tarz terör saldırıları için ısrarla DAİŞ’in bitirilmesinden bahsediyoruz. Uluslararası güçler DAİŞ’i bitirme noktasında ısrarlıysa bu planlara karşı uyanık olmalıdır. Bu saldırıları destekleyenlere karşı durmalıdır.”
‘DİRENECEĞİZ’
Uluslararası bir mahkemenin kurularak DAİŞ’lilerin yargılanmasını talep eden Müslim, “Saldırılar yüzünden özgür yaşamımızdan ve demokratik projelerimizden vazgeçecek değiliz. Herkes bilmelidir ki direneceğiz” dedi.