49. Yılında Kızıldere Son Değil, Kavga Sürüyor!

“Oy dere Kızıldere 

Böyle akışın nere 

Bizde hal mi bıraktın 

Sana can vere vere oy… oy… oy … 

Dere bizim evimiz 

Suyu alınterimiz 

Söyle nedendir dere 

Vurulur gençlerimiz oy… oy… oy… 

Dere böyle durulmaz 

Gence kurşun sıkılmaz 

Sanma faşist olandan 

Bir gün hesap sorulmaz oy… oy… oy…” 

Kızıldere direnişinden sonra halk tarafından ve devrimciler tarafından söylenen Kızıldere marşı, 70’lerden günümüze yaratılan bu direniş geleneğini dilden dile halkın yüreğine taşımıştır. 

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idam edilmelerini engellemek amacıyla THKP-C ve THKO önder ve savaşçıları birlikte eylem düzenleyerek Ünye’de bulunan NATO üssünde görevli 3 İngiliz teknisyeni kaçırır. Eğer Denizlerin infazı hemen durdurulup, bu, radyolardan açıklanmazsa İngiliz ajanlarını öldüreceklerini açıklarlar. Kaçırdıkları İngilizlerle birlikte Tokat Niksar’ın Kızıldere köyüne gelen Mahir Çayan ve arkadaşlarının bu talepleri devlette ve emperyalistlerde tam bir şok etkisi yaratır. Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere bütün illerin sıkıyönetim komutanlıklarına haber gönderilir. Türkiye çapında bir operasyon başlar. Ve bütün Karadeniz bölgesi havadan ve karadan mağaralara kadar aranmaya başlar. Mahirlerin bulundukları ev tespit edilerek etrafları sarılır. 30 Mart 1972 sabahı Kızıldere tam bir kuşatma altındadır. 

Operasyona katılan dönemin İçişleri Bakanı Ferit Kubat, o güne ilişkin mecliste yaptığı açıklamada şöyle diyordu: “Devamlı ihtar ve tekliflerimiz karşısında ‘biz buraya dönmeye değil ölmeye geldik’ diyorlardı. Bu sözlerden ölmeye ve öldürmeye kararlı oldukları tarafımızdan anlaşılmıştır.” Yine MİT mensubu Mehmet Eymür de yaşadıklarını şu şekilde aktarıyor: “Mahir Çayan ve Ömer Ayna’nın pencereden dışarı baktıklarını gördük. Askerler megafonla çağrıda bulunarak etraşarının sarıldığını ve teslim olmalarını söylediler. Mahir Çayan cevaben bütün dünyanın ve Türkiye’nin gözünün şu anda orda bulunduğunu, yaklaşıldığı veya ateş açıldığı takdirde ellerinde bulunan 3 İngiliz’i öldüreceklerini, ölmeye ve öldürmeye kararlı olduklarını, sonuna kadar çarpışacaklarını bildirdi.” 

Mahir Çayan açılan ilk ateş sonucu şehit düşer. Mahir Çayan’ın şehit düşmesinden sonra diğer devrimciler tarafından rehineler öldürülür. Devletin ateşine ateşle karşılık verirler. Havan, roket, makinalı tüfek ateşi altında Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin ve Ömer Ayna Kızıldere’de bir direniş destanı yaratarak ölümsüzleştiler. 

Kızıldere’de yaşanan bu deneyim, Türkiye devrimi içerisinde devrimci dayanışmanın en güzel örneklerini sergilemesi açısından önemli siyasal kazanımlar içermektedir.